Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği (BULTÜRK) Genel Merkezi aldığı karar ile Bulgaristan’da 27 Ekim 2024 tarihinde yapılacak olan Genel Seçimleri boykot edecek.
BULTÜRK Derneği Genel Başkanı Rafet Ulutürk aldıkları boykot kararı ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
Sevgili vatandaşlar, bugün burada toplanmamızın nedeni, 27 Ekim 2024 tarihinde Bulgaristan’da yapılacak olan erken genel seçimlerle ilgili olarak Türkiye'deki Bulgaristanlı çifte vatandaşlarının oy kullanmama ve seçimi boykot etme kararını açıklamaktır. Bu karar, yıllardır biriken adaletsizliklere, hayal kırıklıklarının, ihmal edilen hakların ve göz ardı edilen taleplerin sonucudur.
Tam 34 yıldır Türkiye’de yaşayan Bulgaristan vatandaşları olarak her seçimde yeni umutlarla sandık başına gittik. Zor şartlarda ve her türlü engellemelere rağmen vatandaşlık sorumluluğumuzu yerine getirdik.
Ne yazık ki, Türk kimliğini kullanarak ajanlık yaptığı kanıtlanan Ahmet Doğan ve ekibi, ne Bulgaristan’daki soydaşlarımız ne de Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşları için hiçbir somut adım atmamıştır.
Hain Doğan, 34 yılda Türkiye'ye sadece bir kez gelmiştir. Bu durum bile onun samimiyetini sorgulamak için yeterlidir. Seçim dönemlerinde göstermelik olarak kapımıza adamlarını gönderdiler, ancak seçimden sonra bizleri tamamen unuttular. Türk toplumunun sorunlarına ve taleplerine duyarsız kalan bu tavır, artık kabul edilemez. Haklarımızı korumak, savunmak ve sorunlarımızı çözmek adına hiçbir çaba göstermediler.
Ailelerimiz, yaşlılarımız ve soydaşlarımız Bulgaristan’da tamamen yalnız bırakıldı. Türkiye'den Bulgaristan'a giden vatandaşlarımız, en basit sorunlarını bile çözecek bir yetkili görevlendiremediler. Ahmet Doğan ve ekibi, sadece seçim dönemlerinde sahneye çıkıp vaatlerde bulunurken, seçimlerin ardından tamamen ortadan kayboldular. 34 yıl boyunca ne Türkçemizi koruyabildiler, ne de Slav isimlerimizin arşivlerden silinmesini sağlayabildiler. Vakıf mallarımızı geri almak ya da mezarlıklarımıza sahip çıkmak gibi önemli konularda da hiçbir adım atmadılar.
Şimdi hangi yüzle tekrar karşımıza çıkıyorlar? Böylesine utanmazlık, yüzsüzlük ve halka saygısızlık, tarihte ender rastlanan bir durumdur. Seçim dönemlerinde halkın karşısına çıkıp oy isteyen, ancak seçimden sonra ortadan kaybolan Ahmet Doğan ve ekibi, şimdi hangi yüzle tekrar karşımıza çıkabiliyor? Bu derece bir utanmazlık ve yüzsüzlük, dünya siyasi tarihinde gerçekten eşine az rastlanır bir durumdur. Ahmet Doğan, yıllarca "İki sarayım var, bu partiyi ben kurdum" diye övündü durdu.
Ancak bugün ortaya çıktı ki, ne saraylar ne de parti gerçekten onunmuş. Saraylardan kovulduğu gibi, partiden de dışlandı. Şimdi ise başka partilerle işbirliği yapma çaresizliğine düştü. Kendi kurduğunu iddia ettiği partide bile mücadele edemeyecek kadar aciz, korku ve panik içinde. Ahmet Doğan’ın asıl derdi para değil; zaten yolsuzluklarla büyük bir servet sahibi oldu.
Onun asıl korkusu, işlediği yolsuzluklar ve yaptığı hak ihlallerinin hesabının sorulması. Bu yüzden, dokunulmazlık zırhına bürünerek kendini korumak istiyor. İçinde bulunduğu panik hali, suçunun büyüklüğünü, halktan ne kadar korktuğunu ve hesap vermekten nasıl kaçmaya çalıştığını açıkça gösteriyor.
