31 Mart tarihinde yapılacak olan yerel seçime sayılı günler kaldı. Böyle bir süreçte ortalık belediye başkan adayından geçilmiyor. Şu sıralarda sokaklarda beyaz gömlek, kırmızı kravat, siyah ya da çizgili lacivert kıyafet ile gördüğümüz her üç kişiden iki tanesi mutlaka bir siyasi partiden aday adayı olarak kendini ifade etmenin mücadelesini veriyor.

Her ne kadar var olan siyasi partilerden çok sayıda aday adayı olsa da herhangi bir kamu kurum ya da kuruluşunda memur olarak görev yapan ancak dünya görüşüne uyan siyasi partiden aday olmak isteyen memur-bürokratlar için son tarih 01 Aralık olunca sürecin tamamlandığını söyleyemiyoruz.

Tüm bu aday adayları ile birlikte görevlerinden istifa etmedikleri halde çevresi tarafından aday olarak görülen siyasetçilere "-Sen neden aday adayı olmadın?" diye sorduğumuzda muhatabımız, "-Genel başkanımız ve genel merkezimiz bizi tanıyor, biliyor. Eğer genel başkanımız bizi aday yapmak istiyorsa istifa etmeden de bizi bulur, çağırır, görev verir biz de süreci işletiriz" diyerek başka bir çözüm önerisi sunuyor.

Kamuoyu siyasi partilerden aday olanlar ile ilgili çok değil saatler içerisinde bir tasnif yapabiliyor. Daha açık bir ifade ile belediye başkan adaylığı için başvuru yapan isimleri alt alta sıraladığında "-Şu isimler başkan adaylığı için yarışır, diğerleri de başkan adayı olmasak da meclis üyeliği için değerlendirilebiliriz" anlayışı ile hareket edenleri netleştirir.

Son dönemlerde yerel yönetimlere verilen yetkiler ile birlikte TBMM’nin fonksiyonlarının nerede ise yok denilecek bir noktaya getirilmesi, belediye başkanlarını olduğu kadar hatta başkanlardan daha fazla belediye meclis üyeliğini de son derece cazip, bir o kadar da önemli hale getirdi.

Belediye meclis üyeliği deyip geçmemek lazım. Bir şekilde belediye başkanlığını kazanan bir siyasi partinin meclis üyesi olmaya hak kazanan bir isim, seçimden hemen sonra yapılacak görev dağılımında başkan yardımcısı olmak adına mücadele vermeye başlıyor.

Diyelim ki başkan yardımcılığı olmadı, o aşamadan sonra meclis üyeleri için hedef başta imar komisyonu olmak üzere var olan diğer komisyonların başkanı, o da olmuyorsa en azından komisyon üyesi olmak için çaba gösterirler.

Büyükşehir sınırları içerisinde bulunan ilçelerde belediye başkanlığını kazanan partinin meclis üyelerinin bir kısmı, o yerleşim merkezindeki büyükşehir belediye meclisinde de görev alacaklarından, kendilerini o tarafa atabilmek adına da efor sarf ediyorlar.

Nüfusu milyonlar ile ifade edilen şehirlerin belediye meclisinde yer almak, aldıktan sonra da kentin yönetiminde yer alacak üyelerden birisi olmak, öyle her kula kolay kolay nasip olacak bir mükafat olmasa gerek.

Üstelik meclis üyesi adaylarının seçimde belediye başkan adayı gibi koşmak, yorulmak gibi bir dertleri de yok. 30 ve üzerinde meclis üyesi bulunan bir ilçe merkezinde on beşinci- on sekizinci sıradan meclis üyesi seçilmiş bir ismin bir anda bırakın ilçeyi, il merkezinin bulunduğu büyükşehirde son derece önemli birisi olması tamamen tesadüflere bağlı bir hadisedir.

Bu yüzden belediye başkan adaylığı için başvuran çok önemli sayıdaki ismin asıl hedeflerinin yorulmadan, yıpranmadan, çok para harcamadan seçilebilecek bir sıradan aday gösterilmesini beklemeleri tamamen siyasi bir akıl olsa gerek.

Şu sıralar kamuoyu daha çok başkan adayları ile meşgul olduğundan kimlerin meclis üyesi olacağı bir miktar gölgede kalmış gibi. 01 Aralık tarihinde memurların da başkan adayı olmak için istifasının son gün olduğu gerçeğinden hareket edersek, o günden sonra meclis üyeliği içinde kıran kırana bir mücadele verileceğine şahit olacağız.

İşin sonunda yerel parlamenter olmak var.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37