Avrupa Birliği (AB) denen yok olmaya yüz tutmuş köhne ve bence "hasta adam" olarak değerlendirilmesi gereken topluluğa uzun zamandan bu yana alınmak üzere kapı önünde bekletilmekte olan ülkemiz, bu sevdadan bir türlü vazgeçmedi.
Bu durum karşısında ne söylemek lazım bilemiyorum...
Yahu adamlar ellerine almışlar bir koz, ne isterlerse yapmamız için sürekli olarak bu kozu kullanıyorlar...
Yıllar boyu Osmanlı İmparatorluğu korkusuyla yaşamaya mahkum olmuş olan AB'ye "yeter artık, bıktırdınız, ya bizi derhal üye yapın ya da biz üyelik başvurumuzu geri alıyoruz" diyecek bir babayiğit çıkmadı.
AB denen köhne ve yıkılmaya yüz tutmuş bu birlik içerisinde yer almak istemeyen bir insan grubu var bu ülkede, hemde azımsanamayacak kadar fazla bu grubun sayısı...
Bu insan grubunun fertleri içerisinde en başı belkide ben çekiyorum.
Bırakın bu köhne ve yıkılmaya yüz tutmuş, girenin bin pişman olduğu birliğin peşini, çekin elinizi eteğinizi de akılları başlarına geliversin...
Unutmayın!
Biz Türkiye Cumhuriyetiyiz, üstelik çok ama çok güçlü Türkiye Cumhuriyetiyiz...
Şöyle bir bakın, bir inceleyin bu birliği, bu birliğe giren hangi ülkenin işi rast gitmiş bir görün...
AB denen bu köhne ve yıkılmaya yüz tutmuş olan topluluk, içerisine aldığı her ülkeyi darman duman etmiş, bitirmiş, iliğini kemiğini yok etmiş...
En yakın örnek, komşumuz Yunanistan var, yahu adamların neredeyse yiyecek ekmeği kalmadı.
İşsizlik, parasızlık ve perişanlık hat safhada komşumuz Yunanistan'da...
Türkiye eğer bu AB denen köhne ve yıkılmaya yüz tutmuş topluluğun içerisine girerse, sonu komşumuz Yunanistan'dan daha beter olur benden söylemesi...
Eğer Türkiye bu köhne ve yıkılmaya yüz tutmuş birliğin içerisine girerse fikrimce ne emekli maaşları ne de kamuda çalışan memur ve işçilerin maaşlarını ödeyemez hale gelir.
Zaten bu adamların amacı öyle iyi niyet falan değil...
Bu adamların amacı içerisine aldığı her ülkeyi tarumar etmek...
Kim asla kaybetmiyor AB içerisinde?
Başını Almanya, Fransa ve İngiltere'nin çektiği kurucu üyeler...
Yalan mı?
Yalansa yalan deyin...
Ne faydası olacak bize AB denen bu topluluğun?
Çok basit, bir grup çok zengin holding daha da zengin olacak...
Dövizine döviz, malına mal, mülküne mülk, şanına şan, şöhretine şöhret katacak...
Yapacak dışarıdan gümrüksüz mal ithalatı, ödemediği gümrük parasını da koyacak karının üzerine...
Ee sonra?
Sonrası gelsin milyar avrolar...
Efendiler, siz söyleyin hele bu millete ne faydası olacak bu AB denen topluluğun?
Zerrece faydası olmayacak...
Aç hala aç kalmaya, hatta daha da aç kalmaya, gariban gariban kalmaya, hatta daha da garibanlaşmaya fazlasıyla devam edecek...
Yani hali hazırda perişan olan ve geçim yükünün altında artarak ezilenler, daha da ezilecek...
Bu bu kadar nettir.
Tersini söyleyeni aklımla dalga geçiyor sayarım...
Bırakın efendiler bu AB sevdasını da işinize bakın...
"Nasıl yaparız da bu milletin refah düzeyini arttırırız, ne yaparız da ezilenlerin sırtlarında ki yükü alırız, ne yaparız da halkımızı zenginleştiririz" işlerine bakın...
Fabrikalar kurun, üretin, ithalat işine sınırlama getirin, ihracatı sadece AB ülkeleri olarak değerlendirmeyin, yeni ülkelere bakın, yeni ufuklara, yeni pazarlara yönelin...
Ama bunu yaparken de bu halka tüketmeyi değil, üretmeyi öğretin...
Bırakın bu AB denen köhne ve yok olmaya yüz tutmuş topluluğun peşini...
Onların şatlarıyla değil, Türkiye'nin şartlarıyla girecekseniz girin AB denen bu topluluğun içine...
Size sürekli olarak şartlar sunan "yok bunu böyle yapın, yok bunu şöyle yapın" gibi emirler savuran bu köhne topluluğa "dur, sesini kes, bizi istiyorsanız bizim şartlarımızla alın AB denen köhne topluluğun içine" deyin...
Türkiye genç ve çalışkan bir insan gücüne sahip, bu güç o AB denen köhne topluluğun içerisinde ki bir tek ülkede bile yok.
Adamlar yaşlanmış, neredeyse fosilleşmeye yüz tutmuş bir nüfuza sahip...
İş gücü bitik, aile denen topluluk neredeyse hiç yok...
Kimin ne olduğu ne yaptığı belli değil...
Ben şahsen AB içerisinde bulunan ülkelerin toplumlarının bitik toplumlar olduğu kanaatindeyim...
Bir deyim vardır ya "yahu adamlar bitmiş, çift okeyle okey dönüyorlar" şekinde, heh işte adamlar tamda bu noktadalar...
Türk toplumunun yarısı kadar dahi olamayacak olan bu AB denen birliğin işi bitmiştir...
Türkiye'yi aralarında görmek için can atıyorlar, ağaca çıkıyorlar ufku görmek için...
Ama kanını, iliğini emmeden almazlar bunlar bizi aralarına...
Efendiler, emdirmeyin kanımızı bunlara, emdirmeyin iliğimizi bunlara...
AB denen o köhne toplulukla işiniz olmasın, şartlarına "eyvallah" demeyin...
Tam tersine siz şartlar sunun bu köhne topluluğa...
"Biz Türkiye olarak, AB'nin içerisine girmek için şartlarımızın yerine getirilmesini istiyoruz, şartlarımız; bunlar, bunlar, bunlar... Buşartlarımızı yerine getirmeyen AB ile görüşmelerimizi askıya alıyoruz, sıkıysa şartlarımızı yerine getirmeyin, keserim sizinle alışverişi aklınız başınıza gelir" deme yürekliliğini gösterin...
Emin olun ki Türk halkı, dimdik arkanızda durur o zaman...