Merhum Süleyman Demirel’in "24 saat siyasette çok uzun bir süredir" şeklindeki hafızalardan çıkmayan ifadesi, söylenmesinin üzerinden çok uzun bir zaman geçmiş olsa da öneminden hiçbir şey kaybetmediği ortada.
MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’nın partisine yüzde yüz faydasına olacak açıklamasının üzerinden henüz 24 saat bile geçmeden tekrar belirtiyoruz, yüzde yüz haklı olduğu bir açıklama dolayısı ile partisinden istifa etmek zorunda kalması, 24 saatin siyasette çok uzun bir süre olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.
MHP Kocaeli milletvekili Saffet Sancaklı’nın da gümümüz tabiri ile bagajı olması zaten partililer arasında sıkıntı yaratıyordu. Ancak siyasi partilerin genel merkezleri öteden beri "Bizim o bölgedeki oy oranımız belli. Söz konusu aday da aşağı yukarı kendisini seçtiriyor. Milletvekili olduğu dönemde de partinin genel merkezini olağanüstü zora sokacak bir açıklaması olmadı. Mevcudun yerine gelecek olanın nasıl bir siyaset izleyeceğini bilmiyoruz. Mevcut vekil ses getirecek ve partiyi zora sokacak bir açıklama ile ülke genelinde gündem oluncaya kadar yoluna devam edebilir" şeklinde bir düşünceye sahip oldukları için, Saffet Sancaklı ve kendisi gibi siyasetçiler de yollarına devam edebiliyorlar.
Burada mesele Saffet Sancaklı’nın ne söylediğinden mensubu bulunduğu siyasi partinin en ufak bir çatlak sese bile tahammülünün olmadığı noktasındaki akıl almaz davranışıdır.
Normal şartlarda kurulduğu günden itibaren siyasi partiler "-Biz demokrasiyi önemsemiş bir siyasi partiyiz. Parti içerisindeki herkes fikirlerini özgür bir şekilde seslendirebilir" görüşünü tüm kamuoyu ile paylaşırlar.
Çok sesli ifadelerin bulunduğu partilerde elbette ki var. Zaman zaman sözünü ettiğimiz bu siyasi partiler içerisinde bırakın tartışmayı, kavga boyutuna gelen fikir ayrılıkları oluşuyor ancak salondan çıkışta bir birlerine karşı en sert ifadeleri kullanmaktan çekinmeyenler, kucaklaşarak ayrılmayı biliyorlar.
MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’nın, vekil seçildiği Kocaeli ile zaten bir bağlantısı yoktu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tamam demesi ile listenin başına oturan seçime kadar sahada olan, ondan sonraki seçime kadar bir daha Kocaeli ile ilişkisini kesen Sancaklı’nın istifa etmesi, Kocaeli’deki MHP camiasında bırakın üzüntüyü, olağanüstü bir sevinç ile karşılanmış durumda.
Ancak buradaki sıkıntı bu kentten seçilmiş bir MHP milletvekilinin "Kocaeli genelinde var olan 12 ilçeden bir ya da bir kaçının adayının MHP’li olması lazım" şeklindeki talebinin, genel merkez tarafından istifa ettirilerek cezalandırılmasıdır.
Saffet Sancaklı’nın başına gelenlerden sonra bu aşamadan sonra bırakın Kocaeli’ni, Türkiye’de var olan il ve ilçe teşkilatlarının en ufak bir talep gelmesini beklemek artık hayal bile olamayacaktır.
Daha çok lidere endeksli sağ partilerin içerisinde konuşma, fikir beyan etme gibi beylik ifadeler zaten yoktu, öteden beri 'Liderimin yanlışı benim doğrumdan iyidir' şeklindeki söylem gereğince tüm karar lidere bırakılmıştı.
Saffet Sancaklı’nın başına gelen hadise sonrası "Aman başıma bir iş gelir, dün doğru olarak bilinen ne varsa bugün yanlış olur, kellem gider" düşüncesi, partilerin içerisinde olmayan demokrasiyi tamamen ortadan kaldırmış durumdadır.
Bundan sonrası içinde söyleyebileceğimiz "Düşünmek serbest ama düşündüğü ifade etmek yasak" olacaktır.
Buna da demokrasi diyeceğiz.
