Pazartesi akşam saatlerinde bizim Radif Karaman ile birlikte “Bakalım Nevruz Bayramı dolayısı ile Gebze’de durum nedir.. Vatandaş olup bitenler karşısında nasıl bir tepki veriyor” sorularına bir nebze olsun cevap bulmak adına, Gebze’nin caddelerinde tur attıktan sonra, en fazla vatandaş topluluğunun bir arada olduğu Gebze Center’in yolunu tuttuk.
Gebze Center’in park alanına girip te aracımızı park ettikten sonra attığımız bir kaç adımdan sonra belli belirsiz bir tedirginliğin hüküm sürdüğünü her zaman cıvıl cıvıl ve son derece kalabalık olan AVM girişinin de eski havasında olmadığını gördük.
AVM girişinde kontrol yapan güvenlik görevlilerinin başında Polisleri de görünce Nevruz dolayısı ile en üst seviyeye çıkartılan önlemlere rağmen vatandaşların son günlerde meydana gelen olaylar nedeni ile en azından Nevruz Bayramı da olsa “başıma bir iş gelir” kaygısı ile kalabalık yerlerde olmamak gibi bir seçeneği değerlendirme yoluna gittiğinin farkına vardık.
Yaklaşık bir saatten fazla konakladığımız Gebze Center’den ayrılırken orta ölçekli bir işyerine girip “Arkadaşlar durumumuz nasıl, işler ne alemde.?” diye sorduğumuzda “Görüyorsunuz oturuyoruz, Son günlerde meydana gelen hadiseler dolayısı ile vatandaş AVM’lere giremiyor, dolayısı ile sıkıntıyı biz çekiyoruz, müşteri yarı yarıya düştü, bu durum 15 gün daha devem etsin hiçbir esnaf kirasını ödeyemez” cevabını almış olduk.
Terör belasının nasıl büyük bir kötülük olduğunu, vatandaşı nasıl tedirgin ettiğini, ekonominin olumsuz havadan anında nasıl etkilendiğini Gebze Center bünyesindeki esnaf arkadaşlarımızdan tam anlamı ile öğrendikten sonra tekrar Gebze merkeze doğru gitmek için AVM’nin kapısına doğru yöneldik.
Gebze Center’e girdiğimiz saatlerde işin doğrusu AVM’nin önünde herhangi olağanüstü bir önlem görmemiştik, çıkışta arka arkaya sıralanmış ve çakarları yanan 4 ayrı Polis aracını görünce ister istemez AVM içerisindeki esnaf arkadaşlarımız adına bizde endişe duymaya başladık.
Gebze’de alınan güvenlik önlemlerinin başta Marmara bölgesi olmak üzere Türkiye’nin hemen her tarafında da olduğu muhakkak, Son 5 ayda meydana gelen 4 patlama sonrasında olağanüstü bir moral bozukluğu yaşayan Türk milleti tekrar eski günlere dönmek adına gün sayıyor diyebiliriz.
Daha birkaç gün öncesine kadar Gebze’nin belli başlı yerlerinde bulunan dinlenme alanlarındaki kalabalıktan, heyecandan eser yok, O zamana kadar tıklım tıklım olan Cafeler nerede ise boş vaziyette, sohbet etmek için o mekanlara gelenlerde kapılara, pencerelere uzak yerlerde oturmak zorunda kalmış gibiler.
İçerisinde bulunduğumuz bu zor durumdan bizi çıkaracak olan Siyasetçilerdir, 79 milyon vatandaşımızın can ve mal güvenliğinden sorumlu olan hükümet Türk insanının yeniden eski ve mutlu günlerine dönebilmesi için elindeki bütün imkanları kullanmalı ve bu karanlık tünelden herkesi çıkarmalıdır.
İçerisinde sürüklendiğimiz karanlık tünelden bir an önce çıkmak hepimizin ortak temennisi, böylesi zor zamanlardan kurtulmanın birinci yolu kaybettiğimiz güvenin yeniden tesisi edilmesi kaybolan güven ortamının bir şekilde geriye getirilmesidir.
Siyasetçiler her ne kadar “bu işin sorumlusu 79 milyon vatandaşımızdır” deseler de hepimiz biliyoruz ki vatandaş “Benim can ve mal güvenliğimi koru diye sana oy verdim, seni iktidar yaptım, dolayısı ile sorumluluk bizim değil hükümetindir” diyor ve gerekenin yapılmasını bekliyor.
Herkes gibi ortalama bir Türk insanı olarak bu tavrı hükümetten bizde bekliyoruz.