Yeni nesil (dijital) teknolojiler: Kripto para/blokzincir

Son dönemde sıklıkla karşımıza çıkmaya başlayan yeni nesil (dijital) teknolojik atılım :

Yavuz ERCAN
Yavuz ERCAN
27 Mayıs 2020 Çarşamba 17:51
Yeni nesil (dijital) teknolojiler: Kripto para/blokzincir

Son dönemde sıklıkla karşımıza çıkmaya başlayan yeni nesil (dijital) teknolojik atılım :

Kripto para(Bitcoin) ve Blokzincir(Blockchain), nesnelerin interneti’nin, endüstriyel internet’in tamamlayıcısı olmaya aday. Ve biz bu adayların yapısına baktığımızda karşımıza gelen tablo şu şekilde:

Kripto para merkezi işleyiş , na-mahrem kullanıcı, kapalı işlem kaydı ve dijital güvenlik yapısına sahip geleneksel dijital ortamdan farklı olarak işleyişi merkezsiz, kullanıcıları mahrem, sistemin bütün kayıtlarının şeffaflıkla paylaşıldığı, kripto güvenliğin sağlandığı dört temel özellikli bir para sistemi ve kripto para’nın bu dört özelliği önümüze blokzincir diye tanımlanan aracıyı ortadan kaldıran, kullanıcıların mahrem ama bütün sistemin şeffaflıkla görülebildiği tamamen bambaşka bir kapı açıyor.

Ve bu giriş sonrası gelin şimdi bu bambaşka açılan kapılardan kripto para ve blokzincir dünyası’nın derinine inelim;

Dünya günden güne nesnelerin interneti, endüstriyel internet alanındaki çarpıcı gelişmelere sahne oluyor. Bitcoin.com sitesinin yayınladığı, ABD merkezli pazar araştırmaları şirketi International Data Corporation tarafından yapılan bir araştırmadaki basit karşılaştırma bu gelişmeyi gözler önüne seriyor: 2009 yılında sadece 900 milyon cihaz internete bağlıyken, 2020 yılında bu sayının 30 milyarı aşması bekleniyor. Dünya genelindeki nesnelerin interneti pazarının 2020’ye kadar yılda yüzde 16,9’luk bir büyümeyle, 1,7 trilyon dolara ulaşacağı ve her bireyin ortalama beş adet internete bağlı cihazı olacağı tahmin ediliyor. GE, bu süreçte endüstriyel internet pazarının büyüklüğünün de 225 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor.

Rakamlar hayli iddialı ve nesnelerin interneti, endüstriyel internet ile bütün dengelerin değişeceği ortada. Ancak aşılması gereken zorluklar da var, endüstriyel internet’in hızlı gelişimiyle birlikte çok sayıda cihazı güvenli bir şekilde tanımlamak, birbirine bağlamak, yönetmek ciddi bir zorluk haline geliyor ve internetin mevcut altyapısı ve mimarisinin geleceğin nesnelerin interneti, endüstriyel internet ekosistemindeki online hizmetleri desteklemesi zor görünüyor.

Bugüne kadar kullanılan merkezi modeller, ağa bağlanan cihazların sayısı milyonları, gerçekleştirilen işlemlerin sayısı milyarları bulduğunda yeterli olmayacak. Üstelik tek bir merkezdeki sistem hatasının, arızanın ya da giderek artan online saldırıların tüm dünyayı etkilemesi gibi bir risk söz konusu. Olası sorunların başında veri yönetimi, güvenliği ve güvenilirliği geliyor. Siber güvenlik, internetin geçtiği her yerde olduğu gibi nesnelerin interneti ,endüstriyel internet için de son derece önem taşıyan bir konu ve nesnelerin interneti, endüstriyel internet’in yaratacağı devasa miktarda verinin depolanması, anlam ifade edecek şekilde düzenlenmesi ve kullanılması da bir başka sorun ve birçok şirket bu konuda hazırlıksız durumda. Mevcut altyapılar, protokoller ve süreçler nesnelerin interneti’nin, endüstriyel internet’in getirdiği dönüşüme henüz hazır değil.

