Saadet Partisi Çayırova ilçe teşkilatı Eylül ayı ilçe divan toplantısını yaptı. Saadet Partisi Çayırova ilçe başkanlığı binasında yapılan ilçe divan toplantısına İlçe yönetimi, meclis üyeleri, mahalle başkanları ile Genel idare kurulu üyesi Recep Sarıdoğan ve il müfettişi Mehmet Tatlı katıldı. 

Toplantıda açılış konuşması yapan ilçe başkanı Yusuf Aksu, "Yerelde ve genelde gerçek gündemler yerine siyasi polemik ve kısır tartışmalarla vakit harcıyoruz ve uçuruma sürükleniyoruz" dedi. Bir an evvel gerçek gündemlerimize dönülmesi gerektiğine dikkat çeken Aksu şöyle devam etti:

AKSU: ÇÖKMÜŞ BİR BELEDİYE YÖNETİMİ

Yerel olarak Çayırova ilçemizde çok ciddi imar problemi olan bölgelerimiz var. Altyapı ve üst yapı hizmetleri bir kaç ana cadden ileri gitmiyor. Hizmetler kişiye özel değil halkın bütününe yapılmalıdır. Belediye yönetiminde usulsüzlük yolsuzluk söylemleri almış başını gitmiş. 

Kaçak yapıyla mücadele etmesi gereken yönetim kaçak yapı yapmaktadır. Belediye idaresi özel şirket idaresine dönmüş. Ben yaptım oldu modeli İlçemizi beton yığını haline getirmiş. Kaliteli bir yaşam için sosyal donatı alanlarımızı çoğaltmak yerine aksine elimizde bulunanları da satıyoruz. Bizim gerçek gündemimiz arsa satarak hizmet yapmaya çalışan çökmüş bir belediye yönetimidir. 

Toplantıya katılan Genel İdare Kurulu üyesi Recep Sarıdoğan da genel gündem ve dış politika konulu önemli açıklamalarda bulundu. Sarıdoğan konuşmasında şu konulara değindi.

ABD’nin ambargo ve yaptırım uyguladığı hiçbir ülkenin gelişme noktasında kötüye gitmediğini vurgulayan Sarıdoğan, "ABD yıllardır Rusya’ya ambargo uyguluyor. Yıllardır İran’a ambargo uygulanıyor. İran’da, Rusya’da zayıflamadılar daha da güçlendiler. Çünkü kendi imkânlarıyla kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğrendiler. Şuan Rusya ABD’nin ardından dünyanın en güçlü ikinci ülkesi. İran ABD’nin ve Batı’nın tüm yaptırımlarına karşı gelişimini artırmaya devam ediyor" dedi. 

ABD ile yaşanan gerilime değinen Sarıdoğan, uygulanan vize ambargosu ve yaptırımların ilk olmadığını belirterek şöyle konuştu, "ABD Türkiye ilişkilerine baktığımızda en önemli krizlerden birisi Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında olmuştu. Şimdi Türkiye vatandaşlarına vize ambargosu getiren ABD, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonrada Türkiye’ye askeri malzeme ve teçhizat satışını yasaklamıştı. Peki, sonuç ne oldu? 13 Şubat 1975′te Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kurduk. 

25 Temmuz 1975′te ABD’ye nota vererek, ABD Savunma İşbirliği Anlaşmasını yürürlükten kaldırdık. Bu arada hatırlatayım, öyle müzik notası falan değil askeri nota veriyoruz. Türkiye’deki bütün Amerikan üs ve tesislerini Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘kontrol ve gözetimi’ altına aldık bugünde bu adımlar atılmalı ve ABD’nin Türkiye’deki bütün üsleri TSK’nın kontrol ve denetimine alınmalıdır. 

15 Temmuz darbesi dâhil, her ihanet girişiminde adı geçen İncirlik üssü kapatılmalı ve ABD ile dost ve müttefik ülke tanımlaması gözden geçirilmelidir. Tam bağımsız bir Türkiye ve şahsiyetli bir dış politika için bu adımlar şarttır" şeklinde konuştu.

Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta dışarıya bağımlı hale geldiğini belirten Sarıdoğan, "Dünya’da en fazla canlı hayvan ithal eden ikinci ülkeyiz. 2011-2015 döneminde damızlık, besilik ve kasaplık olmak üzere yaklaşık 1.4 milyon büyükbaş hayvan ithalatı yapılmış. Şimdi yeni bir kararname ile sıfır gümrükle, 500 bin canlı büyükbaş hayvan ithalatına izin veriliyor. Çok daha vahimi aynı kararname ile, cumhuriyet tarihinde ilk kez 475 bin küçükbaş canlı hayvan yani koyun ve keçi ithalatına da imkan tanınıyor. 

Peki bütün bunlar ne için yapılıyormuş?  Et ve gıda fiyatlarını düşürerek, enflasyonu tek haneli rakamlarda tutmak için! Kusura bakmayın siz bu kafayla enflasyonu değil çiftçiyi sıfırlarsınız. Üreticiyi sıfırlarsınız. Nitekim öyle oluyor. Anadolu hızla boşalıyor. Çözüm ithalatın önünü açmak, gümrüğü sıfırlamak değil üreticiyi güçlendirmektir. Öbür taraftan teşvik primleri ürüne verilir, araziye tarlaya verilmez. Eğer kalkıp teşvik primini tarlaya verirseniz İstanbul’daki Ahmet, Mehmet tarlasında ürün yetiştirmek için kendisini yormaz. 

Kalkıp ürüne vermek yerine araziye teşvik vermeye devam ederseniz bu ahmaklığın zirvesi olur! hakikaten akla ziyan bir uygulama. Bu ne demek oluyor peki? Tarım ve hayvancılık politikasının çöktüğünün göstergesidir. Bugün en çok kar eden kuruluşlar BANKALARDIR. UNUTMAYIN Osmanlı çökerken de en çok kazanan galata bankerleriydi.  

İşte Türkiye’nin gerçek meselesi üreten değil tüketen ekonomi modelidir. Bitirilen tarım, yok edilen hayvancılıktır. Yapılan yanlış yatırımlar, yürütülen yanlış politikalardır. Bu şekilde bu politikalarla devam edilirse ne yazık ki daha çok bataklığa gömüleceğiz" dedi.

Toplantıda yerel gündemle alakalı Mahalli İdareler başkanı ve Saadet Partisi Çayırova belediye meclis üyesi Ali Uçar ise Çayırova ilçesiyle alakalı yerel konular hakkında bilgilendirmelerde bulundu. 

1,5 Senedir Çayırova ve Yenimahalle'de çözülemeyen imar sorunu konu Şekerpınar olunca bir hafta içinde çözülüyor. Çünkü Şekerpınar'da satılacak arsa ve pay edilecek rant var. Kocaeli'nde en çok yer satan belediyeyiz. Satmayın dediğimizde, satmadan hizmet yapamayız diyorlar. 

Acaba satacak yer kalmayınca neyi satacaklar ya da nasıl hizmet yapacaklar? Geçmiş dönemlerde eleştirdiğimiz özel kalem giderleri 2018 bütçesinde hiç yok. Sınırsız harcama mı olacak ondan da bilgimiz yok. Çayırova'nın tünel üstü bölgesinde yapılan kültür merkezi inşaatının imarı yoktur, kaçak bir yapıdır. 

Adını Necmettin Erbakan Kültür Merkezi koymaları bu kanunsuzluğu onaylayacağız anlamına gelemez.