Nede zordur aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra birdenbire acı gerçeklerle yıkılmak.
Çırılçıplaktan daha çıplak hakikatle yüzleşmek
Nazım Hikmet’in bir şiiri var Hayâsız der orada. Hayâsızda bir şey var çıplaktan çırılçıplak daha beter der.
Bir ömrü koştuğunuz gerçeğin nasıl bir yanılsama olduğunu anladığınızda
Köprüler, barajlar, duvarlar yıkılır. Betonlar, demirler devrilir üzerinize kaçamaz
Öylece kalakalırsınız orada.
İnandığınız değerler çökmüş, umutlarınız bitmiş hayalleriniz tükenmiş olur.
Bu kimi zaman arkadaşlık olur, kimi zaman dostluk, kimi zaman milliyetçilik.
Din iman olur, ülkü olur, devrim olur. Toprak olur uğruna savaştığınız.
Hep unutulur Habil, kabil gerçeği. Kabil Habil’i öldürdü.
Kuşkusuz insan çok nankördü.
Bu kadar büyük gerçeklik karşımızda dururken biz yine de umutlanırız.
Makara iplerine bağladığımız ümitlerimize doğru dürüst tutunmadığımızdan olsa gerek hep kaybeden oluruz.
Kırk elli yılsonunda ne kadar aldatıldığımızı, kandırıldığımızı bir hiç uğruna harcandığımızı anlar ama artık geriye de dönemeyiz.
Çok körü körüne ileri gittiğimizden mi nedir arada korkunç uçurumlar oluşmuştur
Geriye dönmemiz için engellerler o kadar çoğalmıştır ki istesek te çoğunca geri dönebilmek mümkün olmaz.
Kırk yıllık rakı masasından hidayete ermekte, elli yıllık inanılan değerlerden uzaklaşmakta oldukça güçtür.
Solculuktan sağa veya sağcılıktan sola geçmek çok az insanın harcıdır.
Biz istesek te bizi bırakmayan bağlayan şeyler vardır.
Cami cemaatinden parayı bulunca şaşıran rakıya şarabı karıştıran çok ünlü
İsimler vardır.
Şimdi burada isim zikretmeye gerek yok zaten şık düşmez de.
Kırk yılın solcusunun da ya Allah deyip ilahi, türkü söylemişliği vardır güzel ülkemizde.
Solcusu da, sağcısı da Müslümandır neticede. Bu ülkede yaşayan her birey çok büyük yüzde oranıyla Müslümandır
Bu tartışılmaz.
Ama siz solcuyum diye yola çıktığınız yerde yarım asır sonra pardon derseniz,
Ya da İslami görüşlerle yıllarca yürüdüğünüz yolda; parayı görünce, makamı, mevkiyi görünce. Kadını görünce aklınız şaşıyor adımlarınız karışıyorsa “pardon” diyorsanız bir gün bu büyük bir hayal kırıklığıyla tartışılır.
’Bir kalbiniz vardı Onu hatırlayınız’’  der Cahit Zarifoğlu.
Artık bir kalbimiz yok.
’Ömür yavru kuşlara acımakla başlayıp Hiç kimseye acımamakla biter’’ sözü gerçeğin ta kendisi haline gelmişse artık bir kalbimiz yok.
Söylediklerimizle yaptıklarımız örtüşmeyince artık bir süre sonra iş şuraya gelir dayanır.
Hz Ömer’in adaletini, çölün sıcak kumunda karnına taş bağlanan peygamberi, zulme karşı çıkan sahabeleri, rüşvet, faiz alan veren melun sözünü, onlar dostlarını uzaklaştırdılar hadisini yarattığınız hayal kırıklığıyla “La fonten’den masallar” haline dönüştürürsünüz.
Hayal kırıklığı.
 
 
 
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37