Cihazların güvenliği, birbiri ile uyumlu çalışabilmesi, birlikte çalıştığında sağlama ve kimlik doğrulama (authentication) yapabilmesi gibi noktalarda standardizasyon ve uyum gerekliliği ortada. İşte bu noktada son dönemin bir başka popüler kavramı olan sanal para birimi kripto para( bitcoin) ve onun güçlü blokzinciri(blockchain) teknolojisi, endüstriyel internet’in ihtiyaç duyduğu güvenli ortamı sağlayabilecek sihirli enstrümanlar olarak karşımıza çıkıyor.

Blok zincir (Blockchain) nesnelerin intrerneti’nin, endüstriyel internet’in Çözüm Ortağı Olabilir

Birçok kişi tarafından bilgisayar teknolojisinin en büyük inovasyonlarından biri olarak görülen Kripto Para(Bitcoin), 2008 yılında Satoshi Nakamoto adını kullanan kişi ya da kişilerce deneysel olarak başlatılmış, herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan, ancak ülkelerin para birimleriyle alınıp satılabilen, herhangi bir üçüncü parti hizmetine ve aracı kurumuna gerek kalmadan transferi yapılabilen bir tür dijital para birimi. Ve bu inovasyon, uluslararası ekonomiden gündelik yaşama dek her şeyi değiştirmeye başladı. Bitcoin’ın bağlı olduğu protokoller bulunuyor. Bu protokoller çerçevesince yaptığınız her işlem şifreleniyor. Bu şifreleme aynı paranın iki kez harcanmasına da engel oluyor.

Bitcoin üreten madencilerin bir görevi de hesaplama yetkisini kullanarak işlemi gerçekleştirmek, sistem ağını güvenli bir şekilde korumak ve sistemdeki her kullanıcıyı senkronize hale getirmek. Bu madenciler gönderilen paranın size ait olduğunu ve daha öncesinde başka birisine gönderilmediğini teyit ediyor. Bu sayede dolandırıcılığın ve yolsuzluğun da önüne geçiliyor.

Bir merkeze bağlı olmaksızın işlem yapmaya olanak tanıyan ve maksimum güvenilirlik esasına dayanan bu sistemin akla ilk getirdiği sorulardan biri de “gerçekten ne kadar güvenli” olduğuydu. Başlangıçta birçok kişi, bu sistemin bir sabun köpüğü etkisiyle yok olacağını, uygulanamayacağını veya tutmayacağını düşündü. Ancak bu tarihten günümüze uzanan süre içerisinde bu yeni teknoloji, hızla ülkeler ve kurumlarca yatırım yapılan, geliştirilen bir yapı haline geldi. 2013’te yazılımcı Vitalik Buterin’in dâhiyane fikri yeni bir ufuk açtı; Ethereum denilen akıllı kontratların(sözleşmelerin) öncüsü olarak kabul edilen altyapı, blokzinciri tabanlı sistemlerin elektronik ödeme amaçlarının ötesinde kullanılmasının yolunu açıyordu.

Blokzinciri teknolojisi sayesinde değer taşıyan her işlem, kriptoloji aracılığı ile dağıtık ve bir aracının yönetmediği bağımsız veri zincirlerine dönüşüyordu. Böylelikle para, ürün, mal, hizmet, mülkiyet ve hatta oy işlemleri dahi, bu sistemle aracısız yapılabilecekti Gelecekte kâğıt paranın tedavülden kalkıp kripto para bitcoin’e geçeceğimizi iddia edenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok.

dünyanın birçok ülkesinde bireysel olarak kullanıldığı gibi, resmi olarak devletler nezdinde de itibar görmeye başlamış durumda. Almanya bitcoin’i bir tür hesap birimi olarak gördüğünü açıkladı. Hollanda bankaları (ABN Amro, ING, Rabobank) 2014 sonunda Blockchain’e yönelim göstermiş, NASDAQ ise özel pazar platformunda kullanılmak üzere 2016 mayıs ayında Blockchain’e el atmıştı. Microsoft blockchain’e sosyal fayda amaçlı yaklaşırken, Deutsche Bank ve Goldman Sachs da Blockchain’in geleceğiyle doğrudan ilgilendiğini açıklayan kurumlar arasına katıldı.

