Türkiye artık karar vermeli..

Türkiye’nin bugün içerisinde bulunduğu zor durumun sebebi olarak yüzlerce hatta binlerce sebep ileri sürülebilir, Uluslararası güçlerin baskısı, Haçlı Zihniyetinin hortlaması başta olmak üzere sayılabilecek yüzlerce sebep bugünkü zor durumuma gerekçe olarak sunulabilir.


İleriye sürülen bu sebeplerin hiç birisinin şu sıralarda bizim canımızı yakan terör olaylarına çözüm olmadığını da bizim kadar herkes biliyor, Bir taraftan AB’ye giriş için önümüze konulan “Fasılları” aşabilmek için TBMM’de jet hızı ile kanunlar çıkartılmaya çalışılırken bir taraftan da “Ortadoğu’nun Efendisi olmak” gibi bir ütopyayı hedef olarak koymak bizi “iki arada bir derede” bırakmış oldu.


Ne zaman nerede patlayacağı belli olmayan ve üçüncü dünya ülke gerçeği olarak kabul edilen “Canlı Bombalar” dolayısı ile hiç kimsenin huzurunun kalmadığı bir noktada yöneticilerin artık başlarını ellerinin arasına alarak düştükleri yanlış yoldan çıkmaları gerekiyor.

Bundan 10 yıl önce hatta 5 yıl önce dünyada dengeler başkaydı, bugün dengeler bambaşka bir noktada seyrediyor, Etrafımızdaki ülkeler başta olmak üzere dünyanın başka bölgelerinde bulunan ülkeler arasında var olan ittifaklar hemen her gün değişiyor, dost olanlar düşman, düşman olanlar candan dost olabiliyorlar.

Dünyanın süper güçleri ve süper olmayan güçleri kendi ülkelerinin menfaatleri için anında politika değiştirip yeni arayışlara giderken bizim özellikle de dış politikada dün söylediklerimizi bugünde söylemeye devam etmemiz değişen dünya dengelerinden bihaer olduğumuzun en açık ispatı olsa gerek.

Şah Rıza Pehlevi’nin devrilip Humeyni’nin iş başına gelmesi ile birlikte ayrı düşen ABD ile İran’ın bugün müttefik olması, Rusya-İran-Almanya ve Suriye’nin aynı pakt etrafında toplanması bu ülkelere AB’nin de vize vermesi sonrasında bir  başımıza kalakaldık.

Bugün değişen dengeler yarın sabah yine değişebilir, Bizim sınırlarımız dışında bulunan ve birbirleri ile düşman olan ülkeler kendi menfaatleri dolayısı ile yeniden bir araya gelebilirler, siyasetlerini değiştirebilirler.

İşte bu noktada bizim öteden beri savunduğumuz “Türkiye yüzünü AB’ye dönmeli” şeklindeki görüşümüzü bu günlerde her zamankinden daha fazla savunuyoruz, Türkiye bugünden tezi yok AB’ye tam entegre olmak adına TBMM’de bulunan bütün siyasi partilerin katılımı ile ortak bir çalışma yapmalıdır.

Türkiye bu noktada Suriye ile, Rusya ile, Irak ile bozulan ilişkilerini tekrar düzenlemelidir, Sınırlarımız dışında yapılacak bu tamirat göreceksiniz çok kısa bir zaman içerisinde içeride de kendisini hissettirecek ve huzur ortamı yeniden sağlanabilecektir.

Başka ülkelere rejim ihraç etmek ancak Teknolojik ve ekonomik güç ile oluyor, Teknolojik noktada çağı yakalayamamış, Ekonomik yönde dışarıya muhtaç bir ülkenin dışarıya rejim ihraç etmek için gösterdiği çabanın neticesi şu sıralarda kapımıza terör olarak dayanmış durumdadır.

Türkiye artık kararını çok net bir şekilde vermelidir, AB ülkelerinde yaşayan insanların standardında sürülecek bir hayat için gerekli adımlar bir an önce atılmalı, Ortadoğu ülkesi olmaktan bir an önce vaz geçilmeli sonrada yüzümüzü süratle Batı’ya dönmeliyiz.

Hamaset ile kaybedecek zamanımız kalmamıştır, Yıllar yılı atılan hamaset dolu boş nutukların karın doyurmadığı vatandaşımızın daha iyi bir hayat istediği çok net ortada iken Türkiye’yi yeniden üçüncü dünya ülkesi haline getirmenin hiç kimseye bir faydası olmayacaktır.