Erdoğan Bayraktar’ın Model Şehirleri

Bir dostumuzla birlikte akşam saatlerinde Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a Koşuyolu’ndaki Ofisine misafir olduk, TOKİ Başkanlığından ve bize göre başarılı bir şekilde yaptığı Çevre ve Şehircilik bakanlığından tanıdığımız, takdir ettiğimiz Bayraktar ile yaklaşık üç saate varan sohbetimizde kendisine daha çok ısındık, tanımakta epey geç kaldığımızın farkına vardık.

Bugün son derece mütevazi bir hayat süren Eski Çevre ve Şehircilik bakanı Erdoğan Bayraktar ile Bakanlık yaptığı zaman Eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın’ın oğlunun düğün merasiminde bir araya gelmiştik, Trabzon’un, Of ilçesinde dünyaya gelen ve daha bir yaşında iken babasını kaybeden Karadenizli bir vatan evladının  ayakta kalabilmek, hayata tutunabilmek adına verdiği mücadeleyi kendisinden dinlediğimizde işin doğrusu gözlerimizin dolduğunu hissettik.

İstanbul Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisinin İnşaat mühendisliğini  bitirdikten sonra Fen bilimleri enstitüsü İnşaat anabilim dalında “Metropol şehirlerde Alternatif Yerleşim bilimleri” konusunda Yüksek lisans yapan Bayraktar’ın yolu  belli bir süre özel sektörde çalıştıktan sonra siyaset ile buluşuyor.

Erdoğan Bayraktar 1989-1999 yılları arasında İstanbul Büyükşehir ve Eminönü Belediyelerinde Belediye meclis üyeliği İBB şirketi KİPTAŞ’ta  4,5 yıl genel müdürlük görevinde bulunuyor, Bu görevde iken İstanbul’un on bir değişik bölgesinde 17 bin konutluk yerleşim birimi üretimi gerçekleştiriyor.

Bayraktar Aralık 2002-Mart 2011 tarihleri arasında Başbakanlık toplu Konut İdaresi  (TOKİ) Başkanlığı ve Emlak Konut GYO Yönetim Kurulu başkanlığı yaparken kendisine  İspanya kraliyet ailesi tarafından “Alt Gelir Grubuna yönelik Konut üretiminden” dolayı “Kraliyet Nişanı” ödülü veriliyor.

Erdoğan Bayraktar’ın TOKİ başkanı iken yaptıklarını biz gıpta ile takip ediyorduk,  Akademik bilgisini sahadan aldığı tecrübe ile birleştiren Bayraktar’ın bu temposu dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından da görülmüş olmalı ki 11 Haziran 2011 tarihinde yapılan genel seçimde AK partiden Trabzon milletvekili seçiliyor ve sonrasında herkesin bildiği gibi Türkiye Cumhuriyetinin 61.Hükümetinde son derece başarılı bir şekilde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyor.

Sonrası herkesin malumu 17-25 aralık sürecini takip eden günlerde İsimleri kamuoyu tarafından bilenen 3 bakandan ayrı olarak değerlendirdiğimiz Erdoğan Bayraktar’ın öğlen saatlerinde bir Özel Televizyon kanalına bağlanarak “Bakanlıktan da, Milletvekilliğinden de istifa ediyorum” şeklindeki bizimde “içimizi acıtan” açıklaması sonrası Edirne’den, Kars’a kadar milyonlarca vatandaşın “Yazık oldu Erdoğan Bayraktar’a, helal olsun, dik adammış” yorumlarını yapmalarına vesile oldu.

Erdoğan Bayraktar’ın Koşuyolu’ndaki ofisinde yaklaşık üç saat süren sohbetimiz sırasında “ Bütün Türkiye’nin bildiği o konuşmayı yaptıktan sonra hiç pişmanlık duydunuzmu.?” şeklindeki sorumuza “Pişmanlık duymadım dersem yalan söylemiş olurum, Bugün bir Erdoğan Bayraktar ismi varsa bu ismi sadece ve Sadece Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a borçluyum, Tayyip Erdoğan beni Belediye meclis üyesi yaptı, TOKİ başkanı yaptı, Milletvekili, yaptı Türkiye Cumhuriyetinin en önemli bakanlıklarının başında gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı yaptı, Bana istifa et dediğinde “Emredersiniz” deyip gereğini yapmam gerekiyordu, ancak  yapım gereği istifa eden diğer bakanlardan farklı bir üslup kullanım, keşke yapmasaydım” cevabını verdi.

Kendisine “Sayın Bakan , O istifa gününden sonra Sayın Cumhurbaşkanı ile hiç görüştünüzmü, aranızda soğukluk varmı.?” diye sorduğumuzda “Yüksel Bey, Sayın Cumhurbaşkanımız haklı olarak bana o dönem çok kızdı, ancak o tarihten sonra zaman zaman randevu alıp ziyaretine gittim, kendisini çok severim,sayarım, onunda beni sevdiğini biliyorum ancak siyasette akşamdan sbaha çok uzun bir zaman ve şartlar anında değişiyor, Türkiye sayın Cumhurbaşkanımızın kıymetini bilmeli, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da etrafında kenetlenmeli, İçerisinde bulunduğumuz bu kuşatılmışlıktan bizi çıkartacak tek liderin Tayyip Erdoğan olduğuna inanıyorum” cevabını verdi.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi son derece hareketli bir bürokratik ve siyaset koşuşturmacası sonrasında Erdoğan Bayraktar bakanlık görevinden sonra yeniden işinin başına dönmüş, bildiği en iyi işi yapıyor yani İnşaat sektöründe, “idare edecek kadar para kazanabilirsek bize yeter, Eğitim sektörü ile ilgili yatırım yapmak istiyorum, bunun dışında sizin gibi değerli dostlarımız ile bir araya geldiğimizde geçmiş günleri yad etmekten ve Türkiye meselelerini konuşmaktan büyük keyif alıyorum, buda bana yetiyor” diye konuştu.

Sohbetimiz sırasında sadece Namaz kılmak için kısa bir süre ayrı kaldığımız Erdoğan Bayraktar yanından ayrılırken içerisinde bir Seccade- İki paket orijinal Çay ve hatırı sayılır bir miktardaki Fındık ve kapağında “En Kıymetli Varlığım anamın Azizi hatırasına” yazan “Model Şehirler-Avrupa-Amerika” isimli kitap olan koliyi de elimize tutuşturmayı, tutuştururken de, “Fındığı ye, Çayı iç, yazdığım kitabı oku,sonrada bu seccade üzerinde namaz kılmayı unutma” diyerek tekrar buluşmak dileği ile bizi uğurladı.

Eve geldik, Fındığı yedik, Çayı demleyip içtik, Seccade üzerinde namazı kıldık, 427 sahifelik “Model şehirler-Avrupa-Amerika” kitabına göz gezdirmeden önce de bu yazıyı kaleme almanın bir vatandaşlık gereği olduğu kararına vardık ve yukarıdaki yazı ortaya çıktı.

Kibirden uzak, Mütevazi bir amca, sohbeti seven bir büyük olarak değerlendirdiğimiz  ve sohbet vesilesi ile de daha çok sevdiğimiz Erdoğan Bayraktar’ı var olan siyasetçilerden ayıran “Tevazusu” bakanlık görevi bittikten sonra bile kendisine olan ilgi ve alakayı azaltmamış aksine daha da üst noktalara taşımış.

Bir insan daha başka ne isteyebilir ki.?