Buraya kadar yazılanlar bu ve benzeri çalışma ve gelişmelerin Blokzincirin gelecekteki yerini gittikçe sağlamlaştığını göstermekte, ve bu bağlamda da 2019 yılı içinde gerçekleşen gelişmelerden de örneklerle bahsedilmesi gerekliliği gözardı edilmemeli. Sistem aslında önemli ve yakın gelecekte bizlere olan etkisi de bu önem oranında genişleyecek. Ve bu önem ve etkiyi dikkate alarak şimdi 2019 yılına bir göz atalım:

Blokzinciri konusunda öncü birtakım adımlar atan ülkelerin başında gelen Bermuda, vatandaşlarına blokzinciri tabanlı dijital kimlikler vermek üzere ulusal blok zinciri tabanlı elektronik kimlik programı kapsamındaki çalışmalarına hız kazandırdığını duyurdu.

Çin ve İsveç gibi ülkelerin merkez bankası destekli dijital para çalışmalarına özellikle son dönemde sıkı bir ağırlık verdiğini duyuyor ve biliyoruz.

Öte yandan Tunus Merkez Bankası’nın Tunus dinarını dijitalleştirmek adına çalışmalara başladığı haberi de yine hem şaşırtıcı hem de önemli gelişmeler arasındaydı.

Gelişmiş ve merkez bankası destekli dijital para kullanımının, kurumlar arası olduğu kadar ülkeler arası da bir güç gösterisi haline gelmesine önemli örneklerden biri de İsviçre’den gelen açıklamaydı. Özellikle Çin’in bu konuda hızla ilerlemesi haberlerinin üzerine İsviçre’nin Uluslararası Finans Sekreteri; blokzinciri konusunda en az Çin kadar iyi oldukları temalı bir açıklamada bulundu. Kendisi hükümetlerin artık e-para birimindeki soru ve sorunların gerçek olduğunu ve bunun küresel bazda kararlara daha fazla ivme kazandıracağını fark ettiklerini söyledi. Bu açıklama sonrasında İsviçre borsasının merkez bankası ile beraber blokzinciri kullanımıyla ilgili seçeneklerin geliştirilmesi üzerine çalıştığını biliyoruz.

Yukarıda da bahsedildiği gibi kripto para ve blokzinciri alanlarından en öne çıkan ve hızlı adımları atan ülkelerin başında gelen Çin ise son olarak blokzincir tabanlı akıllı şehirler sistemi geliştirdiği bilgisini duyurdu. Yani kimlik tespiti gibi önemli özellikler de barındıran, blokzinciri teknolojisi üzerine kurulu bir akıllı şehir altyapısından bahsediyoruz.

IDC’nin raporuna göre ise Çin’in blokzinciri teknolojisi adına yaptığı harcamaların 2023 yılında 2 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Bir diğer eğlenceli gelişme ise Fransa’dan geldi.

Fransa Merkez Bankası’nın 16 Ekim tarihinde yayınladığı bir iş ilanından, bankanın dijital para birimlerine uygulanacak program konusunda yardımcı olması için blokzinciri analisti aradığını öğrendik.

Singapur da 2019 yılı içinde bu alanda atak yapan ülkelerden biriydi. Singapur Merkez Bankası, JPMorgan iş birliği ile sınır ötesi ödemeler ve transferler için bir blokzinciri prototipi geliştirdiklerini duyurdu. Yine 2019’un son çeyreğinde blokzinciri konusunda yaşanan gelişmelerden bir diğeri de Güney Kore’deydi. Shinhan Bank, Küçük İşletmeler Pazar Tanıtım Kurumu (SEMAS) ile iş birliği yaparak blokzinciri tabanlı kredi yönetim platformu kurmayı planladıklarını dile getirdi.

