Yolcu otobüslerine döşenen kablolar tehlike saçıyor. Otobüs koltuklarının altına televizyon, çay-kahve makinaları ve şarz cihazları için çekilen tesisatlar yangın riski taşıyor. Uzun yol otobüs şoförleri her an yangın çıkacak diye diken üstünde direksiyon salladıklarını belirterek şunları söylediler:

Otobüs çalıştığı müddetçe çalışan makinalar var. Bunlar en ufak şase yaparsa araba 10 dakikada yanar. Buna başka bir şekil bulunması lazım. Otobüslerin, dolayısıyla yolcuların yanmaması için ne gerekiyorsa yapılsın. Biz şoför olarak çok korkuyoruz. Yolcu orada bilmeden ayağını taksa bu elektrik aküye bağlı bir şey. Bir şase yaparsa araba 10 dakikada yanar. Her taraf yanıcı madde. Vinleks, yapıştıcı, sünger, boya ne kadar çabuk yanan malzeme varsa bunların altına kablo çekilmiş. 
Biz Avupa'ya da çıkıyoruz ama Avrupa otobüslerinde böyle tesisatlar yok. Otobüsler çok sade. Orijinali neyse o. Öyle televizyon vs yok. Biz bunları şirket sahiplerine söylüyoruz ama kaldırtamıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında arabada 90 derecenin üzerinde sıcak su bulundurmak yasak. Şimdi çay vs servisi yapan arkadaş yolcunun üzerine çay doldururken sıcak su dökse, yolcu yansa ve bunun üzerine mahkemeye verse kazanır. Bunların bir an önce düzeltilmesi lazım.

OTOGARLARA AYAK BASTI PARASI ÖDÜYORUZ

Otobüs şoförlerinin bir diğer şikayetleri ise otogarlar. Otogarlara çok para ödediklerini belirten şoförler, "Giriş-çıkış parasından çok rahatsızız. Bize hiç bir hizmetleri yok. Sadece oradan yolcu alıyoruz, yolcu indiriyoruz. Buna mukabil 100 lira, 125 lira, 130 lira en kötü garaj bile bizden 20 lira ayak bastı barası alıyor. Bir kişi bile alsan para veriyorsun, 1 kişi bile indirsen para veriyorsun. Bize hizmet olarak da hiç bir şey dönmüyor. 
Ayda 7 bin-8 bin lira garaj parası veriyoruz. Bizim maaşımız ne ki. Biz otobüsü sevk ve idare ediyoruz ama bizim maaşımız o kadar değil. Garajların çoğu da sanki köstebek yuvası. Hele İstanbul ve Ankara garajları çok kötü. Garajlardan adece yolcu alıp, yolcu indiriyoruz. Biraz kalsak park parası alıyorlar. Biz nerede duralım, nerede bekleyelim? Dışarıda dursak suç. İzmit garajında mesela yer yok. Çık dese nereye gidelim? 

EHLİYETLER AYRI SIKINTI

Diğer bir konu ise ehliyetler. Sürelerimiz yetmiyor. Devletin yetecek şekilde ayarlaması lazım. Yoksa kimsenin gücü yetmiyor. Şirket sahibine ehliyetimiz yetmiyor desek bize hemen bırak git, yeten gelsin diyorlar. Bu şekilde trafiğe çıksak trafik polisi bu ne kardeşim süresi geçmiş, zaman aşımına uğramış niye böyle çalışıyorsun diyor, ceza yazıyor. Sahibimiz yok kime ne diyelim?