Eski Yugoslavya göçmeni atalarının mesleği el yapımı ayakkabıcılığı yaşatıyorlar

Genel

- Üsküp'te yemeni, çarık ve mest üretirken 1955'te İnegöl'e göç eden Arnavut asıllı 3 kardeşten en küçüğünün Türkiye'ye taşıdığı meslek, babadan oğullarına geçti- Baba mirası mesleği sürdüren kardeşlerden Sezai İleri:- "Bursa, Eskişehir, Kütahya, Bilecik, Afyonkarahisar gibi yerlere ürün veriyoruz. İstanbul'a, yurt dışında İsrail, Filistin, Irak gibi ülkelere gönderdiğimiz de oldu"

BURSA (AA) - UĞUR ÇİÇEK - Bursa'nın İnegöl ilçesinde yaşayan 3 kardeş, atalarının Eski Yugoslavya'dan taşıdığı el yapımı ayakkabıcılık mesleğini aynı dükkanda el ele verip çalışarak sürdürüyor.

Recai, Sezai ve Hakan İleri kardeşlerin, yemeni, çarık ve mest üreten dedelerinin kardeşi Enver İleri'den babaları Celal İleri'ye, ondan da kendilerine geçen mesleği güncelleyerek imal ettikleri ayakkabılar, Bursa'nın yanı sıra Eskişehir, Kütahya, Bilecik ve Afyonkarahisar gibi çevre illere toptan satılıyor.

Arnavut asıllı ailesinin ayakkabıcılık öyküsünü AA muhabirine anlatan Hakan İleri, dedesi Zumber İleri'nin, kardeşleri Sefer ve Enver İleri ile 1955'te o dönem Yugoslavya sınırlarında yer alan Kuzey Makedonya'nın başkenti Üsküp'ten İnegöl'e göç ettiğini söyledi.

Türkiye'ye geldiklerinde dedesi ve Sefer İleri'nin fidancılığa yöneldiğini, diğer kardeşin ise yemeni, çarık ve mest üretimine devam ettiğini belirten İleri, şöyle konuştu:

"Babam o zaman dedemlerin fidancılık işini beğenmediği için okula başlamadan ayakkabı imalathanesine girip, askere gideceği güne kadar amcasının yanında çalışmış. Askerden sonra da kendi imalathanesini kurmuş. Babam 58 yıl bu işle uğraştıktan sonra geçen yıl vefat etti. Dedem ve kardeşi de önceki yıllarda vefat etti. Babama mesleği öğreten en küçük kardeşleri Enver İleri ise 79 yaşında, İnegöl'de kendine ait bir atölyesi var ve ısmarlama ayakkabılar yapıyor."

İleri, ağabeyleriyle üretime devam ettiklerini ancak 20-30 yıl önce kullanılan kaliteli malzemeleri bulamadıklarını dile getirdi.

Tamamen deriden, el işçiliğiyle orijinal ayakkabılar ürettiklerine dikkati çeken İleri, "Bizden sonra gelecek olan neslin yani hiç kimsenin bu işe gireceğini düşünmüyorum. Çünkü her geçen gün farklı sıkıntılar çekmeye başlıyoruz. Mesela 'sayacı' dediğimiz meslek grubu, yani ayakkabının terzisi, İnegöl'de sadece bir ustamız var, bir de Bursa'da var. O abiler de 50-55 yaşlarında. Çırak, kalfa sıkıntısı bizde olduğu gibi onlarda da var." dedi.

- "Çırak yok, yetişmiyor"

Ortanca kardeş Sezai İleri ise baba mesleği olmasından dolayı ayakkabıcılığa ilkokul birinci sınıfta başladığını bildirdi.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye'ye göç eden ailenin mesleğini geleceğe taşımaya çalıştıklarını kaydeden İleri, "Babam bize de ayakkabıcılığı öğretti. Allah razı olsun bize bir meslek kazandırdı." ifadelerini kullandı.

Çıraklıktan yetiştiklerini anlatan İleri, şöyle devam etti:

"Tek bilmediğimiz bir şey kaldı, sayacılık. O da dikiş demek. Onu da öğrendikten sonra tam ayakkabıcı olarak çıkarız inşallah. Benim hedefimde o var, sayacılığı da öğrenip tamamen ayakkabıyı sıfırdan yapmak. Öncelikle bizim bölgemiz burası. Bursa, Eskişehir, Kütahya, Bilecik, Afyonkarahisar gibi yerlere ürün veriyoruz. İstanbul'a, yurt dışında İsrail, Filistin, Irak gibi ülkelere gönderdiğimiz de oldu. Bu sene ihracat yapmadık. İnşallah önümüzdeki sene için çalışıyoruz. Potansiyel olarak azız. Yani burada 3'ümüzden başka yine var ama az. Çırak yok, yetişmiyor. İsteriz ki çıraklar yetişsin, gelsin esnaflığı öğrensin."

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.