Ülkelerin yanı sıra çeşitli marka ve kuruluşların da bu teknolojiyi kullandıkları sistemleri geliştirme ve uygulama haberlerinin sayısı artıyor. Örneğin perakende devlerinden Walmart, Kanada’daki teslimatları izlemek, işlemleri doğrulamak ve her yıl 400’ün üzerinde perakende mağazasına envanter sağlayan taşıyıcılarının ödemelerini otomatikleştirmek için blokzinciri tabanlı nakliye ve ödeme ağı olarak tanımlanan bir çözüm geliştirdi.

Facebook’un 2020 yılına planlanan Libra kripto parası ise oldukça tartışıldı.

Facebook ekosisteminin büyüklüğü sebebiyle kimilerini korkutan proje, şaşırtıcı şekilde bazı ortakların çekilmesine sebep oldu.

Fransa’da bulunan Marsilya Fos Limanı ise yük taşımacılığındaki blokzinciri pilot projesini başarılı şekilde tamamladı. Farklı ülkelerden bu gibi ataklar gelirken Blockshow Asia 2019 etkinliğine katılan NEO’nun kurucusu Da Hongfei’den de önemli açıklamalar geldi.

Blok zincirinin günümüzdeki teknolojilerin yerini alacağı ve 2030 yılına geldiğimizde değerinin 3 trilyon doları geçeceği konusunda oldukça net konuştu.

Dünyadan birbiri ardına gelen bu gelişmeler arasında elbette ülkemizde de blokzinciri ve kripto para teknolojisinin yükselişi ve öngörüleri doğru değerlendirilerek 2020 plan ve hedeflerine resmi olarak dahil edilen bir süreç yaşandı.

Dijital para birimi hedefi ile ilgili başlıklar 2020 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda da yer aldı. Buradaki bilgilere göre ülkemize özgü blokzinciri tabanlı ilk dijital merkez bankası parasının uygulamaya konulacağını görüyoruz ki bu da heyecan duyulacak bir haber.

Blokzinciri teknolojisi kullanılarak geliştirilen ve uygulamaya konması hedeflenen daha pek çok örnek sayılabilir fakat özellikle ülkelerin planları özelinden verilen örnekler, bu teknolojinin aslında hepimizi ne kadar yakından ilgilendirdiğini göstermektedir.

Görüldüğü üzere blokzincirinin kullanılabileceği alanlar sınırsız. Bazı uzmanlar, 10 yıldan az bir süre içinde bu teknolojinin vergilerin toplanmasında kullanılacağını iddia ediyorlar. Finansal dolandırıcılığın ise blokzinciri sayesinde kayda değer bir seviyede azalacağı öngörülüyor. Blokzinciri büyük bir hızla küresel bir onay sistemi olmaya doğru ilerliyor.

Ancak işin çok daha önemli bir boyutu daha var:

Bu sanal para birimini ortaya çıkaran blokzincir( blockchain) teknolojisi.

Blockchain farklı kuruluşlar tarafından kontrol edilen çoklu bilgisayar sisteminde bire bir kopyaların tutulduğu dijital bir dağıtık işlem defteri.

Gelişmiş bir şifreleme teknolojisine sahip olan sistem, yapılan her işlemin kaydını tutabiliyor. Kim kime ne ödedi, kim kiminle evlendi, hangi arazi kimin, kim evini hangi kaynaktan gelen enerjiyle aydınlattı… Aklınıza ne gelirse… Edurne Lolnaz ve Mayel de Borniol 2015 yılında evliliklerini bir devlet kurumunun onayıyla değil Blockchain üzerinden gerçekleştirerek bir ilke imza attı bile.

Blockchain teknolojisi bütün işlemlerin ve bütün dijital etkileşimlerin güvenli, şeffaf, hizmet dışı kalmaya karşı yüksek dirençli, denetlenebilir ve verimli şekilde kaydedilmesini sağlayan bir yapı sunuyor. İşte bu teknolojinin güvenli yapısı, nesnelerin interneti, endüstriyel internetin ihtiyaçlarına yanıt verebilir. Blockchain sayesinde nesnelerin interneti, endüstriyel internet ekosisteminin geleneksel, aracı bazlı zincirlerinden kurtulması mümkün. Bu bağlamda nesnelerin interneti’nin,endüstriyel internet’in ayrılmaz bir parçası haline gelmesi beklenen blockchain teknolojisi sayesinde milyarlarca cihaza her an erişmek, cihazlar arasında gerçekleştirilecek işlemleri koordine etmek mümkün olabilir.