34 YILDIR SEÇİLME HAKKI NEDEN VERİLMEDİ ?
Ahmet Doğan, Türkiye’deki vatandaşlara yalnızca oy kullanma hakkı verdi, ancak seçilme hakkını gündeme getirmeyi hiçbir zaman düşünmedi. Buradan soruyorum: İnsanlarımızı korku altında tutup onları "oy kölesi" haline getirmeyi amaçlayan hain Ahmet Doğan, Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşlarına seçilme hakkını neden vermeyi düşünmediniz? Çünkü sizin tek derdiniz, Türkiye’den oy alıp saraylarda lüks içinde yaşamak ve kendi çıkarlarınızı korumaktı. Halkın taleplerini göz ardı ettiniz, umutlarını çaldınız ve onları kaderlerine terk ettiniz.
Bugün Ahmet Doğan, Rodoplar’ın incisi olan güzel Kırcaali’yi son 20 yılda adeta yok eden, beton yığınlarına boğan, geri bırakan ve bir köy görünümüne düşüren biri olarak, Türklere karşı hainliği ortaya çıkmışken hangi yüzle Kırcaali’den aday olma cesaretini gösteriyor?
Kırcaali, Bulgaristan’daki Türklerin kalbi ve merkezi konumundadır. Ancak Doğan ve ekibi, bu kutsal toprakları yıllarca ihmal etti; hatta Türk mezarlıklarını hayvan otlağına çevirenler olarak biliniyorlar. Peki, bu bölgeden aday olma cesaretini nereden buluyorlar? Halkı bu kadar küçümsemek, dalga geçmek; insanları aptal mı sanıyorsunuz? Kırcaali gibi tarihi ve manevi değeri yüksek, Türklüğün
sembolü olan bir yerden aday olabilmek için nasıl bir yüzsüzlük gerekiyor? Bu kadarına gerçekten pes denir. Bu halk, seni burada sandıkta gömer ve siyasi hayatının sonunu getirir. Tüm Kırcaali halkına duyurulur: Sandıkta hainlere geçit yok.
TÜRKİYE’DEKİ VATANDAŞLARIMIZA ÇAĞRIMIZ
Biz, Türkiye’de yaşayan Bulgaristan vatandaşı Türkler olarak, tüm onurlu Türk ve Müslüman kardeşlerimize sesleniyoruz: Ahmet Doğan’a oy vermeyin. Kendini bilen, onurlu hiçbir Türk ve Müslüman, Türklere ihanet ettiği kanıtlanmış olan Ahmet Doğan’a asla oy vermemelidir. Bu, sadece bugünkü kuşağa değil, torunlarımıza da yapılmış bir ihanet olacaktır.
BULTÜRK Derneği olarak, bu seçimlerde oy kullanmama kararı aldık. Temsil ettiğimiz Türk vatandaşlarını ikinci sınıf vatandaş olarak görenleri desteklememeye kararlıyız. Bu duruşumuz, seçilme hakkımız tanınana kadar kesintisiz bir şekilde devam edecektir.
Buradan Bulgaristan’daki tüm siyasi partilere sesleniyoruz: Hangi parti, Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşlarına seçilme hakkı tanımak için somut adımlar atarsa ve bizi gerçekten temsil edebilecek adaylar gösterirse, gelecek seçimlerde o partiyi destekleyeceğiz. Artık sadece adı veya etnik kökeni nedeniyle değil, Türk halkının çıkarlarını gerçekten savunan ve somut icraatlar ortaya koyan partileri destekleyeceğiz. Artık yalnızca bir partinin adı veya etnik kökeni nedeniyle destek
vermeyeceğiz. Bundan sonra, Türk halkının çıkarlarını gerçekten savunan, somut icraatlarla bunu kanıtlayan ve toplumun beklentilerine yanıt veren partilerin yanında olacağız. Bizi temsil edecek siyasi hareketler, sadece sözde değil, eylemleriyle de Türk toplumunun haklarını savunmalı ve adil bir yönetim anlayışını benimsemelidir. Geleceğimizin ve çocuklarımızın daha iyi bir hayat sürebilmesi için, adaleti ve eşitliği gerçekten sağlayabilecek partilere destek vereceğiz.
