31 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel seçim öncesi siyasi partilerin belirlediği süre başlayınca 11 Kasım 2018 tarihinde bizde AK Parti İlçe Teşkilatı’na gittik. AK Parti’den Gebze Belediye başkan aday adaylığı ile ilgili dosyaları Gebze İlçe başkanı İrfan Ayar’a teslim ettik.
Diğer aday adayı arkadaşlarımız ile birlikte bizim de başvuru yapmamızın üzerinden yaklaşık 50 gün geçti. Aday adaylığı başvurusunda bulunan arkadaşlarımızın hemen hemen tamamı ilk günlerde kendilerini kesin ve tartışmasız belediye başkan adayı görmüş olsalar da, takip eden günlerde kendilerini stres içerisinde bırakan bir süreçte buldular.
Yurt genelinde AK Parti’den aday adayı olan tüm arkadaşlarımız gibi biz de o gün bu gündür kesin aday olabilmek adına bulabildiğimiz tüm siyasi kanaları takip edip, netice alabilmek adına kulis üzerine kulis yapıyoruz.
Bizi belediye başkan adayı yapabilecek ya da o noktada yardımı dokunabilecek kim varsa ulaşabildiğimiz en kısa zamanda kendisini bulup meramımızı anlatmaya çalışıyoruz.
Kabul ermek gerekir ki böylesi bir iklimde 50 gün son derece uzun bir zaman dilimi.
Gün geçmiyor ki aday adaylığı için başvuru yapan bir arkadaşımızın ismi kesin aday olarak açıklanmasın. Ancak aradan birkaç gün geçtiğinde bu kez başka bir isim ya da isimler aday olarak kamuoyuna sunuluyor.
Geçmiş dönemlerde olduğu gibi aday adaylarının parti genel merkezine çağrılıp mülakat yapılması artık söz konusu değil. Aday adayları da böylesi bir noktada benim durumum nedir? sorusuna cevap olabilecek herhangi bir yarışma içerisinde bulunamadıklarından çaresiz bir şekilde bekleyip duruyorlar.
Hangi ilçe merkezinden kimin aday olacağı ile ilgili ilçe yönetimlerinin, il yönetimlerinin haberi yok (varsa da biz bilgi sahibi değiliz). Milletvekilleri "Bizim bir bilgimiz yok", genel merkezde ulaşabildiğimiz yöneticiler "Bu iş bizim dışımızda" cevabını veriyor. Anlaşılacağı dibi kapı duvar.
Böylesi belirsiz bir noktada aday adaylığımızın yanında aynı zamanda bir medya mensubu olmamız dolayısı ile sabah erken saatlerden itibaren başlayan ve “Sen gazetecisin dolayısı ile senin mutlaka bilgin vardır, bizim bölgemizin adayı kim ?” diye başlayan sorular gece geç saatlere kadar devam ediyor ve ertesi sabah aynı sorular tekrar gündeme geliyor.
İşte bu kadar bilinmezlik içerisinde bir yerleşim merkezinin yönetiminde söz sahibi olmak adına, kendi dünya görüşüne yakın bir siyasi partiden aday adayı olanlar içinde adeta sırat köprüsü durumu ortaya çıkıyor. Bu durumda aday adaylarında psikoloji diye bir şey bırakmıyor.
Genel merkez elbette 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel seçimi kazanabilecek hatta mevcut oy oranını daha yukarılara çıkartacak ismi bulmak için kendi ölçülerinde bir detaylandırma yapmak durumunda ancak bu detaylandırmanın ne şekilde olacağı, olduğu aday adayları tarafından bilinmediğinden, bir tamamı "Ellerim havada, gözlerim yolda" diyerek 50 gündür süren endişeli bekleyişlerine devam ediyorlar.
Sürecin ne zaman tamamlanacağı, aday adaylığından adaylığa geçişin ne zaman olacağı ile ilgili artık bizim de en ufak bir bilgimiz yok. Sabah saatlerinde bizi arayan bir aday adayı arkadaşımız "Yüksel bey bu süreç beni kalp hastası yaptı. Ne olacağı ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum, kimsenin de bir şey bildiği yok. Genel merkez bir açıklama yapsın da kimi aday gösteriyorsa göstersin biz de normal yaşantımıza dönelim, perişan olduk" şeklinde içerisinde bulunduğu ruh halini anlatıyordu.
Aday adayları içerisinden bir ismin aday olarak belirlenmesinden sonra belirlenen aday için henüz 3 ay daha bir süre var. Yani çok sayıda aday adayı arasından sıyrılmayı başarıp aday olan arkadaşımız yaklaşık 3 ay daha gece gündüz demeden yürek ağrısı çekecek.
Bu kadar kabir azabına aday adayları nasıl dayanacak, işin doğrusu biz de bilmiyoruz.