Örneğin, bitcoin aracılığıyla bağlantılı cihazlar arasındaki finansal işlemler sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilebilir. Karşımızda kim olduğunu bilmeden, merkezi bir otoriteye ve bir aracıya ihtiyaç duymadan ödeme yapabiliriz. Bir fabrikadaki akıllı makineler, değiştirilmesi gereken parçaların siparişini, insanların müdahalesine gerek kalmadan kendi kendine verirken artık ödemeyi de kendileri yapabilir. Blockchain’in merkezi bir yapıya sahip olmaması, sistemi çok daha dayanıklı ve erişilebilir hale getirebilir.

Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca noktadan bu teknolojiye erişilebilir.

Bu noktalardan herhangi biri çökse bile, diğer noktalar varlığını devam ettireceği için sistem zarar görmeden faaliyete devam edebilir.

Blockchain Nasıl Çalışıyor?

Blockchain’in kelime anlamı “blokzincir” demektir. Dijital sistemlerde bloklar birbirine zincir halkası gibi bağlanır ve bu bloklar onaylandıktan sonra değişmez, kırılmaz bir zincir oluşturur. Blokların değişmezliğinin sağlanması için “hash” kullanılarak her blokun parmak izi alınır ve bu parmak izleriyle bloklar sisteme yazılır. Parmak izlerinin alınması ve kontrolü için ağda bulunan herhangi bir işlemci (PC, sunucu, vb.) tarafından onay verilir.

Blockchain’de ağdan çevrimdışı olup tekrar çevrimiçi olduğunuzda kaldığınız bloktan güncel bloka kadar bir kopyasını ağdaki işlemcilerden alırsınız. Böylece dağıtık olan sistemden herhangi bir işlemcinin dâhil olması ya da çıkması, veritabanın durması ya da hata oluşması anlamına gelmez.

Herhangi bir işlemci (PC, sunucu vb.) manipüle edilmek istendiği takdirde, diğer işlemcilerin oy birliği gerekir. Oybirliği sağlanmayan manipüle edilmiş işlemler, işlemciler (PC, sunucu, vb.) tarafından reddedilir ve blockchain zincirine dâhil edilmez. Böylece veri bütünlüğü ve verinin doğruluğu sistemdeki dağıtık işlemciler tarafından sağlanır. Bu altyapısından dolayı blockchain’i “merkezi olmayan”, herhangi bir yere bağlı olmayan altyapı olarak da değerlendirebiliriz.

Blockchain’in Üstünlükleri

Blockchain, potansiyelini birçok değerli özelliğine borçlu:

– Güvenilir ve ulaşılabilir: Geniş bir katılımcı kitlesi tarafından kullanıldığı için hiçbir arıza noktası içermez ve kesintilere ve saldırılara karşı direnç gösterecek şekilde tasarlanmıştır. Katılımcı ağında herhangi bir noktada bir hata olduğunda, diğer kullanıcılar operasyona devam ederek bilginin güvenliğini ve kullanışlılığını koruyabilir.

– Şeffaf: Blockchain’deki işlemler katılımcıların tamamının görebileceği bir şekilde yapılır. Bu da denetlenebilirliğini ve güveni artırır.

– Değişmez: Blockchain’de tespit yapılmadan bir değişiklik yapılması neredeyse imkânsızdır. Bu durum taşınan bilginin güvenilirliğini artırırken dolandırıcılık ihtimalini de azaltır.

– Geri alınamaz: İdari süreçleri kolaylaştıracak ve kayıtların doğruluğunu artıracak şekilde, işlemleri geri alınamaz biçimde yapmak mümkündür.

– Dijital: Neredeyse tüm varlıkların ve belgelerin tamamı şifrelenebilir ve sınırlandırılabilir veya defter kaydı olarak gösterilebilir. Bu durum blockchain teknolojisinin mevcut uygulanma alanlarının ötesinde, şimdiye dek hayal edilenden bile daha geniş bir uygulama alanına sahip olduğu anlamına gelir.

