Siyasetin vefası

1950 yılı itibarı ile birlikte geçtiğimiz çok partili siyasi hayat o gün bu gündür devam ediyor. Aradan geçen 70 yıllık zaman dilimi içerisinde sayısını bile unuttuğumuz kadar siyasi parti gelip geçmiş olsa bile, kabul etmemiz gerekiyor ki Türkiye’de siyaset  karizma diye bildiğimiz belagat sahibi liderler üzerinden yürüyor.

Yavuz ERCAN
Yavuz ERCAN
29 Mart 2023 Çarşamba 09:07
Siyasetin vefası

1950 yılı itibarı ile birlikte geçtiğimiz çok partili siyasi hayat o gün bu gündür devam ediyor. Aradan geçen 70 yıllık zaman dilimi içerisinde sayısını bile unuttuğumuz kadar siyasi parti gelip geçmiş olsa bile, kabul etmemiz gerekiyor ki Türkiye’de siyaset  karizma diye bildiğimiz belagat sahibi liderler üzerinden yürüyor.

Sıfırdan kurulmaya çalışılan bir siyasi organizasyon içerisinde lider önemli. Ancak ilk kuruluşta lider kadar, liderin hemen etrafındaki yardımcı ekibin de seçim kazanılmasında çok büyük rolü olduğunu hepimiz biliyoruz.

Kuruluş aşamasını tamamlayan, tamamladıktan sonra da yapılan ilk genel seçimde iktidar olan, iktidar olmasa bile TBMM’de grup kurma sayısını geçen siyasi partilerin 1950 yılından itibaren ortak derdi vefasızlık olarak bilinir.

Bir kere TBMM’ye girme başarısını gösteren, ondan sonra da siyaset dilini iyi okuyan belagat sahibi, hatipliği iyi olan bir siyasetçi çok kısa bir zaman sonra "Benim neyim eksik?" diyerek kendisine bir çıkış yolu arıyor.

Bir şekilde siyaseten iktidara gelmiş ya da gelemediği halde uzun yıllar kendisine oy versin ya da vermesin, tüm ülke tarafından bilinen siyasi organizasyonların içerisinden çıkan liderler, bir şekilde bahane yaratıp kendilerine yeni bir yol çizmekte gecikmiyorlar.

Dikkat edin bugün siyaset arenasında kendisine yer bulmak isteyen partilerin başındaki genel başkanların pek çoğu "Mevcut genel başkan dolayısı ile benin mesafe almam mümkün değil. Halbuki ülkenin daha iyi şartlarda yönetilmesi adına benim fikirlerime ihtiyaç var" diye düşünerek bir parti kurup başına geçiyorlar.

Bir siyasi partiden ayrılıp yeni bir organizasyon ile seçmenin karşısına geçen liderler arasında başarılı olanlar elbette var. Ancak benim kıymetim bilinmiyor duygusundan hareketle yola çıkan ancak çok kısa bir zaman sonra sahneden silinen binlerce siyasetçiyi biz de biliyoruz, bütün memlekette biliyor.

Böyle bir noktada partiden ayrılanlar için vefasız tanımlaması yapan da var, hadi bakalım kendi göbeğini kendin kes diyen de var. Kazanmanın yanında kaybetmeyi de göze alabilen lider adayı çıktığı yolda ya kayboluyor ya da arzu ettiği noktaya kısa bir zaman içerisinde kavuşuyor.

Türkiye 14 Mayıs Pazar günü son derece önemli bir seçime gidiyor. Ancak şu anda seçime katılan siyasi partilerin hangisi seçimi kazansa, bulundukları yaş itibarı ile 5 yıl sonra tamamı siyaseti bırakmak durumunda kalacak ve rahat bir yaşlılık dönemi yaşayacaklar.

Bunu gören kırklı, ellili yaşlardaki siyasetçilerden kendilerine güvenenler daha şimdiden en az 5 yıl sonrasının hesabını yapıyor ve "Bu kadar bekledik, bir 5 yıl daha bekleyip ondan sonraki dönemde Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olayım" rüyasını görüyorlar.

Kendilerine yakıştırılan vefasızlık tanımı ise bu yüzden hiçbir anlam ifade etmiyor.

Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37