banner55
Sevginin tarifini, sevenden dinlemek mi?
Yoksa sevilenden dinlemek mi istersiniz. 
Çünkü; birinde bir muma ateş olmak, diğerinde yanan ateşe dokunmaktır.
Fuzuli’ye sormuşlar "Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?” diye; “Sevmek” demiş..
Çünkü, sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın.”

Sevgi deyince Şems-i Tebrizi’yi herhalde geçemeyiz.
Şems-i Tebrizi Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca / Dağı bile taşır insan âşık olunca, inanınca” diyor. 
Sevgide ölçü, en az sevginin kendisi kadar önemlidir. 

Sevgide zirveyi, bir kadının ana oluşunda, bir erkeğin adam oluşunda ki gibi asil ve olgun, kalple vicdanın el ele verdiği gönül dağında bulacaksın. Sevgiyle akıl her zaman çatışır ama sen, aklını başından alacak kadar değil, aklın başında olacak kadar sevmelisin. 
Bu, İslam-i ve insan-i temel kuralın olacak bunu hiç unutmayacaksın.

Sevginin tarifini, sevginin kokusunu, tadını dilim döndüğünce, tabiri caizse kuşdilince yapmaya çalıştıktan sonra konumuza başlığına dönelim. Sevgimiz bizim en büyük sosyal güvencemizdir.
Sevgi, sosyal yönü ağır basan bir kavramdır.

Sevgi, önce insanın kendisine yönelmekle birlikte, onu aşmaya ve başka insanları ve diğer varlıkları sevmeye yöneldiği zaman bir mana kazanır. 
Bu manada diğerkâmlığı, dayanışmayı, karşılıklı yardımı, işbirliğini, iyi komşuluğu gerektirir.
Bu manada İslam dini sevginin bu sosyal yönüne çok büyük önem atfetmiştir.
Hatta bugünkü manada sosyal güvenlik kurumunun ilk ortaya çıkışı batıda olmuştur.

Batı toplumunda, çalışamayacak kadar yaşlılara, kimsesiz çocuklara, bakıma muhtaç olan kimselere ne kendi evlatları bakar, ne mahallesi Bakar, nede akrabaları bakar o şehirde aç susuz dolanır. 

Sevgisizliği görüyor musunuz?
İşte batıda bunları ortadan kaldırmak için ortaya çıkmıştır sosyal güvenlik kurumları. 
Batıdaki aile, kabile ve sülale bağları zayıf olduğundan, birde bizimki gibi mahalle kültürü olmadığı için insanların yaşama hakkını sağlamak için ortaya çıkmıştır. 

Ancak toplumumuzda, kimse ihtiyarlandı işe yaramaz diye sokağa atılmaz. 
Onun çocukları, ailesi, sülalesi bakar, eğer buna rağmen bakılmazsa toplum tarafından ayıplanır ve kınanırdı. Yani sevgi; iki kişi arasında yaşanan ve biten bir olgudan ziyade bireyleri de içine alan, toplumu kuşatan sosyal güvencemizdir. 

Aksi takdirde “Eşimi değil, işini seviyorum” diyen bir yeni nesil ve kapitalist dünyanın geleceğini kurtarmak için gönüllü tüketim köleleri bizi bekliyor.

Bu düşünceleri taşıyan bütün gönüllerde yaşamak dileğiyle .
İnsanlık ölmesin yeter.


Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37