Blockchain Tüm Dünyada Yaygınlaşıyor

Şimdiden çok sayıda şirket endüstriyel internet ağlarını güçlendirmek amacıyla blockchain’i kullanmaya başlamış durumda. Örneğin “Samsung”, milyarlarca cihazın birbiriyle bağımsız bir şekilde iletişim kurabileceği ve kendi bakımını gerçekleştirebileceği bir sistem üzerinde çalışıyor. Sistem çerçevesinde kendi kendine deterjan siparişi verebilen ve kullanıcının tercihleri doğrultusunda en uygun fiyatlı deterjanı araştıran akıllı çamaşır makineleri test ediliyor.

“Filament” endüstriyel internet donanımları ve tarım, üretim, petrol gibi sektörlere yönelik endüstriyel uygulamalar için yazılımlar üreten bir girişim olarak bir başka örnek.

“Filament”’in kablosuz sensörleri, şirketlerin madencilik operasyonlarını ya da tarım arazilerindeki su akışını yönetmeye olanak veren otonom ağlar yaratıyor.

Cihazların tanımlanması ve birbirleri arasındaki iletişim, ağdaki her bağlantının kaydını tutan blockchain altyapısı sayesinde güvence altına alınıyor.

Avustralyalı iletişim devi “Telstra” da blockchain teknolojisini akıllı evlerdeki nesnelerin interneti ekosisteminin güvenliği amacıyla kullanıyor. Cihazların ürettiği şifreli veriler özel bir blockchain’de depolanıyor. Bu sayede kimlik tespiti kolaylaşıyor ve sistem çok daha güvenli bir hale geliyor.

Blockchain, endüstriyel internet cihazları ve sensörlerinin üretilen verileri paylaşabileceği ve ücret karşılığında satabileceği bir alışveriş platformuna da olanak tanıyabilir. Örneğin “Tilepay” şirketi, kullanıcıların cihazlarını blockchain üzerinden kayıt edebileceği ve verilerini dijital para karşılığında gerçek zamanlı olarak satabileceği güvenli bir platform sağlıyor.

Blockchain ve endüstriyel internet iş birliği yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşması gibi amaçlara da hizmet edebilir. Akıllı güneş panelleri, ürettiği enerjiyi blockchain üzerinden satarak kullanıcıya dijital para kazandırabilir.

Genel olarak kripto para(bitcoin ) ve blokzincir (blockchain) yapılarına baktığımız yazımıza, bu konularla ilgili görüşlerin COVID – 19 sonrası için ele alındığı,

Marmara Belediyeler Birliği Şehir Teknolojileri ve İnovasyon Merkezi tarafından (29 Nisan 2020, Çarşamba günü saat 21.00’de)gerçekleştirilen Covid-19 pandemisiyle beraber geleceğin akıllı şehirlerinin konuşulduğu Covid-19 ile Mücadelede Blok Zincir Teknolojisi webinarı’nda ele alınan kripto para ve blokzincir konularında yapılan (Öğ.Gör.Tansel Kaya-Öğ.Gör.İ.Hakkı Polat-Dr.Kenan Güler)konuşmalarındaki saptamalara bakalım;

Corona öncesi online eğitim, dijital değişim projeleri, uzaktan çalışma eğilimlerinin, Corona ile beraber daha hızlı bir şekilde hayata geçirildiği ve Corona-Sonrası 4 Temel Değişim’in:

Uzaktan konsepti

Temassız (İş Yapış Şekillerinde temassız yaşam)

Hijyenik

Güvensiz (Sosyal ya da fiziksel temassızlıktan ortaya çıkan)

olarak ortaya çıktığı saptaması yapıldı.

“Blokzincir’in hali hazırdaki akıllı şehir uygulamalarından dijital dönüşüm uygulamalarından en önemli farkı bu mevcut uygulamaların bilgi analiz ve karar mekanizmalarının böyle süper merkezi otomatik ya da yapay zekaya dayalı ve giderek birer büyük biradere dönüşmesi olayı bulan sistemler üzerinden değil, tam anlamıyla halkın katılımcılığına dayanan ve aslında daha otonom daha konsensus tabanlı, onların fikrinin sorulduğu daha dağıtık bir işleyiş yaratmasıdır.”irdelendi.

