Her sabah güneşe bakıp günaydın der, ona sevgimi ve saygımı dile getirir, şükranlarımı sunar ve güne başlarım. Onun gibi aydınlık olmak istediğimi ve asla pes etmeden, bıkmadan, usanmadan çevremi aydınlatmaya devam edeceğimi söylerim.

Ağacı korurum ve her bahar toprağa fidan dikmeye çalışırım. Bahçemdeki ağaçların bakımını yaptırır, gübrelerim, su ihtiyaçlarını giderir, emeğimi hiçbir zaman esirgemem. Bizim için ne kadar önemli olduklarını düşünür, ürettikleri oksijen ve besinlerle verdiğimizin misliyle fazlasını bizlere iade ettikleri için teşekkürlerimi sunarım.

Toprağa basarım, ayakkabım çamur olduğunda rahatsız olmam ve hatta toprak anaya varlığını hissettirdiği için teşekkür ederek temizlerim. Betonların altındaki topraklara üzülürüm. Çünkü betonların altında kaldıkları için binlerce canlının yaşamlarına can veremedikleri için üzgün olduklarını düşünürüm. Her bahar evimin bahçesine tohumlar eker, toprağın çeşit çeşit sebzelerle canlanışını zevkle izlerim.

Yağmur yağdığında ıslanmaktan keyif alır ve yağan berekete şükrederim.

En sevdiğim sahnelerden biri dolunayı izlemek olur. Dolunayı gökyüzünde bana gülümserken görmek içimi ısıtır ve huzur verir ruhuma. Köye gittiğimde ailemin bana dışarda uyuma üşürsün demelerine aldırış etmeden, yıldızları kendime yorgan yapar, huşu içinde uykuya dalarım.

Doğa yürüyüşlerine katılır, öğrencilerimle doğa yürüyüşleri düzenlerim. Doğada tanıştığım arkadaşlarımla ilişkim doğanın kendisi gibi doğal olur. Doğada yiyeceğimizi paylaşır, yeri gelir ıslanır, çamurlanır birbirimizin kıyafetini giymek zorunda kalırız. Yeri gelir arkadaşımızı omuzlarımızda taşırız. Böylece doğa, her zamanki gibi insan olmanın gerekliliklerini hatırlatır.

Öğrencilerimde doğa sevgisi oluşturmak için tüm zorlukları göze alarak öğrencilerimi doğa yürüyüşlere götürürüm. Öğrencilerimin doğada rahatladıklarını ve keyif aldıklarını izlediğimde, insanın doğada olması gerektiğini tekrar tekrar anlar ve daha çok bağlanırım ona.

Denizde yüzerken denizin maviliklerinde kaybolmaktan, dalarken ise başka bir dünyada bulunmaktan keyif alırım.

Her kış karla buluşmak için fırsat kollarım, karla buluşmak için sabırsızlanırım. Kar yağdığında kartopu oynar ve hala çocukluğumda olduğu gibi leğenle kayarım, leğen bulamadığımda ise poşetle kayar, eğlenirim.

Öğrenmeyi de öğretmeyi de severim. Kayak yapmayı da öğrenip öğrencilerime öğrettiğim gibi bildiğim ve deneyimlediğim her şeyi insanlara paylaşmayı severim doğa gibi.

Farklı deneyimler yaşamak isterim her zaman. Gökyüzünden dünyaya bakmayı merak edip paraşütle atlamayı düşlediğimde olduğu gibi. Düşlerimin gerçek olması için çabalar ve amacıma ulaşırım. Kuş gibi gökyüzünden yeryüzüne süzülerek uçmamı sağladı paraşütle atlamak. Doğa ile yaşanan yeni bir tecrübe, canlılık verir bütün bedene.

Ateş yakmak ve saatlerce başında oturup gözümü alamadan ateşi izlemek, düşünmek için fırsattır benim için. Evime gelen her misafirin de benim gibi ateşe dalıp gitmesi ilgimi çekti. Yaşamın vazgeçilmez bir parçası dedim ateş için ve doğalgaz ile hayatımızdan uzaklaşan ateşi, evimdeki kuzine sobamla yeniden hayatıma soktum, sobayı tutuşturmayı keyifli hale getirdim.

Hayatında hayvan olması gerektiğine atalarımın yaşam şekline bakarak inanırım. Bahçemde tavuklarım ve horozumla beraber yaşarım. Bahçede onların dolaşmasından, yumurtalarını aramaktan, yem için yanıma koşturarak gelmelerinden, sabahın ilk ışıklarıyla horozumun sesi ile gözlerimi açmaktan ayrı bir haz alırım.

Dünyamıza Covid 19 geldi, daha doğrusu doğa ders vermek istedi insanlara. Apartmanlara hapsetti, birbirinden uzaklaştırdı, gün yüzünü yasakladı. Kendinden kopuk yaşayan, düşünmeden kendine zarar verenleri, teknolojiye bağımlı hale getirdi.

Ben ise anlamaya çalıştım doğayı her zaman olduğu gibi ve anladım. Hiç yalnız kalmadım, doğanın bir parçası olduğumu yineledim, kendime verdiğim değer kadar ona da değer verdim, doğayla meşgul oldum yine. Onunla buluşmaktan, getirdikleri zorluklardan bana bir şey öğretmeye çalışıyor düşüncesini taşıdım ve öğrendim. Doğayla meşgul oldum yine ve dinledim doğanın sesini, bahçemle ilgilendim. Baharda bahçeyi belledim, tohum attım toprağa, fidan diktim, bahçenin çöpünü topladım. Eve kapandığımız bu günler ise baharda kestiğim dalları yakıyor ve ateşi izliyor, sırası gelen rengarenk yaprakların süzülerek toprakla buluşmasını seyrediyor, tomurcuklanan güllerin açmasını gözlemliyor, tavuklarımı besliyor ve yazı yazıyorum. Doğanın kudretine saygı duymaya devam ediyorum. İstediğinde kendine zarar verenlere neler yapabileceğini gösterdi tabiat ana.

Sizce de doğa ile barışma, onu koruma ve kollama zamanı gelmedi mi? Sanırım bunun için son fırsatımız…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37