Bir yerleşim merkezini dünyaya açan yada başka bir ifade ile dünya ile entegre olmasını sağlayan birkaç unsur vardır, birazdan aşağıda yazacağımız bu ana unsurlar o yerleşim merkezinin bırakın bir ülkeyi bütün dünya ile bütünleşmesine ve herkesin o yerleşim merkezini büyük bir keyif içinde anlatmasına vesile olur.

Bir yerleşim merkezini dünyaya açan birinci unsur Havaalanıdır, Bu yüzden Gebze, İstanbul hariç Türkiye’nin 80 vilayetinden daha şanslıdır zira Gebze’yi dünyaya açan Sabiha Gökçen Havaalanı eğer Gebze merkezindeki trafiği aşabilirseniz bilemediniz en fazla 20 dakikalık bir mesafededir.

Bir yerleşim merkezini dünyaya aşan başka bir kapı da Karayoludur, bu açıdan da Gebze, İstanbul dahil Türkiye’nin bütün şehirlerinden daha stratejik bir yerdedir, Gebze’yi tam ortasından ikiye bölen E-5 karayolu ile yine çok az bir kenarından geçen TEM Otoyolu Asya’dan Avrupa’ya, yada Avrupa’dan Asya’ya ulaşmak isteyenler için olmazsa olmaz bir noktadadır.

Yine bir yerleşim merkezini önemli sayabilecek unsurlardan birisi de Demiryoludur ki Gebze bu noktada da çok şanslıdır, Uzun yıllar Anadolu’yu, İstanbul ve Trakya bölgesine ulaştıran Demiryolu Gebze’nin içerisinden geçmektedir, bu günlerde herkesin sabırsızlıkla beklediği Hızlı ,tren ve Marmaray gibi ulaşım organizasyonları da yine Gebze’nin tam ortasından geçmektedir.

Dört tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de Deniz ulaşımı da Gebze’yi yine son derece önemli bir yerleşim merkezi yapmaktadır, Eskihisar vasıtası ile başta bütün Anadolu olmak üzere Marmara bölgesini Ege bölgemize bağlayan deniz taşımacılığı da yine Gebze üzerinden yapılmaktadır.

İşte bir yerleşim merkezini Havayolu-Denizyolu-Demiryolu ve Karayolu ile bırakın Türkiye’yi bütün dünyaya bağlayan Gebze gibi son derece stratejik bir yerleşim merkezini gelecek dönemlere taşıyacak “yönetici” grubunun da hemen her noktada “işinin ehli” isimlerden seçilmesi gerekmektedir.

1990’lı yıllar itibarı ile kabuğunu kıran ve geçecek yıllar içerisinde son derece büyük bir kitlenin yaşayacağı belli olan Gebze’nin planlamasının da ta o yıllarda yapılması bu planlamayı yapacak kurumların başında bulunan Belediye başkanlarının da ileriyi görecek teknik elemanlardan yada teknik elemanları yönlendirecek stratejistlerden seçilmesi gerekmekteydi.

1994 yılında Gebze Belediye başkanlığını kazanan rahmetli Ahmet Penbegüllü başkanlığının ilk döneminde yani 1994-1999 yılları arasında gerçekten Gebze’yi şehir yapacak en azından trafik ve yerleşim sorununu yıllar içerisinde çözecek pek çalışmaya imza attı.

O dönemlerde daha çok “Kasaba” görüntüsü veren Gebze’nin belli başlı bazı yollarının açılması, bir kaç caddenin alt yapısının da yıllara cevap verecek şekilde planlanması şüphesiz Penbegüllü’nün birinci dönemimde hayata geçirildi.

Penbegüllü’nün 1999-2004 yılları arasındaki ikinci dönemi Türkiye’nin hemen hemen en çalkantılı zamanlarına denk geldi, bu sürede 13 ay cezaevinde kalan Ahmet Penbegüllü, cezaevinden çıktıktan sonra bir taraftan bozulan sağlığı diğer taraftan da “insanı insanlıktan çıkartan” acımasız siyaset dolayısı ile “ustalık” dönemini yaşayacağı ve son derece güzel hizmetler yapabileceği 1999-2004 yıllarındaki sürede etkisiz kaldı.

2004-2009 yılları arasında Gebze Belediye başkanlığı yapan İbrahim Pehlivan ise bugün kendi partilileri tarafından bile “Gebze’de taş üstüne taş koymayan Belediye başkanı” olarak bir süreç yaşadı, Daha çok “Şöyle yapacağız, böyle yapacağız” şeklinde biten açıklamalar ile “kulağının üzerine yatanPehlivan yaptıklarından çok yapamadıkları ile Gebzelilerin aklında kaldı.

Ahmet Penbegüllü’nün başlattığı “ yol genişletme-Meydan açma” gibi bir yerleşim merkezini vatandaşlara kazandırma projesine yukarıda yazdığımız gibi İbrahim Pehlivan hiçbir katkı sunmadı, ondan sonra 2009 yılından itibaren Başkanlık koltuğuna oturan Adnan Köşker’de bu “katkısızlığa” en üst noktada “katkı sunmaya” devam ediyor.

Ahmet Penbegüllü sonrası atılamayan adımlar dolayısı ile bugün Gebze’de araç kullanmak artık imkansız bir hale gelmiştir, Birkaç yıl içerisinde iddia ediyoruz Gebze’’nin merkezinde bırakın araç kullanmayı “yürümek” bile mümkün olmayacaktır.

Başta belediye başkanı Adnan Köşker olmak üzere Gebze’yi yönetenler bu konuları özellikle de trafik sıkıntısını sık sık dile getirmemiz dolayısı ile bize gönül koyuyorlardır, Ancak iddia ediyoruz, bizim yazdıklarımız dolayısı ile sıkıntı duyan yöneticilerin eşi ve çocukları-ana-babaları ve birinci dereceden yakınları tarafından  bizimde muzdarip olduğumuz sorunlar vesilesi ile “ Neden bu işleri düzeltmiyorsunuz.?” Sorularına muhatap oluyorlardır.

Seçimi kazanan Belediye başkanlarının risk almamaları ve “Sayılı günler çabuk gelir geçer, yol yapmak-meydan açmak uzun sürer, başıma iş alırım” endişesinin verdiği korkaklık o yerleşim merkezinde yaşayan yüzbinlerce vatandaşın hayatını zehir etmektedir.

Bugün Gebze’yi yönetenler kamuoyunun karşısına çıkıp “Gebze trafiği ile şöyle şöyle çözümlerimiz vardır, biraz daha dişinizi sıkın sonra şu tarihte rahatlayacaksınız” şeklinde açıklama yapsınlar biz bütün bu yazdıklarımız dolayısı ile özür dileyeceğiz.

Trafik ve yanlış yerleşim noktasında Gebze’yi yönetenler maalesef sınıfta kalmışlardır, bu aşamadan sonra yöneticilerin hiçbir çözüm önerisi yoktur ve herkes son çareyi Kocaeli Büyükşehirden beklemektedirler.

Gebze’yi yönetenler şehirlerin nasıl imar edilmesi ve vatandaşın kentlerde nasıl rahat edecekleri noktasında muhtemelen bu güne kadar isimlerini bile duymadıkları “İbn-i Haldun’un “Mukaddime” ve  Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Beş Şehir” isimli eserlerini okusunlar da en azından ufukları açılsın.

Aksi takdirde Gebze” Ölü Ozanlar Derneği” olarak anılmaya başlayacak.

Bizden söylemesi.