* Sosyo-ekonomik değişimde biz ne yapabiliriz…?

*Yerel yönetimlerde ne yapılabilir ?

*Blokzincir teknolojisi uygulanarak hayata geçirilmiş bir kamu projesi var mı ?

“ Bitcoin (kripto para) blokzinciri hayatımıza sokan bir proje oldu. Bunlar açık kaynak kodlu projeler. Genelde de bir projenin saygı görebilmesi için hem açık olması lazım hem bütün soruları cevaplaması lazım, bir topluluğunun olması lazım, ne istikamete gittiğinin bilinmesi lazım, neyi nasıl yaptığını bilmesi lazım. Konu kripto para ise oraya paranızı emanet ediyorsunuz, yani onu bir değer depolama aracı olarak kullanıyorsunuz.Bir şirket olarak, bir devlet olarak kullanacaksanız da itimat edebilmesi gerekliliği vurgusu önemli idi.

Ticaret Bakanlığı’nın şu anda gümrük işlemlerini blokzincir üzerinden geçirmek için geçen sene başladığı bir proje var. Dış ticarette birkaç ülke ile anlaşılarak İspanya, Hollanda. Onlardan gelecek malların herhangi bir aracı olmadan Hollanda gümrüğü ya da Türkiye gümrüğü olmaksızın yapılan Akılı Sözleşmeler Protokolü dahilinde belli kısımların görülebileceği şekilde izinli bir veri tabanı.

Ticaret Bakanlığı’mızda bir daire var. Davranışsal Kamu Politikiları ve Yeni Nesil Teknolojiler Dairesi, burada teknik anlamda, pratik anlamda çalışan ekip var. Bu arkadaşlar blockchain vb. konuları çalışıyorlar.

Ayrıca;

“Merkez Bankaları’nın kendi çıkaracağı kripto paralar var. Merkez Banka’mızda bu yönde çalışmalar yapıyor. Çin çok ileride. Nakitin ortadan kalktığı, daha fazla takip edilebilir, izlenebilir, denetlenebilir bir para sistemine doğru geçmek hedef. Düşünün, bizim IBAN numaramız bir sayıdan bir sayıya gönderiliyor ama bunun kime ait olduğu belli değil ama isterseniz bunu daha detaylandırıp elimizdeki diğer bilgilerle harmanlayıp kişimin kime ne gönderdiğini görme imkanınız oluyor. Ve yavaş yavaş bireyin nakit para kullanarak mahrem ticaret yapması özelliği ortadan kalkmaktadır.

“ Yerel yönetimlerde yavaş yavaş bu teknolojileri uygulamaya başlayacaklar”.

Bir Büyükşehir Belediyesi’nin kripto para çıkartma yönüyle ilgili hazırlığı olduğu sosyal yardımlar, vergi ödemeleri ve vatandaş ile ilgili yürütülecek tüm etkinlikliklerde kripto para kullanılması çalışmalarında;

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Ocak ayındaki Akıllı Şehirler Etkinliği’nde ortaya attığı bir şey var işte şehir coin diye bir olgusu görülüyor.

Ayrıca, Şangay’ın bir Şehir coin projesinin , hızla ilerlediği.. Dubai’nin de bu konu da çok meraklı olduğu bilinmektedir

