15 Temmuz akşamı meydana gelen Darbe girişiminin 'artçı sarsıntıları' o gün bugün azalacağına her geçen gün biraz daha artarak devam ediyor. Geldiğimiz noktada nerede ise Kamu kurumlarında görev yapan hemen herkesin Paralel yapıya mensup olduğu algısı kafaları karmakarışık ediyor.
Durum kötü. Hem de tahmin edilenin kat be kat üzerinde kötü..
Durumun son derece vahim olduğunu ve hiç belli olmayan bir zamanda yeni bir girişim olacağını düşünen hükümet yetkilileri aradan 14 gün geçmesine rağmen vatandaşlara “Lütfen meydanları terk etmeyin “ tavsiyelerinde bulunuyor bununla ilgili gereken ne varsa yapıyorlar.
Vatandaş gece sabahlara kadar meydanlarda “Demokrasi nöbeti” tutarken Devletin kolluk kuvvetleri de operasyon üzerine operasyon yaparak Devletin birliğine ve dirliğine kast edenleri tutuklayıp mahkeme karşısına çıkartıyor.
Sabah saatlerinden itibaren gazetelerin haber merkezlerine “Falanca kurumun filanca yöneticisi gözaltına alındı” şeklinde düşen haberler daha iki dakika geçmeden yenileniyor o kurumda görev yapan daha pek çok kişi FETÖ örgütüne mensup olmak suçlaması ile göz altına alınıyor.
Biz 12 Eylül 1980 tarihinde Kenan Evren başkanlığındaki cuntanın gerçekleştirdiği darbeyi birebir yaşamış bir insanız o zaman belki iletişim organlarının bu kadar fazla olmaması nedeni ile olup bitenleri en derin noktalarına kadar öğrenme imkanına kavuşamadık ancak 15 Temmuz akşamı başlatılan Darbe girişimini bizde bütün vatandaşlarımız gibi en ince detaylarına kadar öğrenebiliyoruz.
15 Temmuz akşamı meydana gelen Darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kontrolü eline geçirdiği ve bundan da siyasi bir rant elde edildiği şeklinde ifadeler kullanılıyor ise de bu ifadeler bizim için hiçbir anlam ifade etmiyor.
O toz duman arasında en iyi korunan insanların bile can güvenliğinin olmadığı eğer aradan bilemediniz yarım saat geçse Darbe girişimi önlenemese o saatten sonra bize göre hiç kimsenin can güvenliği olmayacak daha da önemlisi iş Kim vurduya gidebilecekti.
Dolayısı ile aradan geçen günler içerisinde “Yahu budamı FETÖ terör örgütü mensubu imiş” diye şaşkınlıkla karşılanan pek çok isim de güvenlik güçlerimiz tarafından gözaltına alınınca işin hangi boyutlarda olduğu ve Darbe girişimi engellenmese nasıl bir kaos ortamının ortaya çıkacağı da artık aşağı yukarı hesap edilmeye başladı.
Her geçen gün 15 Temmuz Darbe girişiminin hangi boyutlarda olduğu ve daha nerelere gideceği ile ilgili hiç kimsenin en ufak bir fikri yok. Günden güne derinleştirilen operasyonlar sonucu gözaltına alınanlar, tutuklananlar ve bu tutuklanmalar sonunda yapılan itiraflar kan donduran noktalara kadar gelmiş durumda.
Dikkat edin siyaset ile uzaktan yakından kesinlikle ilgisi bulunmayan en sade vatandaş bile yapılan bu Darbe girişiminin nasıl korkunç boyutlarda olduğunun farkına varmış ve o aşamadan sonra Darbecilere karşı diğer vatandaşlar ile birlikte meydanlarda saf tutmaya başlamıştır.
İnsanımız kendisine göre bir standart hayat sürüyor, kendi dünya görüşüne göre sorun yaşamayacağı tehlike altında olmayacağı günlerden geçeceğini düşünürken karşı karşıya kaldığı bu durum nedeni ile “Acaba bu toz duman arasında bende rahatsız olurmuyum “ endişesi duyduğundan hayatını kötü yönde etkileyecek olayların meydana gelmesine izin vermiyor.
Tehlikenin geçmediği Türkiye’nin her an yeni bir Darbe girişimine maruz kalacağı gerçeği de bu saydığımız nedenler dolayısı ile toplumun her kesiminde daha fazla hissediliyor, en tepedeki yöneticiden en alt noktadaki vatandaşımıza kadar anlaşılan bu sisli havanın ortaya çıkardığı karamsar tablonun da ne zaman sona ereceği belli değil.
Bu konuda önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı açıklamalar ve atacağı adımlar son derece önemli, Vatandaşlarımızın sonuna kadar güvendiği ve gelebilecek her türlü tehlikeye karşı koruma altına aldığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbecilere karşı uygulayacağı yaptırımlarda bundan sonrası için büyük önem taşıyor.
Türkiye’nin darbelerden arınmış ve demokrasinin bütün kuralları ile yoluna devam eden bir ülke olması herkes gibi bizimde en büyük özlemimiz, çok özlediğimiz Demokrasi dolu günlerin gelmesi adına 15 Temmuz tarihinde Darbe girişimine katılan, kalkışan kim varsa devlet kadrolarından sökülüp atılmamamsı durumunda başımızı rahat bir şekilde yastığa koymanın imkanının olmayacağını da sanıyoruz bizim kadar herkes artık iyi biliyor.