İnsanlık, bugünkü iletişim ve haberleşme imkânlarının bu kadar yüksek boyutta olmasına rağmen hiç bu kadar kandırılmamıştır. 
Hiç bu kadar gerçekler algı yönetimine tabi tutulup ters yüz edilmemiştir. Bu öyle bir kandırmaca ki, savaş, barış, demokrasi adı altında pazarlanıyor ve bütün dünya bu olup bitenleri insancıl bir yaklaşım olarak inandırılıyor. Medya tarafından gözümüzün önünde cereyan eden olaylar, gerçekler ters yüz edilerek savaş, barış ve demokrasi getiren bir girişim olarak anlatılıyor.
Düşünme melekelerini kaybetmiş, her şeye inanan ve peşinden giden insanların yaşadığı dünyamızda savaşın, barış diye pazarlanması küresel şer çeteleri tarafından çok zor olmamıştır sanırım. 
Afganistan’da, Libya’da, Tunus’ta, Irakta ve son olarak Suriye’de demokrasi geliyor diye sokakları dolduran milyonlarca insanın üzerine yağmur yerine yağan bombalardan bile ders çıkarmayan akılsızlar hala o sihirli sözcük ile nasıl pazarlandıklarının farkında değiller. 
Bu gün insanlık, ne yazık ki Irakta, Libya’da, Suriye’de Afganistan’da özgürlük ve demokrasi yalanına inanıp bu küresel şer çetelerini ülkelerine davet edenlerin mezar yerlerinin bile belli olmadığı yerin altında, yerin altındaki petrol, su, enerji kaynakları ise yerin üstünde ve bu emperyalistlere nasıl hizmetine sunduğunu göremiyorlar.
Küresel şer çetelerinin kurduğu düzende herkes ve her şey kendilerine hizmet etmek için kurgulanırlar. Bir ülke yönetimi, bunların değirmenine su taşımıyorsa, bunların kurdukları emperyalist düzene biat etmiyorsa başlarında 'demokrasi kılıcı' sallanmaya başlar. 
Bu bazı ülkelerde bomba olup, insanların üzerine yağarak vahşice katledilmesi ve şehirlerin yakılıp yıkılması sonucunda devletlerin ortadan kaldırılması, bazı ülkelerde sivil ve askeri darbelerle yönetimin el değiştirmesi şeklinde tezahür eder. 
15 Temmuz öncesi ülkemiz, demokrasi yok nutukları ile aynı tezgâhın yerli sürümleri tarafından algı yönetimine tabi tutuldu. Bu küresel şer çeteleri ve yerli işbirlikçilerinin demokrasi ve özgürlük kavramlarından anladıklarını, 15 Temmuz gecesi milletimiz, kendi askerimizin üniformasını giyen, kendi insanımız gibi görünen hainlerin silahlarından çıkan kurşunlardan, uçaklardan atılan bombalardan bir kez daha görüp idrak etmesi lazım.
Dünyayı demokrasi ve özgürlük yalanıyla yeniden şekillendirmeye çalışanlar, ülkemiz ide içine alacak şekilde büyük bir planı devreye soktukları 15 Temmuz hain darbe girişimi ile daha açık bir şekilde anlaşılıyor. Terör ve terörizmi savaşın yeni bir enstrümanı olarak kullanan hainlerin insanlığın ortak değerlerini ağızlarından düşürmemelerine inanmayalım.
 Terörizmle küresel mücadele, demokrasi ve özgürlük çağrıları büyük bir yalandır. Aynı oyunla, Iraklıyı, Suriyeliyi, Afganistanlıyı, Libyalıyı kandırıp, Şam’ı, Bağdat’ı, Kabili, Trablus’u harap edip işgal ettiler. 
Bu insanlar öz vatanında garip, öz yurdunda parya muamelesi görüyor. Aynı oyunu ülkemiz için sahneye koyan bu küresel çetelerin dilinden bu yalanları duyduğunuzda “Eyvah! Demokrasi geliyor” deyip silahlarınızı kuşanın ve bu çeteleri okyanusun derinliklerine gömün gitsin. 


Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37