Tarihimizde çok zor günler yaşadık. Her seferinde yeniden birbirimize kenetlenerek, gönülden gönüle köprüler inşa ederek tarih sahnesinde şanlı yerimizi kaldığımız yerden yazdırmaya devam ettik. 
Bu günlerde de milletimiz hem içten, hem dıştan büyük bir kuşatma altına alınmış durumda. İçteki birlik ve bütünlüğü sağlamadan arzu ettiğimiz yarınlara ne yazık ki ulaşmamız mümkün görünmüyor. 
Ya bu kuşatmayı yaracağız dünya arenasında şanlı mazimize layık yerimizi alacağız, ya da atalarımızın bize miras olarak bıraktığı bu kutlu davaya ihanet etmiş olacağız. 
Bizim ihtiyacımız olan en önemli şey, birbirimizi sevmemiz, hakkını ve hukukunu gözetmemiz kısacası kardeşlik hukukunu her alanda yeniden tesis etmemizdir. 
İhlas ve samimiyet yaptığımız her işin harcı olmalıdır. 
Yoksa dünyada, barış, özgürlük, demokrasi, sosyal adalet gibi evrensel değerleri dillerinden düşürmeyen, aklımızı çelen, küresel sömürgeciler, bu değerlerle ambalajlanmış işgal planları ile kapımızı patlayan bombalarla, kanla, gözyaşıyla, parçalanan bedenlerle çalıyorlar. 
Oysa bizim onlardan öğreneceğimiz hiçbir şey yok. Bizim medeniyetimiz barış, kardeşlik, hoşgörü ve bir merhamet medeniyetidir. 
Dünya hoşgörüyü, kardeşlik ahlakı ve hukukunu, sevgiyi Anadolu’nun büyük ustalarından öğrendi. Yüzyıllardır, bütün dünyaya seslenen "Gel, yine gel, ne isen öyle gel." diyen Mevlânâ'dır.
"Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü" diyen Yunus Emre’dir. 
“Sakın incitme bir cânı, Yıkarsın Arş-ı Rahmân'ı” diyen, Alvar’lı Muhammed Lütfi Efe'dir. 
Bu manada daha ismini zikredemediğimiz nice gönül mimarları var. Bu topraklarda doğan, yeşeren ve büyüyen Anadolu’nun manevi mimarlarının mesajı, tüm insanlığı hasretle kucaklamıştır. 
Bu yüce gönüllü insanlar kalpleri sevgi ve muhabbet hamuruyla yoğrulan Anadolu Erenleridir. 
Öğütleriyle, hikmetli sözleri ile kalplerimizdeki fitneyi, fesadı, hasedi silip atmış, kardeşlik iklimini hâkim kılmıştır. 
Bu sayededir ki Malazgirt’te, Ridaniye’de, Çaldıran’da, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı'nda kardeş kardeşe, sırt sırta, gönül gönüle vererek yıkılmadan büyük bir zaferle çıkmayı başardık. 
İşte bizleri bugünlere, bu gönül erlerinin ektiği sevgi tohumları, birlik ve beraberlik aşkı getirdi. Ancak bizi biz yapan, bizi insan yapan bu değerlerimizden ne zamanki uzaklaştık, ne zaman ki aramızda küresel şer odaklarının ayrılıkçı tohumları yeşermeye başladı o günden sonra dünyada bizde rahat ve huzurlu bir gün göremez olduk. 
Bugün İslâm coğrafyasının bir ilim ve medeniyet coğrafyasından bir zulüm ve mazlûmiyet coğrafyasına dönüşmesinin en büyük sebebi, kardeşlik ahlâkı ve kardeşlik hukuku ihlâlidir.
 
İstiklal Marşı şairimiz merhum Akif bir dörtlüğünde: Girmeden tefrika bir millete düşman giremez Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Sen! ben! desin efrat, aradan vahdeti kaldır. 
Milletler için işte kıyamet o zamandır. diye ne güzel özetlemiş İslam dünyasının bu pür melal durumunu. Bugün Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da kısacası Müslümanların yaşadığı bölgelerde Küresel devletlerin kendi emellerini gerçekleştirmek için bazı bölgelerde etnik temelli, bazı bölgelerde mezhep temelli ekmiş oldukları ayrılıkçı tohumlar sonucunda barış ve kardeşlik hukuku ortadan kaybolmuştur. 
Bir akıl tutulması ve sevgisizlik bizi esir almış koca İslam dünya,sı kan, gözyaşı ve savaşın en acı sonuçlarıyla baş başa kalmıştır. 
Medine ve medeniyet ikliminden beslenen bu yüce millet, kardeşlik hukukunu unutarak birbirine yan gözle bakmaya başlaması bizim için en büyük tehlikedir. 
Gelin hep birlikte bu cennet vatanın her köşesinde, bütün dünyada kardeşlik adına, sevgi adına, bizlerden yardım ve sevgi bekleyen insanlık adına, ülkemizin birlik ve dirliği adına, bize bu cennet vatanı emanet eden yüce gönüllü kahramanlar adına, yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımız adına, bir birimizi Allah için sevelim, kardeşlik hukukunu her alanda hâkim kılalım. 
Dilimizi; kini, nefreti körükleyen, sevgisizliği ve düşmanlığı besleyen zehirli virüslerden arındıralım. Aramıza aşılmaz duvarlar yapılmasına sebep olan söylem ve eylemlerden uzak duralım. 
Gelin gönülden gönüle köprü kuralım. Bu köprüden bütün insanlık geçsin, bütün insanlık kucaklaşsın. 
Biz bunun tarihimizde sayısız örneklerini gösterdiğimiz gibi bu günde kurabiliriz. 
Bu dünya, hepimize yetecek kadar geniş, nimetlerini hepimize sunacak kadar cömerttir. 
Yeter ki farklılıklarımızı sevgi denizinde bir zenginlik olarak görelim. 
Savaşların olmadığı, insanların ölmediği kardeşliğin hüküm sürdüğü bir dünyada yaşayabilmek dileğiyle. 
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37