28 Mayıs tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimine bir haftadan daha az bir zaman kaldı. Haftaya bugün (Pazartesi) seçimin ikinci turu tamamlanmış ve Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak.

Bir kaz kez daha belirtmiştik, Türkiye iki turlu seçim ile ilk kez karşı karşıya kalıyor. Bu zamana kadar herhangi bir makam için aday olanları bir kerede seçen ya da seçmeyen, Türk halkı şimdi ikinci tur ile karşı karşıya kalmanın şaşkınlığını yaşıyor.

14 Mayıs tarihine kadar her ne kadar Cumhur İttifakı'nın ortaya çıkardığı sert söylemlerin gölgesinde geçmiş olsa bile, kabul etmek gerekir ki ülkeyi sıkıntıya sokacak bir adli hadise meydana gelmeden sandığa giderek tercihini kullandı.

Ancak Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasından sonra sırf kazanmak adına yapılan yanlışlıklar, gerçek olmadığı bilindiği halde gerçekmiş gibi seçmene ulaştırılan söylemler her seçmen gibi bizi de endişelendiriyor.

Seçim sürecinin başlaması ile birlikte konuşulması gereken ancak bir türlü fırsat verilmeyen ekonomik olumsuzluklar yerine terör etrafında şekillenen söylemler, bırakın sosyal medyada kullanılmayı, kentlerin en işlek caddelerindeki billboardlara bile asılmaktan çekinilmiyor.

İyiden iyiye terör bağlamımda şekillenen söylemler ister istemez vatandaşları da geriyor. Milliyetçilik ve din üzerinden hayata geçirilen bu söylemler çok kısa bir zaman içerisinde önce hoş olmayan tartışmalara, sonra da can yakan kavgalara kadar gidiyor.

Bir tarafın tamamen milliyetçi, müslüman ve vatansever olarak nitelendirildiği, karşı tarafın ise dini imanı olmayan vatan haini bir kitle olarak sınıflandırıldığı, hoş olmayan bir sürece doğru sürüklenip duruyoruz.

Seçimi kim kazanırsa kazansın karşı taraftaki yüzde 48 ya da 49 civarındaki kitlenin vatan haini olarak yaftalandığı bir ülkede, 84 milyon nüfusun yaşadığı bu çerçeve de de yaklaşık 40 milyon insanımızın vatan haini olarak ayrıştırıldığı bir noktada bulunuyoruz.

Sözünü ettiğimiz bu endişeyi sadece biz değil toplumun çok büyük bir kısmının yaşadığını çok net bir şekilde görüyor ve üzülüyoruz. Defalarca belirttiğimiz gibi seçime gitmenin savaşa gitmek gibi nitelendirildiği, kaybetmenin dünyanın sonu olacağı bir noktada bulunuyoruz.

İnşallah endişelerimizde haksız çıkan taraf biz oluruz.

İnşallah bir vatandaşımızın burnu bile kanamadan 28 Mayıs tarihini tamamlarız.

İnşallah nerede ise kardeşi kardeşe düşman edecek noktaya gelen bu saçmalıktan bir şekilde kurtuluruz.

İnşallah tüm endişelerimiz seçim sonrasında yerini huzurlu keyifli bir şekilde sona erer.