Bir çocuğun bakışındaki masumiyet, gözlerinden yüreğinize süzülüp hüznü sevince, acıyı tatlıya çeviren ışık, dünyayı yaşanılabilir kılan umuttur. Kucağınıza aldığınızda cennet kokusuyla tanışma anınızdır. Ellerini, yumuşacık ellerini tuttuğunuzda merhametin dayanılmaz güzelliğini kavramanızdır. Kucağınızda uyuduğunda kalp atışlarını dinlemeniz yaşadığınızı hissetmenizdir. Acıkınca ağlaması dua, doyunca gülmesi şükürdür.
            Masumdur çocuklar. Nefes alıp verişindedir masumiyet. Baba deyişinde, anneye sımsıkı sarılışındadır masumiyet. Seveni gözünden anlar, koşarak gelişindedir masumiyet. Ateşi bilmez, elinin yanışındadır masumiyet. Okula gidişinde tebeşir tutuşundadır masumiyet. Irk, din, dil ayırmaz, el ele tutuşundadır masumiyet. Ekmeğini aşını, sevincini paylaşır, gülüşündedir masumiyet.
            Ancak büyüdükçe çocuklarımız, büyüklerimiz kanına girdikçe, yavaş yavaş zehirler masumiyeti. Vicdanlar körelir, nefisler şişer. Masumiyet kaybolur, rekabet, ikiyüzlülük para, mal mülk, makam sarmalındaki vicdansız hayat, hırslarımızın kurbanı eder.
            O halde çekin elinizi çocuklarımızdan, cennet kokan çiçeklerimizden. Onları kafanızın içinden geçen şeytani fikirlere alet etmeyin. Korkaklığınızla gizlendiğiniz mahzeninizde, eline silah verip cepheye sürmeyin. Yenilmişliğinizin intikamını, çocuklarımızın almasını beklemeyin. Sevgiyle el ele tutuşan çocuklarımızın, yumruklarını birbirine sıktırmayın. Bu cennet vatanın yarınları olan çocuklarımızın arasına nifak tohumları ekmeyin. Bir dağ gibi büyüyen günahlarınızı, çocuklarımızın sırtına yüklemeyin.
            Çocuklarımız okusun, bu ülkenin aydınlık yüzü olsun. Okusun mimar olsun, şehirlerimizi, ülkemizi yeniden imar ve inşa etsin, Mimar Sinan olsun. Okusun doktor olsun, hasta bedenlere, dertli gönüllere şifa olsun, Lokman-ı Hekim olsun. Okusun, bilim alanında yeni keşiflere imza atsın çağımızın yeni Ahmet el-Biruni’leri olsun. 
Okusun, şehirlerimize kimlik ve kişilik kazandıracak ruhun altyapısını hazırlasın, Farabi olsun. Okusun, fetih ruhuyla, aşkı sevdayı birleştirip gönülleri ve ülkeleri fethetsin, Sultan Fatih olsun. Okusun, muhabbet tohumlarını, ülkemizin dağına, taşına, ovasına eksin, Mevlana olsun. Okusun, ülkemin doğusuyla batısı, kuzeyi ile güneyi aynı barış türkülerini söylesin, Âşık Veysel olsun. Okusun adam olsun, vatanını milletini seven birey olsun.
            Çekin elinizi çocuklarımızdan, yarınlarımızdan. Gezi ruhu sizin olsun.Onlara Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş Velinin muhabbetten beslenen birleştirici ruhu lazım .Sokakları yakarak, yıkarak, gönüller arasına uçurumlar koyarak birliğimize ve dirliğimize kast ettiğinizi bilmiyor musunuz.? Kendi yalanlarınızla yaktığınız ateşi, bu milletin sağduyusu, sevgisi söndürdü görmüyor musunuz? Bizim  gidecek başka bir vatanımız yok bilmiyor musunuz ?. 
O halde biz bize yeteriz. Bırakın başkalarının yazdığı ayrılık türkülerini söylemeyi, alkış tutmayı. Çocuklarımıza bu türküyü ezberletmeyin. Onları rahat bırakın el ele tutuşsun, kenetlensin, yumruklarını birbirine sıkmasın. Masumiyet kokan gözleri, kin ve nefret tohumlarıyla kirlenmesin. Rahat bırakın LİSELİLERİ.


Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37