Başbakan Binali Yıldırım geçtiğimiz Çarşamba günü 66.Türkiye Cumhuriyetini oluşturan yeni bakanlar kurulunu açıkladı, Yeni bakanlar kurulu belli olduktan sonra üzülenler oldu, sevinenler oldu, Göreve gelen yada görevden gidenlerin yanı sıra vatandaşlarda sevdikleri isimlerin Bakanlık koltuğuna oturmasından dolayı mutluluk duydular, beğenmedikleri siyasetçilerinde Bakanlar kurulunda olmasından hoşnut olmadılar.

Türkiye Cumhuriyetinin 66.Bakanlar kurulu yukarıda da belirttiğimiz gibi Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklandı, bu muhasebeye göre demek ki bundan önce Türkiye’de 65 hükümet kuruldu,bundan sonra da dünya var oldukça yeni hükümetler kurulacak.

Biz pek çok vatandaşımızın aksine Türkiye Cumhuriyetinin kalbi olarak bildiğimiz TBMM’ye seçilen 550 kişilik Milletvekili ile 550 milletvekili arasından seçilen 26 kişilik Bakanlar kurulu listesini her zaman çok önemsiyoruz vatandaşlarımızın da önemsemelerini bekliyoruz.

80 milyon nüfusu olan bir ülkenin 550 kişilik Parlamentosuna oradan da 26 kişilik Bakanlar kuruluna girmenin belki mucize ötesi bir hadise olduğunu hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun bu mucizeyi gerçekleştirebilme başarısını gösteren kim varsa gerçekten takdir ediyoruz.

Kamuoyu daha çok o an göreve getirilen isimlerin mevcut hayatı ile meşgul durumda, Elbette ki siyaset kurumunun zorlukları var,insana dayalı olarak yapılan siyasette bir noktaya kadar gelmenin geldikten sonra da orada kalmayı başarmanın ne kadar zor olduğunu çok iyi bilen birisi olarak siyasetin bizi ne kadar fazla cezp ettiğini de anlıyoruz.

Siyasette herkesin bildiği isimlerin dışında birde kamuoyu tarafından tanınmayan ancak bulunduğu makama gelinceye kadar nasıl büyük mücadelelerden geçtiği başlı başına bir hikaye olan siyasetçilerin geçmişleri de insanı duygulandırıyor bir noktadan sonra da sevindiriyor.

Bizi duygulandıran bir hayat hikayesi de Adalet Bakanlığı görevine getirilen  Abdulhamit Gül ile ilgili, Yeni kabinede Adalet Bakanı olarak yer alan Ak Parti Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül'ün babası emekli imam Cemil Gül, oğluna verilen göreve çok sevindiğini belirterek, "Hem okuluna gider, hem de evine katkı sunmak için yoldaki sürücülere şurup (meyve suyu) satardı. Bir gün kendisini ayağında eski ayakkabıyla meyve suyu satarken gördüm. O zaman çok üzülmüştüm" İnşallah şimdiye kadar yapmış olduğu başarılı çalışmaları, yeni görevinde de yapar. Böyle bir kararı beklemiyordum. Haberi duyduğumda çok mutlu oldum. Oğlum genç bir hukukçudur" diye konuştu.

Oğlunun okul sonraki zamanlarda yoldan geçen sürücülere meyve suyu satarak aile geçimine katkı sağladığını ifade eden Cemil Gül, "Kendisi şimdi olduğu gibi gençliği döneminde de çok çalışkan ve çok başarılıydı. Hem okuluna gider, hem de evine katkı sunmak için yoldaki sürücülere şurup satardı. Şimdi mesleğine çok yakın olan bir bakanlık görevi verildi kendisine. İnşallah bu görevi de en iyi şekilde yerine getirir. Bizim her şeyimiz Türkiyemiz ve devletimiz içindir. Bizler bir ve beraberiz, bu güzel ülkede güzel hizmetler oldukça bizler daha çok sevineceğiz, mutlu olacağız. Oğlum çalıştığı her alanda başarılı olmuştur. Bir gün kendisini ayağında eski ayakkabıyla şurup satarken gördüm. O zaman çok üzülmüştüm ama demek ki çilesiz hayat olmuyor. O zaman çok zorluklar çekti ama hiç pes etmedi. Allah’a şükürler olsun bugün bakan oldu. Şimdiye kadar aramızda hiçbir terslik olmadı, hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Ben zaman zaman şaka ederdim ama her zaman ciddiyetini korur işini ve görevini ciddiyetle yapardı. Benim temennim oğluma verilen bu görevin kendisine, ailesine, hükümetine ve milletine hayırlar getirmesidir."derken bir anlamda Türkiye’nin de nasıl bir fırsatlar ülkesi olduğunu ortaya koyuyordu.

Aslında Baba Cemil Gül’ün Adalet Bakanı olan oğlu Abdulhamit Gül ile ilgili söyledikleri Cumhuriyet ilkelerine de ne kadar sıkı sıkıya bağlanmamız ve Cumhuriyeti “gözümüzün ışığı” gibi korumamız gerektiğine en büyük ispat olsa gerek.

Ayağında yırtık ayakkabısı ile öğrenim hayatını devam ettirebilen Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşını bugün 80 milyonluk bir ülkenin Adalet Bakanı yapan Cumhuriyetin kadrini kıymetini anlayabilmek için bundan daha büyük bir örnek nasıl verilebilir..

Doğrusu merak ediyoruz.

Biraz daha dikkatli bakıldığında özellikle Süleyman Demirel’den itibaren son derece zor koşullarda bir hayat sürdükten sonra Cumhuriyetin kazanımları sayesinde Devletin en üst noktalarına kadar gelip yöneticilik yapan yüzlerce-binlerce vatandaşımızı daha dikkatli bir şekilde incelediğimizde her birinin ayrı bir hikayesi olduğunu görebiliriz.

Milyonlarca insan arasından sıyrılıp gelen, siyasetin o acımasız kuralları içerisinde önce 550 kişilik milletvekili listesine sonrada 26 kişilik bakanlar kuruluna girme başarısını gösteren her Anadolu evladının önünde saygı ile eğilirken bu noktaya kadar gelme başarısını gösterebilenlerinde başarılarının başlıca sebebinin Cumhuriyet olduğunu unutmamalarını da özellikle rica ediyoruz ve ekliyoruz

YAŞASIN CUMHURİYET

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37