2015 yılının Ağustos ayında çiçeği burnunda dönüşüm okulu olarak eğitim-öğretime başlamış ve hiç beklemediğimiz bir şekilde başarı göstermeye başlamıştık. İlk yılımızda Gebze ve Darıca ‘da 1. olmuş, ikinci yılımızda ise Kocaeli 2. si olmuştuk.
Teog’da göstermiş olduğumuz bu başarı gözleri bizim üzerimize çevirmiş ve o sene 5. sınıfa hatırı sayılır bir öğrenci kaydı almıştık.
Başarı gösterdiğimiz iki yılın ardından o yıl içinde kimsenin hazır olmadığı bir anda sınav sistemi değişmişti. Bu değişikliğe mi ayak uyduralım mı yoksa alttan gelen öğrencilere mi odaklanalım endişesi ile bir 8. Sınıflara, bir 5. sınıflara koşar olmuştuk. Bu süreçte 5.sınıflarımızın eğitim-öğretim kısmını eksiksiz bir şekilde tamamlamıştık.
Tabii özel okul olduğumuz için bazı velilerimizin aşırı istekleri mevcuttu. Hiç unutmuyorum bir veli çocuklarının özelliklerini dikkate almadan bana, benim çocuklarımı TEVİTÖLE yerleştirirsen sizin okula devam ederim yoksa okuldan alacağım tehdidi yapmış ve ben de böyle bir sözü veremem, bu tek taraflı bir durum değil, hiçbir eğitimci bunu garanti edemez demiştim.
Veli de çocuklarını bizden almış ve başka bir özel okula vermişti. Çok ders veriyorsunuz, benim çocuğum bu kadar disiplini kaldıramaz gibi kendilerine göre haklı ve bizim suçlu olduğumuz nedenlerle bazı veliler çocuklarını alıp başka okullara verdiler.
Zamanın önüne geçilmiyor. Zaman akıp gitti, öğrenciler 8. sınıfa geçti ve LGS sınavına girdi. Puanlara göre kimi nitelikli okullara yerleşti, kimi özel okulları tercih etti, kimi de devlet okullarının kendi özelliklerine en yakın bölümlerini tercih etti.
Her sene bizden ayrılan çocukların gelişiminin nasıl olduğunu merak eder ve bir şekilde takip ederim. Böylece kendi okulumuzu da dinamik tutmuş oluruz.
5. sınıfta bize kayıt yaptıran ve 8. sınıfta bizim okulumuzdan mezun olan veya bizden ayrılıp başka okullardan mezun olan öğrencilerin araştırmasını yaptığımda karşılaştığım tabloyu paylaşmak istiyorum.
5. sınıfta başlayıp 8. sınıfa kadar okulumuzda devam eden öğrencilerimizin %75 nitelikli okula yerleşmiş.
Ortaokula bizimle başlayıp fakat herhangi bir sınıfta bizden ayrılıp başka okula giden öğrencilerin sadece %10’nun nitelikli okula yerleşmiş olduğunu gördüğümde üzülsem mi sevinmem mi bilemedim.
Eğitim sistemimizin başarısını görmek beni sevindirdi fakat pırıl pırıl çocukların sonucuna üzüldüm bir eğitimci olarak.
Çünkü bizler işin içinde olan öğretmenler olarak öğrenci önümüze geldiğinde sınav sonuçlarını, ders kaynaklarını inceleyip onunla ilgilenmeye başladığımızda, öğrencinin yarını hakkında yorum yapabiliriz, yaptığımız değerlendirmeler de yüksek oranda öngördüğümüz gibi çıkar.
Ayrıca kurs merkezlerimize farklı okullardan gelen öğrencilerimiz olduğu için öğrencilerimizi diğer okullara giden öğrencilerle karşılaştırma imkânı buluruz.
Eğitim kurumlarımızda öğrencilerimizi sınırları zorlamaya teşvik eder ve kendini aşmış bir şekilde mezun ederiz. Öğrencilerimiz kurumlarımızdan ister nitelikli okula yerleşsin ister yerleşmesin kendi iç disiplinini ve sorumluğunu almaya başlamış şekilde mezun ederiz. Öğrencide ise iç disiplinin ve sorumluğunun oturması için devamlılığa ihtiyaç vardır.
Lise yıllarında öğrenci bu davranışları içselleştirir ve alışkanlığa dönüştürür. Nitelikli okulların en önemli özeliği çocuğa bu alışkanlıklarını devam ettirecek ortamı sağlamasıdır.
Çünkü belli bir yüzdelik dilimdeki öğrencilerde bu özellikler üç aşağı beş yukarı oturmuş durumdadır ve bu öğrenciler genellikle aynı davranışları sergilerler.
Görüldüğü üzere ilkokul, ortaokul, lise düzeyi fark etmeksizin tüm öğrenciler için eğitim-öğretim sürecinde devamlılık çok ama çok önemlidir.
Bu noktada siz değerli velilerimize naçizane tavsiyemiz her ne olursa olsun öğrencilerin karşısında sağlam bir duruş sergileyip, sürdürülebilirliği sağlamanız. Sürdürülebilirlik sağlandığında başarıya ulaşılması mutlak bir sonuçtur.
Tüm öğrencilerin ailesine ve topluma faydalı nesiller olmasını; mutlu, huzurlu, sağlıklı, başarı dolu bir hayat yaşamasını dileriz…