“Türkiye özelinde değil ama kripto paralarla ilgili en büyük engel devletler tarafından tanınmamalarıydı. Yani ne, bir parayla eşdeğer olmadığı düşünülüyordu. Menkul kıymet ya da emtia ne oldukları belli değildi, regüle edilmemişlerdi. Ama Libra’nın ortaya çıkmasıyla birlikte Avrupa’da Fransa ve Almanya’da büyük bir hareketlilik başladı. Kripto paralar ve blokchain projeleri yönünde bunu kendi milli güvenliklerine ve ekonomilerine bir tehdit olarak algıladılar. Bunu bir yandan baskılarken uluslararası hukukla bir yandan da kendi projelerini hayata geçirmeye çalıştılar. Almanya’da şu anda son düzenlemelerle kripto para bir varlık tipi olarak tanımlanıyor. Paradan farklı bu varlığı siz bir bankada depolayabiliyorsunuz. Yani bankaya bir kripto para yatırdığınızda aynı parayı banka size kripto para olarak ödemekle yükümlü oluyor. Bununla ilgili hukuki bir düzenleme var. Ayrıca bu kripto para blokzincir dediğimiz şeyler aslında internette dağıtık veri tabanında duran bir veriler. Yazılı bir şey ve bu bir devlet nezdinde tanınmaktadır. Almanya ethereum’u Akıllı Sözleşmeler’de en çok kullanılan blokzincirdeki kayıtları menkul kıymetlerin takibinde bir unsur olarak tanımakta ve kullanmaktadır. Bu tapuda da kullanılabiliyor.

Bu bir temettü dağıtan kar dağıtan, tahvil benzeri bir enstrümanın kimde olduğunu anlatmak içinde kullanılabiliyor. .

Özetlersek; Blok zinciri yapısı IoT cihazlarının yaptığı işlemlerin geçmişini tutan değiştirilemez bir kayıt defteri tutulmasını sağlayacaktır. Bu sayede cihazlar merkezi tek bir otoriteye ihtiyaç duymadan bu kayıtları bir doğrulama aracı olarak kullanarak kendi aralarında işlem yapabilme yeteneğini kazanmış olacaklardır. Örneğin güçlendirilmiş bir Blok Zinciri yapısıyla nesnelerin interneti cihazları kendi aralarında güvenli bir uçtan uca mesajlaşmayı IoT ağında aktif hale getirebilirler. Mesaj alışverişini aktiflemek için iki cihaz da üçüncü bir otoriteye bağlı kalmadan kendi aralarında karşılıklı digital imza ve akıllı sözleşmelerden yararlanabileceklerdir.

Bir çok uzman Blokzinciri teknolojisinin gizlilik ve güvenlik konularında nesnelerin interneti teknolojisinin aranan kayıp halkası olarak yerini aldığı görüşündedir. Bu sistem, bağlı milyarlarca cihazının takibinde, işlem aktiflemede ve cihazlar arası koordinasyonu sağlamada kullanılarak endüstride önemli tasarruflar sağlayabilir. Dağıtık yapı yaklaşımı, tek sisteme olan bağımlılığı ortadan kaldırarak daha dayanıklı bir çevre birimi inşa edilmesini sağlayabilir.

Sonuç;

2022 itibariyle bankaların Blockchain’i kullanması durumunda masraflarını 15-20 milyar dolar azaltabileceği öngörüsünü’de dikkate alarak, Ülkemiz banka, özel sektör, kamu taraflarının kripto para, blokzincir yatırımları’nın ekonomiye katkı bağlamında ve ulusal, uluslararası ekonomik ilişkilerde temassız, güvenli ticaret kapsamında regülasyonlara uygun şekilde hayata geçirilmesi gerekliliğini ve COVID – 19 sonrasında yeni normallerin öncü olacağı gündemimizdeki yerini mutlaka koruması gerektiğinide gözardı etmemeliyiz.

Kaynaklar :

Endüstriyel İnternetin Olmazsa Olmazı: Bitcoin ve Blockchain I,II, III

1 Haziran 2017, 6 Haziran 2017, 12 Haziran 2017

(geturkiyeblog web sayfası)

2019 Yılında Blok Zinciri Teknolojisi’nde Neler Oldu?

(FordBlog,Hayriye Karadeniz, 30.12.2019)

Covid-19 ile Mücadelede Blok Zincir Teknolojisi webinarı

(29 Nisan 2020, Çarşamba günü saat 21.00’de)

Konya, kendi ekosistemini ‘şehir coin’ ile kuracak

(ntv web sayfası)

· Blok Zinciri ile Nesnelerin İnterneti İçin Güvenli Bir Model

(Karel Blog , Yazar: Cavit Kara)

Katkıları için Hüsnü Baysal’a teşekkürler.

Son Güncelleme: 27.05.2020 18:02
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37