Saadet Partisi’ni gören var mı ?


 
12 Eylül 1980 ihtilali ile birlikte kapatılan Milli Selamet Partisinin yerine kurulan Refah Partisinin de süreç içerisinde kapatılması yerine kurulan Fazilet Partisinin de siyasi hayatının noktalanması sırasında “Gelenekçiler ve Yenilikçiler” mücadelesi sonrasında Recep 
Tayyip Erdoğan başkanlığındaki yenilikçilerin AK Parti’yi kurması Gelenekçilerinde Recai Kutan başkanlığındaki Saadet Partisi bayrağı altında toparlanması sırasında tarih henüz 03 Kasım 2002 yılına gelip dayanmamıştı.

03 Kasım 2002 tarihi itibarı ile Yenilikçileri bünyesinde barındıran AK Partinin tek başına iktidar olması ile başlayan süreç sonrasında “Milli Görüş” geleneğini temsil etme görevi de mecburen Recai Kutan başkanlığındaki Saadet Partisine kalmıştı.
Rahmetli Necmettin Erbakan kontrolündeki Saadet Partisi o tarihten sonra ne yaptıysa kendi bünyesinden çıkan partililerin kurduğu AK Parti karşısında kesinlikle başarılı olmadı, her seçim sonrasında oy oranı sürekli aşağılara düşen Saadet Partisinden umudu kesen ama siyaset yapma ihtiyacı hisseden kim varsa teker teker soluğu AK Partinin kapısında almakta gecikmedi.(Bakınız Numan Kurtulmuş)
07 Haziran ve 01 Kasım tarihinde yapılan genel seçimlerde tarihinin en başarısız sonuçlarını alan Saadet Partisi bütün bunlara rağmen siyasete devam ediyor, çalışmalar yapıyor, çoğunlukla da geçmiş günlerin hatırası ile yaşamak zorunda kalıyor.
Siyaset bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aynı şartlarda yapılıyor, toplumu heyecanlandıran, vatandaşın sofrasına bir tabak daha fazla yemek koyacağı iddiası ile sahaya çıkan bir siyasi kuruluş bir anda iktidar koltuğunu ele geçiriyor.
Her ne kadar “biz gömlek değiştirdik” gibi ifadeler kullanılsa da bu dünya görüşüne mensup partinin bünyesinden çıkmış bir hareketin Cumhurbaşkanı-Başbakan-Meclis başkanı çıkardığı gerçeği de var olduğuna göre Milli Görüş geleneği tam olmasa da 03 Kasım 2002 tarihinden beri iktidarda bulunuyor.
AK Partinin bu kadar kuvvetli olduğu bir dönemde kendisinin benzeri bir siyasi oluşumun başarılı olma şansı elbette ki yoktur, Bugün AK Parti içerisinde siyaset yapanlara bakıldığında kim ne derse desin partinin iskeletinin özellikle yerel yönetimlerde Milli Görüş geleneğinden çıkıp gelen siyasetçilerden olduğu görülecektir.
Siyaset şu sıralar her dönem olduğundan daha pahalı, Özellikle yıllar yılı var olan ancak her seçim sonucu azalan partiler dolayısı ile siyaset sahnesinde yer bulamayan partilerin birbirinin peşi sıra kapandığı bir sistemde Saadet Partisini de iyi bir akibet beklememektedir.
Zaten bu durumun farkında bulunan Saadet partililerin siyaseten yaşı geçenler “Bizden geçti dolayısı ile siyasetten bir beklentim kalmadı” derken partide kalıp siyasi beklenti içerisinde olanlar da etraflarına “Ya AK Partiye gidilmeli yada o eksen etrafında kurulacak ve iktidara gelecek bir siyasi partiye girilmeli”şeklinde çözüm aramakla meşguller.
Her iki halde bile artık siyaset arenasında Saadet Partisine maalesef yer kalmamıştır, dün saadet Partisinde görev yapan kitlenin nerede ise yüzde 99’luk bir bölümü AK Partiye katılmış geriye yüzde bir civarında oy ve bir miktar tabelası bulunan parti teşkilatları kalmıştır.
Böylesi bir noktada Saadet Partililerin bir şey yapmasına da zaten gerek yoktur, Zira siyasetin yıllar içerisinde pek çok partiyi eriten yapısı bugün yarın Saadet Partisini de aynı noktaya göndermekten geri kalmayacaktır.
Hepimiz biliyoruz ki… yoğun bakıma girende sıkıntı yaşıyor, yoğum bakımdakinin başında bekleyenlerde.