24 Haziran tarihinde yapılan genel seçimde bir siyasi partiden milletvekili seçildikten belli bir süre sonra kendisine göre haklı gördüğü sebepler dolayısı ile partisini bırakıp, başka bir siyasi oluşuma giden milletvekilleri ile ilgili toplumun hemen her kesiminden son derece ağır eleştiriler yapılıyor. 

Bu eleştirilerin en başında da "Madem partiden istifa ettin o zaman milletvekilliğinden de istifa et" görüşü ağırlık kazanıyor.

Parti değiştiren milletvekilleri kadar öne çıkmasalar bile 5 yılda bir yapılan yerel seçimde başarılı olup başkanlık koltuğuna oturan yüzlerce belediye başkanının kısa bir zaman sonra "Beldeme yeteri kadar hizmet alamıyorum bu yüzden vatandaşıma daha iyi hizmet etmek adına iktidar partisine katılıyorum" diyerek partisini bırakmak zorunda kalıyor.

24 Haziran tarihinde İYİ Parti’den TBMM’ye giren Tamer Akkal önce partisinden istifa etmiş dün sabah saatlerinde de AK Parti’ye katılacağını açıklamıştı. Akkal’ın bu açıklaması sonrası İYİ Parti tabanı da her zaman olduğu gibi bu sefer de istifacı vekile akla hayale gelmeyen eleştiriler yapmışlardı. Bu durum halen daha devam ediyor.

Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçtiği 1950 yılından itibaren sürüp giden bu tartışmalar bilindiği gibi bir türlü bitmedi, bu gidişle bitecek gibi de değil. Yapılan yerel ya da genel seçimde bir siyasi partiden milletvekili, belediye başkanı seçilen siyasetçiler belli bir zaman sonra parti değiştiriyor, o andan itibaren de yaylım ateş başlamış oluyor.

Türkiye’de bir siyasi partiler kanunu olduğu ve seçimlerin de bu siyasi parti kanununa göre yapıldığını aslında vatandaşlarımızın nerede ise tamamı biliyor. Ancak herhangi bir siyasi partiye mensup olan yurdum insanı nerede ise 70 yıldır kafa ağırtan bu sorunun çözümünün de aslında beş dakikalık bir görüşme ile çözüme ulaşacağını çok iyi biliyor.

Eğer milletin canını sıkan bu parti değiştirmelerin sonunun gelmesi isteniyorsa çözüm son derece basit. Yarın sabah itibarı ile TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler bir araya gelse, her partiye mensup gurup başkan vekillerinin tamamı "Seçim dönemlerinde bir siyasi partiden seçilen milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi kendi partisinden istifa ettiği an seçildiği görevinden de istifa etmiş sayılır" kararına imza atıp, TBMM genel kurulundan geçirseler 70 yıldır herkesin sinir sistemini ayağa kaldıran bu kötü alışkanlıktan bilemediniz beş dakika içerisinde kurtulmuş oluruz.

Böyle bir uygulama şu ana kadar yapılmadı bunun aksine başka bir siyasi partide görev yaptığı süre içerisinde yerden yere vurulan bir milletvekili ya da belediye başkanı o partiden istifa edip, mensubu bulunduğumuz siyasi partiye katıldığında hakkındaki bütün olumsuzluklar anında sona eriyor ve ilgili kişi vatan kurtaran aslan muamelesi görüyor.

Çözümü son derece basitken çözüm için asla uğraşılmayan ve yıllar yılı devam eden bu mesele ile milletvekilleri ya da belediye başkanları bir anlamda vatandaşın hedefine konularak adeta linç ettiriliyor, sokağa çıkamaz hale getiriliyor.

Partisinden istifa eden bu siyasetçiler için başka bir siyasi parti kucak açıyor ve o siyasetçinin dünü unutuluyorsa, partilerin genel başkanlarına da düşen görev bu konuda toplumu yatıştırıcı bir rol üstlenmek ve parti değiştirmenin hiç de kötü bir hadise olmadığı fikrinin partililere ulaştırılması olacaktır.

Bir siyasetçinin seçildiği partide herhangi bir şekilde mutlu olmadığı andan itibaren orada bulunmasının da aslında bir anlamı yoktur. Bu siyasetçi partisinden istifa ettiğinde milletvekilliği ya da belediye başkanlığı düşmüyorsa o zaman neden bu kadar yaygara koparılıyor anlayabilmek mümkün değil.

Hayat her şeye rağmen devam ediyor. Devam eden hayatımızda siyasetin de değişime uğraması kaçınılmaz. Özellikle süper ligde herhangi bir futbol takımında oynayan bir futbolcu başka bir takıma transfer olduğunda linç ediliyor, milletvekili parti değiştirdiğince linç ediliyor, belediye başkanı başka bir partiye gittiğinde anında hain ilan edilmekten kurtulamıyor.

Nasıl kurtulacağız Allah aşkına içerisine yuvarlandığımız bu girdaptan, bilen var mı ?