Sabah saatlerinde Ankara’dan çok uzun yıllardır tanıdığımız bir milletvekili arkadaşımız aradı. Daha nasılsın, iyi misin? diye soramadan, "Sabah erken kalkan belediye başkan adayı Ankara’nın yolunu tutuyor. Sayın milletvekilim haberiniz olsun Belediye başkan adayı oldum, destekleriniz bekliyorum" diyen yüzlerce arkadaşımız Ankara’yı resmen istila etmiş durumda. 
Gelenlere hoş geldin, gidenlere güle güle demekten perişan olduk. Sen nasıl belediye başkan aday adayısın ? Ankara’ya gelmiyorsun. Ya başkan adaylığını garantiye aldın ya da havlu attın ki bizi arayıp sorduğun yok” dedikten sonra telefonda yaklaşık yarım saat meramımızı anlatmaya çalıştık.
31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan yerel seçim için partiler büyük oranda aday adaylık takvimini belirledi. İktidarda olması münasebeti ile son birkaç seçimde olduğu gibi adaylık için en fazla rağbet gören siyasi kurum AK Parti. Türkiye’nin dört bir tarafındaki aday adayları önce 31 Mart tarihinde yapılacak seçimde partilerinin adayı olmaya sonra da seçimi kazanıp başkanlık koltuğuna oturmanın hesabını yapıyorlar.
Aday adayları haklı olarak kendilerini başkan adayı yapabileceklerine inandıkları kim varsa, onlar ile bir arada olmaya, kendilerini daha çok anlatmaya ve adaylıklarını garantilemeye çalışıyorlar.
Aday adaylarının bu faaliyetlerini biz elbette ki saygı ile karşılıyoruz. Ancak siyasi partilerin genel merkezlerine ve TBMM’deki milletvekillerine yapılan ziyaretlerinde sadece ve sadece ben de buradayım demekten ileri gidecek bir faaliyet olmayacağını biliyoruz.
Normal olarak hangi yerleşim merkezinden aday adayı olunacaksa siyasetçiler öncelikle o bölgenin milletvekillerine daha sonra da partilerinin genel merkezlerinin yolunu tutuyorlar. Kendilerini anlatmanın, kendilerinden başka hiçbir adayın seçim kazanamayacağını, kendi oylarının parti oyunun da üzerinde olduğunu anlatıp duruyorlar.
Şu sıralar herhangi bir siyasi partiye mensup milletvekilinin günde en az 20-30 aday adayı ile görüşmek zorunda kaldıklarını çok iyi biliyoruz. Birisi çıkmadan diğerinin zaman zamanda 5-6 aday adayının birden odaya girdikleri durumda kim derdini nasıl anlatacak, doğrusu çok merak ediyoruz.
Adayların netleşmesi konusunda milletvekillerinin etkisi elbette ki inkar edilemez ancak aday adayı olan siyasetçilerin nerede ise tamamını daha önceden tanıyan, dostlukları bulunan milletvekillerinin de gelenler içerisinden herhangi birisine "Ben tavrımı senin lehine kullanacağım, senin aday olabilmen için elimdeki bütün imkanları kullanacağım" şeklinde bir ifade kullandıklarına yıllardır şahit olmadık. Bundan sonra da olacağını hiç sanmıyoruz.
Aday adayları siyah ya da lacivert takımları giyiyor, uzun uzadıya uğraşlardan sonra TBMM kapısından giriyorlar. Daha önceden alınan randevu saati eğer sarkmıyorsa milletvekilleri ile tokalaşıp "Efendim ben aday adayıyım sizden destek bekliyorum" dedikten milletvekillerinin de belki yüz ellinci kez "Allah hayırlı uğurlu olsun, nasibinde varsa olursun" ifadesini duyduktan sonra “Buraya kadar geldik bir fotoğrafımız olsun” dedikten dakikalar sonra, aday adaylarının sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflar ile ziyaret ve destek süreci tamamlanmış oluyor.
Birden fazla aday adayının olduğu, hele hele partilerin kazanmasının kesinlik kazandığı yerleşim merkezlerinde yıllar yılı yaşanan fotoğraf aşağı yukarı bu şekildedir. Aday adaylarının Ankara’yı su yoluna çevirdikleri süreç hemen her seçim öncesi hiç değişmeden uygulanır durur.
Biz de yıllar önce siyasetin gereği kendimizi bu çarkın içerisinde bulduk. Genel seçimlerde milletvekili olabilmek adına kapısını aşındırmadığımız genel merkez yöneticisi bırakmadık, ancak farkına vardık ki bizim milletvekili olabilmek adına yardım talep ettiğimiz genel merkez yöneticilerinin tamamı seçilebilmek adına yardıma muhtaç durumda imiş.
Partilerin belediye başkan adaylarını belirlemek adına nasıl bir süreç izleyecekleri aşağı yukarı bellidir. Başkan adayı olabilmek adına öncelikle aday olacakları yerleşim merkezinde sevilen, sayılan birisi olmaları gerekiyor ki genel merkezlerde o aday adayının arkasında durabilsinler.
Bütün bunlara rağmen aday adayları "Olsun hiç değilse bu vesile ile Ankara’yı şöyle bir dolaşalım, uzun zamandır görmediğimiz ve özlediğimiz dostlarımızı görelim" diye düşünüyorlarsa bu talebe de hiçbir diyeceğimiz yoktur.
Karar kendilerinin..


Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37