Mesleğimiz gereği vaktimizin büyük bir bölümünü dünyadaki ve Türkiye’deki siyasetin nasıl cereyan ettiğini araştırıyoruz.
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bu işler nasıl oluyor?
Tek adam rejimlerinde ülke insanı ne kadar mutlu oluyor?
Krallıkla idare edilen ülkelerde, çok uzun süre bir ya da birkaç sülale ile devam eden iktidarlardan nasıl sonuç alınıyor ?
Sorularına cevap bulmak adına çaba gösteriyoruz.
Krallıkla, tek adam rejimleri ile ya da birkaç sülale ile idare edilen ülkelerin durumuna baktığımızda, bizim ülkemizde iyi kötü işleyen bir demokrasinin olduğunu görüp kendi adımıza seviniyoruz.
Bizim gibi demokrasi ile yönetilen ülkelerde uzun zamandır var olan Parlamenter Sistem'in yerine, sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin inşa edilmek istediğini de hepimiz biliyoruz.
Buraya kadar da her şey normal. Neticede hangi sistem ve hangi sürede yönetileceğimize kararı seçmen veriyor. Dolayısı ile bizim de seçmene inanmak ve sonuna kadar güvenmek gibi bir mecburiyetimiz bulunuyor.
Bu sistemde olmayan tek şey galiba istifa ya da çekilme müessesesi olsa gerek. Bir kere ipin ucunu yakalayarak milletvekili ya da belediye başkanı olan veya siyaset kurumunun tayin ettiği çok önemli noktalara üst düzey bürokrat ile ataması yapılan kim varsa, bir daha ömür boyu oradan ayrılmak istemiyor.
Normal şartlarda bir, bilemediniz ikinci seçimde başarısız olan bir siyasi parti genel başkanının o saatten sonra genel başkanlığı bırakması gerekiyor.
Bir siyasi partiden bir dönem, hadi iki dönem milletvekili olan birisinin bana bu kadar yeter diyerek çekilmesi lazım.
Bir şekilde partisinin ya da liderinin gücü ile belediye başkanı olan birisinin 4 dönem, 5 dönem aynı koltukta bulunmasının önüne geçilmesi lazım.
Ülkenin en önemli koltuklarında görev yapan bürokratların yaptıkları bir hata sonrasında koltuğa yapışmadan "Bu başarısızlık benim, beni bu göreve getirenleri daha fazla sıkıntıya sokmamak lazım" diyerek görevi bırakmaları gerek.
Yazmaya ve anlatmaya çalıştığımız bu istifa ya da çekilme müessesesini şu aşamada beklemenin bir hayal olduğunu biz de az çık biliyoruz. Ancak yine de böylesine güzellikleri beklemekten vazgeçmek gibi bir niyetimiz yok.
Seçmenin sevmediği isimler bir şekilde partileri genel merkezlerinden ya da genel başkana olan yakınlıklarından dolayı birkaç dönem milletvekili olan ve kendilerinden başka hiç kimseyi düşünmeyen, listede bulunanların gece gündüz koşturmaları neticesinde seçilip giden o kadar çok istenmeyen vekil var ki, saymakla bitmez.
Türkiye istifa ya da çekilme müessesesinin hayata geçtiği gün daha rahat bir nefes alacak. Ancak belirttiğimiz gibi şu ana kadar böyle bir fedakarlık gösteren siyasetçiye nerede ise denk gelmediğimizi az çok hepimiz görüyoruz.
Hepsinin dilindeki ifade benden sonra tufan..