Gümüş: 8 Mart kime yarıyor?

Dünya Kadınlar Günü’nün, ülkemizde ilk kez 1921 yılında 8 Mart, "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandığını ifade eden Saadet Partisi Gebze Kadın Kolları Başkanı Şükran Gümüş, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlanmaya başlamış olmasına rağmen, kadınlar açısından değişen ne olmuştur, bunun kazanımı kadına mı yoksa kapitalist sisteme mi yaramıştır buna bakılması, iyice araştırılması gerektiğine vurgu yaptı.

Yavuz ERCAN
Yavuz ERCAN
07 Mart 2020 Cumartesi 13:03
Gümüş: 8 Mart kime yarıyor?

Dünya Kadınlar Günü’nün, ülkemizde ilk kez 1921 yılında 8 Mart, "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandığını ifade eden Saadet Partisi Gebze Kadın Kolları Başkanı Şükran Gümüş, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlanmaya başlamış olmasına rağmen, kadınlar açısından değişen ne olmuştur, bunun kazanımı kadına mı yoksa kapitalist sisteme mi yaramıştır buna bakılması, iyice araştırılması gerektiğine vurgu yaptı.

Saadet Partisi Gebze Kadın Kolları Başkanı Şükran Gümüş şunları söyledi: 

Yıllardan beri 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü her sene kutlanır da kadınlar açısından değişen bir şey olmuş mudur? Bugün hala ezilen ve her türlü zulme maruz kalan yine kadın değil midir? Hareket noktasına baktığımızda sosyal eşitlik ve adalet için bir eylem olarak başlayan bu kutlama, geçen onca zamana rağmen kadının yaşamında bir iyileşme sağlayamamıştır. 

Her sene kuru gürültü ile sadece bir günlük kutlamanın kimseye faydası yoktur. Bundan maddi kazanç sağlayan kesimlerin dışında.  Kadınlar ise sadece istismar edilmekle kalmakta ve bir insan olarak yapabilecekleri asıl hizmetlerden yoksun bırakılmaktadır.

TELEVİZYON BAĞIMLISI HALİNE GETİRİLDİK

Küreselleşme adı altında dünyayı tek bir kutup ekseni altında toplama planları yürütenler, toplumlarda ilk önce aile kavramını zayıflatarak tahribatlarına başlamışlardır. 
Dünya ülkelerini tehdit eden bu tehlike elbette bizim de ülkemizi içine çekmiş ve toplumumuzda aile kurumu zayıflatılmıştır. 

Görsel ve yazılı medya çanak tutacak yayınlarla bu tahribata destek olmuştur. Bize ait kutsallar hiçe sayılarak televizyonlarda diziler yayınlanmaktadır. Toplumumuz televizyon bağımlısı bir toplum haline getirilmiştir. Kadınlarımız televizyonlardaki yaşamlara özendirilmiş, aile içerisindeki birlik ve beraberlik yok olmuştur. Kızlarımız da bu olanlardan nasibini almış ve her istediğini yapmak özgürlüktür düşüncesiyle yönlendirilen gençler, doğruları görmekten yoksun kalmış ve bu yüzden de gelecekleri karartılmıştır. 

Tarihi tecrübe ile sabit olmuştur ki, kadını yaratılışına uygun bir yaşam tarzı ile toplumda hak ettiği yere yükselterek, toplumun temel taşı olan sağlam bir aile yapısına kavuşturacak yegane zihniyet Milli Görüş zihniyetidir.

Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37