Bu seçimlerde, ihanet karşısında birlikte durma zamanıdır. Türkiye'de yaşayan çocuklarımızın neden milletvekili olma hakkı olmasın? Ahmet Doğan’ın yıllardır Türk halkını nasıl kandırdığını ve umutlarını nasıl yok ettiğini hepimiz gördük, yaşadık. Artık bu milletin yakasından düşme zamanı geldi. Türk halkı, kendisine yapılan ihaneti unutmayacak ve gereğini sandıkta yapacaktır.
Ahmet Doğan’a oy veren herkes, bu ihaneti açıkça onaylamış sayılacaktır. Seçim günü, Hain Doğan’a destek veren herkes bu ihanetin bir parçası olacaktır. Ancak mesele yalnızca Doğan ile sınırlı değil; onunla işbirliği yapanlar da tarih sayfalarına geçecek ve unutulmayacaklardır. Onlar, tarihin sayfalarında ihanetin ortakları olarak yer alacaklardır. Bu seçim, ihanetin bedelinin ödeneceği ve hak edenlerin hesap vereceği bir dönüm noktası olacaktır.
Ahmet Doğan'ın ülkemizdeki işbirlikçileri bilsinler ki, kim oldukları eninde sonunda açığa çıkacak ve halkın önünde hesap vereceklerdir. Bu seçimde, özellikle Kırcaali ve diğer Türk bölgelerinde yaşayan soydaşlarımız bilmelidir ki, hainlere karşı durmak bir zorunluluktur. Doğan’ın ve onun gibilerin devri sona ermelidir. Ahmet Yesevi’nin erenlerinin diyarı olan Kırcaali'de bu ihanete artık "dur" demenin zamanı gelmiştir. Bu, onların son durağı olacak ve halk, gerekli dersi sandıkta verecektir.
TARİHE DAMGA VURMA ZAMANI: BU SEÇİMDE HAİNLERE GEREKLİ DERSİ VERELİM
Türk milletine ve soydaşlarımıza ihanet edenlerin hak ettiği ceza, bu seçimde Bulgaristan'da sandığa giderek veya Türkiye'de sandığa gitmeyerek verilecektir. Artık hakkın ve adaletin yanında durma, geleceğimizi ihanetle kirlenmiş siyasetçilerden arındırma vaktidir.
Bu seçim, geçmişteki haksızlıkların hesabını sorma ve haklarımızı savunma adına bir dönüm noktası olacaktır. Gelin, birlik olarak bu ihanete dur diyelim ve geleceğimizi onurlu bir şekilde birlikte koruyalım.
Biz, Türkiye'deki Bulgaristan vatandaşları olarak, haklarımızın sonuna kadar takipçisi olacağız. Seçilme hakkımızı elde edene kadar kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu süreçte hiçbir haksızlığa boyun eğmeyecek, haklarımızı savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Yılmadan, yorulmadan ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürecek, her adımda daha güçlü bir şekilde ilerleyeceğiz. Bu mücadele, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de onurlu bir yaşam sürdürebilmesi için verdiğimiz bir hak mücadelesidir.
Bulgaristan’daki kardeşlerimize çağrımızdır: Hain Doğan’a oy vermeyin! Kime oy verirseniz verin, ama ona asla destek olmayın. Bu mücadele, sadece bugünün değil, aynı zamanda geleceğimizin, çocuklarımızın ve torunlarımızın mücadelesidir.
Onların daha adil, eşit ve özgür bir dünyada yaşaması için bu davaya yürekten inanmalı, cesaretle ve kararlılıkla yolumuza devam etmeliyiz. Hainlere ve onların temsil ettikleri düzene karşı birlikte durarak, geleceğimizi daha aydınlık bir yola taşımak için gereken iradeyi göstermeliyiz.
Gelecek nesillere bırakacağımız en değerli miras, onurlu bir mücadele ve kazanılmış haklardır. Bu yüzden, sadece kendimiz için değil, gelecek kuşakların özgürlüğü ve onuru için de bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Buna inanın; birlikte hareket ederek, el ele vererek bu mücadeleyi zaferle taçlandıracağız.
Hak verilmez, alınır! Biz bu mücadeleye hazırız ve kararlıyız. Neden bizim çocuklarımız da milletvekili olmasın? Onların da gelecekte kendi ülkelerinde söz sahibi olmalarını, halkını en iyi şekilde temsil etmelerini istiyoruz. Gelecek Mart 2025 seçimlerine tüm gücümüzle, birlik ve dayanışma içinde hazırlıklıyız. Bu yolda kararlı adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz, çünkü haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol