banner55
Bir seher vakti uykuyu uyutup, çağlayan bir ırmağın bestesine gönlünü açabilenler, hakikatin yolunda yürümeye başlayanlardır. Bir bülbülün sesinde yaşamı, bir baykuşun sesinde ölümü görmeye çalışırlar. Annesinin sesinde şefkati, babasının sesinde güveni ararlar. Uykudan uyandırandan, seslere ruh verenden, hakikati bulmaya çalışırlar.
Hakikati arayanlar bir derviş misali yerinde duramazlar. Hep bir arayış içerisinde, hep bir yenilik peşindedirler. Coşkun akan bir su gibi başlarını taşlardan taşlara vururlar. Acıda gözyaşını, gözyaşında merhameti, merhamette insan olmanın faziletlerini keşfe çıkarlar. Kanadıkça yüreği, sıkıntıdan terledikçe bedeni, toplumun yaralarına merhem olacak yeni bir düşünceye kapı aralarlar.
Hakikati arayanlar her zaman bedel ödemeye hazırdırlar. Onun için bir derviş gibidirler zaten. Bir lokma bir hırkaya taliptirler. Bazen bir tekkenin kapısında yıllarca yaşar, sırtında dağların yükünü taşır. Bazen ilim şehirlerinde fenerle gezer. Makam, mevki, şan, şöhret hakikat uğruna feda edilir. Yusuf gönüllülerle çile çekilir.
Hakikati arayanlar onun tek olmadığını bilirler. Okyanusun derin sularında nefes alan BALIKLAR, çiçeklerin üzerinde bal toplayan ARILAR, Hidrojen ve Oksijen gibi iki yanıcı maddenin birleşmesinden oluşan SU, gökyüzünde kanat çırpan KUŞLAR gibi çeşit çeşittirler. Hakikat, bunların toplamı olduğunu bilirler. Her birinin hikmetini görürler.
Hakikati arayanlar nefislerine gem vurabilenlerdir. Dünyevi bütün zevk ve sefayı elinin tersiyle itip, insanlık için, yaratanın yarattığı tüm mahlûkat için aklın ve bilimin ışığında, yaratılışın gayesine uygun hizmetler yaparlar. Bunları yaparlarken çıkar ve menfaatlerini gözetmezler. Bir ağaç meyve vermiyorsa kesilebilir, bir çiçek kokmuyorsa koparılabilir, bir insan kendine hizmet etmiyorsa öldürülebilir demezler.. 
Kendine benzemeyeni, kendine benzetmeye çalışmazlar. Onlar bir derviş misali alçak gönüllü, yaratılanı yaratandan ötürü severler. Yaratılan bütün mahlûkatta gizli hakikati aramaya çıkmışlardır.
Gönülleri çok geniştir, merhamet ve sevgi onların bahçelerinin meyvesidir. Bu meyve, nar isteyene nar, elma isteyene elma, kiraz isteyen kiraz olarak olarak gelir. İstemesini bilene bağ olarak gelir. Elinde su, dilinde şifa vardır. Toprağına rahmet, ağacına bereket olur. Kökünü kurutmaya çalışmaz, hastalık varsa bakar, ilaçlar, olmadı yeniden aşılar yapıcıdır, yıkıcı değil. Dünyaya han gözüyle bakanlara inat o yolcudur. “O” yolun yolcusudur.
“O” nu bir suyun akışında, bir mezarın taşında, bir yetimin başında, bir cami avlusunda, bir mazlumun yaşında, yıkık gönüllerde bulursun. Bir derviş misali hakikati aramak için malda yalan mülkte yalan diyen Yunus gönüllülerde bulursun. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37