Sınava giren çocuğa siz de baskı kurmayın

SAĞLIK

Sınava giren çocuğa siz de baskı kurmayın




Medical Park Gebze Hastanesi Uzm. Psk. Gizem Sakarya Sezgiç sınava kısa bir süre kala yapılması ve belki de daha da önemlisi yapılmaması gerekenleri anlatıyor.

Sınavlar (TEOG, YGS, LYS ya da bir diğeri), bilgi ve deneyimlerimizi sınayıcı, seviyemizi belirleyici özellikler taşır. Neyi, ne kadar öğrendiğimizi belirlemek maksadıyla oluşturulurlar. Aynı zamanda, belli süre içerisinde çalışabilmeyi, dikkat ve belleğin etkin kontrolünü sağlayabilmemizi beklerler. 

Ortaokul ya da lisenin ardından girilen çocukların bir üst kademeye geçiş yapacakları sınavların, çocukların tüm hayatları için bir dönüm noktası olacağı düşünülür. İyi bir gelecek, iyi bir meslek, iyi bir maaş kısacası hayat garantisi elde edebilmenin ön koşulu olduğunu söylenir. Bu sebepledir ki, "Bu sınav senin hayatını belirleyecek" cümlesi sıklıkla kurulur. Beklentiler, istekler gizli ya da açık şekilde çocuklara sıklıkla sunulur. 

•Yüksek puan alabileceğine eminim. Diğerlerinden neyin eksik;onlar yapabiliyorsa sen de yaparsın."
•Denemelerdeki puanlarınla kazanamayacağının farkında değil misin? Daha çok çalışmalısın.
•Denemede aldığın bu puanı sana hiç yakıştıramadım, senden beklemezdim. Bir dahakine daha da iyisini yapmalısın. 
•En iyi öğrenciler o okulda, sen de orada olmalısın.
•İyi bir liseye gidemezsen asla iyi bir üniversite kazanamazsın.

Bu tarz cümleler; çocuklarımızı motive etmekten çok onlara sizin beklentilerine erişememe, istediğinizi verememe endişesi yaşatmaktadır. Buna sınavdaki performansının, sizin gözünüzdeki değerini belirleyeceği endişesi de diyebiliriz. Aynı zamanda, sınavın tüm hayatlarını belirleyecek olduğunu düşünmeleri de panik olmaları için yeterlidir. Yaşanan kaygı (aşırı heyecan durumu) sınav esnasında ya da öncesinde hem zihinsel (dikkatin dağılması, başaramayacağına ilişkin olumsuz düşünceler vb.) hem de bedensel (karın- baş ağrıları, mide bulantısı, kaslarda gerginleşme, terleme, titreme, hızlı soluk alıp verme, bayılacakmış gibi hissetme vb.) zorluk yaşamalarına sebep olabilir. 

GURUR DUYDUĞUNUZU SÖYLEMEYİ UNUTMAYIN
Bu tür nedenlerle süreç boyu elinden geleni yapmış, çabalamış, emek harcamış çocuklarınız için yapabileceğiniz en değerli şey 'çabasını gördüğünüzü' ona belirtmek olacaktır. Üstüne düşeni yaptığını, yeterince uğraştığını bildiğinizi ve takdir ettiğinizi bilmek çalışma azmini kuvvetlendirecek, kendine olan güvenini arttıracaktır. Sınava girmeden ya da sonuçlar açıklanmadan önce "Hedefin için çaba sarf ettin, sorumluluk almak diye buna derim, seninle gurur duyuyorum" diyebilmek; çocuğunuzun hangi özelliğini önemsediğinizi ona hissettirecektir. 

SENİ ÇIRAK OLARAK VEREYİM DE GÖR!
Süreç boyu türlü sebeplerle çalışma alışkanlığı edinmemiş çocuklarımız için de "Senden adam olmaz, senin için o kadar uğraştık bir türlü beceremedin, seni çırak olarak vereyim de hayatı gör" vb. cümleler de çocuğunuzu kazanmaktan çok kaybetmeye itecektir. Çalışma alışkanlığı kazanamamış olmasının sebeplerinin araştırılması, güçlü ve zayıf yönlerinin fark edilerek yönlendirilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Elbette bu yönlendirmenin sınav arifesine bırakılmaması da önemlidir.

UNUTULMAMASI GEREKENLER
Eğitim alma hakkı her çocuk için eşsiz değerdedir. Her çocuğun özel olduğunu, farklı öğrenme biçimleri olabileceğini unutmayalım. Sınavlar, yalnızca o zamanki seviyeyi belirler. Tüm hayatını yönlendirecek şey; çocuğun güçlü özellikleri, ilgileri, isteği, seçimleri, hedeflerine ulaşmaktaki azmi ve kendine olan inancındadır. Bu uğurda da onu iyi tanıyan, özelliklerini bilen ve doğru yönlendiren yetişkinler sayesinde yolları daha aydınlık olacaktır. Eğitim hayatı boyunca vereceğiniz destek, özveri, olumlu iletişim, güven ilişkisi onların ceplerinde duracaktır. İhtiyaçları olduğunda oradan güç alacaklarını unutmayalım. 

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.