Ünlü yazar Ömer Seyfettin in hikâyelerinden birisidir falaka.
Nedense bir dönem geçmişini aşağılamak atalarına küfür, hakaret etmek moda olmuştur.
İlericilik ve çağdaşlığın birinci adımı sayılmıştır bu .
Bu öyküde geçen hoca hakkında anlatılanlara bakarsak ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Uzatmayayım kısa bir paragraf.
‘Yaz kış kolları paçaları sıvalı vaziyette sınıfta oturur. Verdiği eğitim verimsizdir.
Sınıfta disiplini sağlamak için falaka kullanır’.
Sınıfta disiplini sağlamak için falaka kullanır’.
Geçmişin hatalarından ders alıp iyi taraflarını da bırakmayacağız.
Aslında konu şuradan çıktı.
Kanada da bir öğretmen internette gezinirken tabi oralarda internet bizimkinden kat be kat hızlı.
Nereden bulduysa Çankırı Doğan tepe köyü yaren ekibinin ortaoyununu izlemiş. Ve orada anlayamadığı falakayı görmüş.
Nereden bulduysa Çankırı Doğan tepe köyü yaren ekibinin ortaoyununu izlemiş. Ve orada anlayamadığı falakayı görmüş.
Tabi bizim köylüler yatırıyor birbirlerini.
Ayaklarından tutup veriyorlar can havliyle bağırta bağırta odunu ya da halatı yerde yatan arkadaşlarının ayaklarına.
Bizim Kanadalı şaşkın soruyor bu ne?
Anlat anlatabilirsen durumu elin herifine.
Birde İngilizcen benim gibi zayıfsa
İş daha zor
“Bu bir oyun” dedim. Uzun kış gecelerinde yapılan bir tiyatro gösterisi.
“Köylülerin canı sıkılıyor” dedim. “Şehirliler nerede yiyor falakayı”diye sordu onu söyleyemedim.
Şimdi nasıl söyleyeyim on iki eylül günlerinde cezaevlerinde, karakollarda insanlara falakalarda verilen odunu anlatmak zor. “Şehirliler köyde yer gelirler” dedim.
“Şehirlerde işkence dayak yok” dedim bu bir tiyatro köylüler uzun kış gecelerinde
“Canları sıkılır kar yağar soğuk olur” dedi.
“ Bizim Alaska daha soğuk ama falaka yok” dedi.
Baktım iş iyice sarpa sarıyor. Adam durmadan yok demir mi? Halat mı?sopa mı odun mu .?
“Pamuklu dokuma” dedim “Yumuşak vurunca acıtmıyor” Kıvırmaya çalışıyorum.
O zaman “neden bağırıyor” dedi?
“Oyunun bir parçası mizansen” dedim. “Tuzlu suya sokunca acımaz dedim.
Ağzımdan kaçtı iş iyice sarpa sardı “senin de falakanın da” diyeceğim ayıp olacak.
“Tuzlu su neden” dedi bir sorayım dedim. Bizim Yüksel Ercanidmanlıdır.
Aradım onu ama bu arada baktım saatte gece yarısı bir olmuş neyse hemen açtı telefonu.
Anlattım durumu. “Adama izah et” dedi.
Sağ olsun bana bayağı yardımcıda oldu.
Kanadalıya dedim “bak yaramazlık yapanlara, söz dinlemeyenlere,fikir mikir savunanlara, özgürlük, eşitlik hak, hukuk, adalet isteyenlere yatırır verirsin odunu köylerde uzun kış gecelerinde”
Çok yutmadı ama bir süre sustu Kanadalı. İnandırıcılığım müthişti.
“Bizim köylüler tiyatroyu çok sever Kültürel faaliyetlerdebulunurlar” dedim.
Bu kez on dakika sonra “peki yerde yatan dayak yiyen ne söylüyor” dedi.
“Haydaa nereden bulaştık bu falaka işine” dedim.
Videoyu açtım saçma sapan sözler.
Eve gittin mi gittim.
Kiminle tek.
Tamam kalk.
Oyun sürüyor böyle.
Eve gittin mi gittim.
Kiminle tek.
Tamam kalk.
Oyun sürüyor böyle.
Şimdi kalk bunu anlat anlatabilirsen.
Sizde dedi “cezaevlerinde kaç kişi var. “Bak zındığa sen. Bak küffara sen" dedim içimden.
Bize yakın Hollanda da cezaevlerinde kimse yok dedim.
Cezaevleri suçlu olmadığından boş dedim.
Cezaevleri suçlu olmadığından boş dedim.
Hollanda'da suç oranındaki düşüş nedeniyle boş kalan hapishanelere mülteciler yerleştiriliyormuş geçenlerde haberlerde duymuştum.
Peki dedi biraz sakinledi. Bende bu arada bilgisayarı kapatır yatarım diye düşünürken ama dedi ben haritadan baktım Hollanda Türkiye de değil.
İyice çuvalladık. Baktım olacağı yok.
Dedim geçenlerde Adalet bakanı açıkladı artık ne olacaksa olsun 200 bin kişi ye yakın insan yatıyor hapishanelerimizde.
İngilizce tekrara falaka dedi. Uzun kış geceleri dedim.
Alaska dedi tiyatro dedim.
Alaska dedi tiyatro dedim.
Gidiş o gidiş Kanadalı kayboldu.
Derin bir ohh çektim.
Derin bir ohh çektim.
Ne zor iş ya elin Kanadalısına Çankırı Doğan tepe yaren oyununuanlatmak.
Oyundaki falaka yı anlatmak.
Yerde yatanın acı içinde kıvranarak bağırmasını anlatmak.
Yerde yatanın acı içinde kıvranarak bağırmasını anlatmak.
Bazı şeyleri anlatmak zor.
Vereceksin odunu.
Vereceksin odunu.
Adam dayağı yiyor, diğeri yatıp yiyor, sonra diğeri, sürüp gidiyor iş.
Kanadalı sana ne atan razı yiyen razı.
Falaka.