1999 yılında MHP’nin Kocaeli Milletvekili adayı olarak diğer 9 arkadaşımızla birlikte sahadaydık. SKM başkanlığının görevlendirdiği bölgelerde gece gündüz demeden koşturuyor, MHP’nin iktidara geldiğinde uygulayacağı politikaları seçmene dilimiz döndüğünde anlatmaya çalışıyorduk.

O günleri hatırlayanlar mutlaka vardır. Seçmende MHP’ye öylesine büyük bir ilgi öylesine büyük bir ihtiyaç vardı ki anlatabilmek imkansız. Biz de o günlerde 7/24 sahada bulunan bir vekil adayı olarak seçmenin davranışından “MHP bu seçimden birinci parti olarak çıkacak” görüşünü savunuyorduk.

Normalde MHP 1999 yılında yapılan genel seçimden birinci parti olarak çıkacaktı ancak bölücübaşı Abdullah Öcalan 16 Şubat 1999'da yakalanıp Türkiye’ye teslim edilince seçimden DSP birinci, MHP ise ikinci parti olarak çıktı.

Geçen zaman içerisinde yeniden bir seçime gitme ihtiyacı meydana gelince dönemin Başbakan Yardımcısı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bursa Kocayayla şenliklerinde "Türkiye yoluna bu şekilde devam edemez, en kısa zamanda bir erken seçim yapılmalı ve bu seçimin tarihi de 03 kasım 2002" olmalı dedikten hemen sonra, Türkiye yeni bir seçim için hazırlanmaya başladı.

Seçim takviminin belli olması ile birlikte biz milletvekili seçilip Ankara’ya gidebilmek adına gerekli evrakları tamamladıktan sonra, MHP genel merkezine gidip "Adaylık için gerekli evraklar teslim alınmıştır" yazısını aldıktan sonra bu kez iktidardayken seçime gidecek bir partinin aday adayı olarak yine yollara düştük.

Gerekli afiş-araç gereç işlemlerini tamamladıktan sonra yeniden yollara düştük tertip edilen toplantılarda yeniden MHP’yi ve MHP’nin politikalarını anlatmaya başladık ancak daha ilk günden itibaren seçmenin biz boş boş baktığını, daha da kötüsü gitseler de kafamızı dinlesek şeklinde davranış sergilediğinin farkına vardık.

Seçim çalışmalarının neticesini toparlamak adına akşamları SKM’de buluşup tüm aday adayı arkadaşlarımızdan "Seçmen bize bakıyor ama kafası başka yerde" mesajını alınca 2002 yılındaki yapılacak seçimin 1999 yılında yapılan seçim ile hiçbir benzerliği olmayacağını ve sandıktan herkesi şaşırtabilecek sonuçların çıkabileceğini bulunduğumuz her platformda seslendirdik.

03 Kasım akşamı sandıklar açıldığında sözünü ettiğimiz o sürpriz gerçekleşti. Hükümette yer alan DSP-MHP-ANAP başta olmak üzere DYP-FP’nin tamamı baraj altında kaldı. TBMM’de AK Parti ile CHP’nin bulunduğu iki partili bir yapı ortaya çıktı.

2002 yılında yapılan seçimlerin üzerinden 20 yıl geçti. İlk dönemler AK Parti oyları silip süpürdü. Özellikle sağda hiçbir siyasi partinin öne çıkmasına siyaseten izin vermedi. Hem genelde hem de yerelde son derece yüksek oy oranlarını yakaladı.

2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminde AK Parti yine iktidarda olmasına rağmen eski gücünü muhafaza edemediği görülüyor. Milletvekili sayısı tek başına iktidar için gerekli olan 300 sayısının altında ve şu an MHP’nin dışarıdan verdiği destek ile yoluna devam ediyor.

Biz bir gazeteci olarak 2002 yılı başta olmak üzere yapılan tüm yerel ve genel seçimleri tarafsız bir göz ile takip ediyor yorumluyor ve bu yorumlarımızı da kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Gördüğümüz ve tespitlerimiz şöyledir..

Seçmen

-1999 yılındaki genel seçim öncesi MHP’ye ve Devlet Bahçeli’ye nasıl umut dolu gözlerle baktıysa..

-2002 ve 2007 yıllarında yapılan seçimler öncesi seçmen AK Parti’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’ı nasıl umut olarak gördüyse,

-Aynı seçmen şu sıralar umudunu İYİ Parti'ye ve Meral Akşener’e bağlamış durumdadır.

Bazı okuyucularımız bizi yönlendirme yapmak ile itham edebilirler, bunu kabul etmemekle birlikte  bir şey diyeceğimiz yoktur. Ancak eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın kurdukları partilere bakıldığında İYİ Parti'nin nasıl umut olduğu daha kolay anlaşılacaktır.

Hatırlamak lazım İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener 2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 7.33, İYİ Parti ise yüzde 10 oy almıştı.

Bugün taraflı tarafsız hangi araştırma şirketine baksanız İYİ Parti'nin oy oranını yüzde 20 civarında gösteriyor ve önümüzdeki günlerde oy oranını artırabilecek yegane siyasi kurumunda İYİ Parti olduğu noktasında birleşiyorlar.

Bizde çok gezen, çok soru soran bir gazeteci olarak memleketin neresine gidersek gidelim kendi ölçülerimiz içerisinde mini anketler yapıyor ve aldığımız neticeleri not defterimize kaydediyoruz.

Türkiye’de siyasetin akşamdan sabaha değiştiği bir gerçek ancak bu şekilde devam ettiği takdirde İYİ Parti'nin seçim akşamı sandıktan birinci parti olarak seçilmesi hiç kimse için sürpriz olmamalıdır.

Seçmenin gözleri asla yalan söylemez..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37