banner55

Kararsız seçmen kaldı mı ?

Kararsız seçmen kaldı mı ?

Yavuz ERCAN
Yavuz ERCAN
08 Şubat 2017 Çarşamba 00:11
 Kararsız seçmen kaldı mı ?


Türkiye’de yapılan genel ve yerel seçimleri hangi siyasi partinin kazanacağı ile ilgili “kamuoyu araştırmaları” yapan Şirketler öncelikle partilerin kayıtlı üye sayısına bakar. Bu üye sayısına en son seçimde partilerin aldıkları oy miktarını da  eklendikten sonrada nerede ise artık klişe olmuş “Seçimin kaderini kararsız seçmen belirleyecek” ifadeyi kullanıp işin içerisinden çıkarlar.

Araştırma şirket sorumlularının var olan bütün Televizyon kanallarında milletin gözüne baka baka “Seçimin kaderini Kararsız seçmen belirleyecek” şeklindeki açıklamalarını duyan vatandaşlarda sanki araştırmacılar olağanüstü bir şey biliyorlarmış gibi işi gücü bırakıp “Kararsız seçmen” arayışına başlarlar.

Biz aktif olarak 12 Eylül 1980 sonrasında yapılan bütün genel-yerel-ara-ara olmayan seçimler ile yapılan Referandumların tamamına aktif şekilde katılmış bir vatandaş olarak geçen 35 yıl içerisinde çok aramamıza rağmen bir tek “kararsız seçmene” denk gelmiş değiliz.

Avrupa ülkelerinde yaşayan insanların aksine Türk milleti öteden beri siyasete son derece yatkın, siyaseti çok seven, siyaset sahnesinde aşırı inat olan, tarafı olduğu siyasi partinin kazanması için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyen bir yapıya sahiptir.

Bundan uzun yıllar önce yani siyasetin hayatımıza bu kadar egemen olmadığı yada daha açık bir ifade ile bizim tarafı olduğumuz MHP bir türlü iktidar olacak oy oranını yakalama başarısını gösteremeyince bize yaklaşıp “Seçimde hangi partiye oy vereceksiniz.?” diye sorduklarında iktidar nimetini bilmeyen ve çileye talip olan bir hareketin mensubu olarak anında “MHP” cevabını yapıştırıyorduk.

Halbuki en ücra köydeki okul müdüründen, en büyük kamu kurumlarının daire başkanlarına kadar hemen her makamı tayin eden siyasetin o büyülü ağırlığını bilen uyanıklar bize “Henüz karar vermedik” diye cevap verdikten en fazla 4 dakika içerisinde iktidara gelme ihtimali son derece büyük hangi parti varsa onun kapısını aşındırıp “Seçimde size oy vereceğiz” şeklindeki kararlılıklarını bildiriyorlarmış.

Aradan geçen yıllarda, doğduğumuz günden öldüğümüz ana kadar bizi sarıp sarmalayan siyasetin nelere kadir olduğunu gören ve bizim tarafsız olarak değerlendirdiğimiz vatandaşların aslında herhangi bir parti yöneticisinden daha aktif bir şekilde siyaset yaptıklarını görünce tarafsızlık diye bir durumun olmadığını anlamaya başladık.

O yüzden diyoruz ki Nisan ayında yapılacak olan Referandum öncesinde Türkiye’de yaşayan ve oy kullanma hakkına sahip hiçbir seçmenin asla ama asla “Tarafsız” olduğuna inanmıyoruz, Bu seçmen kitlerinin tarafsız olup olmadıklarının anlaşılması için ufak tefek birkaç çalışma yapılsa işin rengi de hemen ortaya çıkacaktır.

Mesela yarın hükümet “Biz Referandumu Nisan ayında yapmak istiyorduk ancak sürenin biraz uzun olduğunun farkına vardık, Referandumun Şubat ayının başında yapılmasını istermisiniz.?” şeklinde bir teklif sunulsa ve bu teklifin cevabı da anında alınsa göreceksiniz vatandaş büyük bir oranda Referandumun öne alınmasını isteyecek ki bir an önce gitsin tarafı olduğu parti yada görüş için oy kullanıp karşı tarafın işini bitirsin.

Türk seçmeni takım tutar gibi parti tutar, dikkat edilirse en kararsız denilen siyasetçilerin bile nasıl kararlı oldukları ve iktidar umudu gördükleri siyasi partilere doğru gitmekte ne kadar kararlı oldukları da anlaşılacaktır.

ANAP’ın kurulduğu dönemlerde partide yer alan başta Cemil Çiçek ve Abdulkadir Aksu olmak üzere pek çok siyasetçinin ANAP’ın zayıflaması ile birlikte Genel başkanlığını Rahmetli Necmettin Erbakan’ın yaptığı Refah Partisine oradan da aynı hızla AK Partiye doğru “Hicret ettikleri (!!!)” gerçeği “Yurdum insanının” nasıl bir kararlılık içerisinde olduğuna da en iyi örnektir diye düşünüyoruz.

Siyasetçi elinde olduğu yetkileri elektronik ortama yani liyakat isimli sisteme devretmedikçe daha açık bir ifade ile Anadolu’nun en uçtaki bir Mezrasında yolu, izi olmayan okula alınacak hizmetliyi “Ben tayin edeceğim” zihniyetinden vazgeçmedikçe bu memlekette “Kararsız seçmen” bulmak “Samanlıkta iğne aramaya” benzeyecektir.

Avrupa’da yapılan seçimlere katılım oranına bakın, Sonra dönün Türkiye’de gerçekleşen seçimlere en üst düzeyde yapılan katılıma bakın ondan sonra da “Seçimin sonucunu Kararsız seçmen belirleyecektir” hikayesine inanın.

Biz son derece kararlıyız. Elinden bir saniye bile televizyon kumandasını bırakmayan kayınvalidemiz de kararlı. Ömrünü kahvede geçiren okeyci de kararlı, falanca holdingin sahibi de. Genelkurmay başkanı da, fırında ekmek yapan hamurkar da kararlı.
Herkes şimdi büyük bir kararlılıkla Nisan ayında yapılacak referandumu bekliyor ve her kim ki 'ben kararsızım' diyorsa bilin ki en kararlı insan da odur. 



Son Güncelleme: 08.02.2017 00:16
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37