Beş gün sonra yani 15 Temmuz tarihi bütün Türk milleti ile birlikte bizim de asla hatırlamak istemediğimiz Darbe girişimin üzerinden bir yılın geçtiği zaman dilimine denk gelen günde olacağız, olduktan sonra da 15 Temmuz ve 15 Temmuz zamanlar ile bir daha karşı karşıya kalmamak adına Allah’a yalvaracağız.
Bu sütunlardan sürekli bahsediyoruz, Türkiye bütün dünyada 1960 Askeri darbesi ile Başbakan ve bakanlarını darağacına göndermiş, 12 Mart 1971 tarihindeki askeri muhtıra sonrasında gencecik delikanlılarını idam etmiş, 12 Eylül 1980 ihtilali sonrasında da Darbeyi gerçekleştiren Cuntanın lideri Kenan Evren’in talimatı ile “Bir sağdan bir soldan gencecik vatan evlatlarını asmış” bir ülke olarak değerlendiriliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuzu takip eden günlerde “Biz 27 Nisan tarihindeki E-Muhtıradan sonra Türkiye’de bir daha darbe girişimi olmaz diye düşünüyorduk, Ancak 15 Temmuz gecesi başlatılan Darbe girişimi bize gösterdi ki bundan sonra bu tür girişimlere karşı daha uyanık olacağız daha fazla tedbir alacağız” şeklinde son derece haklı bir ifade kullanmıştı.
15 Temmuzu takip eden günlerde Darbe girişiminde bulunan FETÖ örgütü ve Örgütün bağlantılı olduğu kişi-kurum ve kuruluşlara karşı son derece önemli operasyonlar başlatıldı, Başlatılan bu operasyonlar o gün bu gündür aralıksız bir şekilde devam ediyor, bundan sonra bu operasyonların devem etmesi en büyük dileğimiz.
Dünyada var olan pek çok ülke gibi Türkiye’de maalesef dış tehdide açık bir memleket her on yılda bir Darbeye maruz kalan Türkiye’de darbeler dolayısı ile ekonomi kendisini toparlayamıyor, Darbe sonrası hayat geçirilen siyasi partiler kanunu dolayısı ile siyaset kurumu istenildiği ölçüde sivilleşemiyor, Demokrasi alanında da istenilen adımlar bir türlü atılamıyor.
15 Temmuz gecesi hayata geçirilmeye çalışılan ve milletimizin kararlı duruşu dolayısı ile bastırılan darbe girişimi sonrası var olan bütün siyasi Parti-STK’lar ile birlikte bütün kurum ve kuruluşlarında aynı noktada durmaları ve “Vatanımızın birlik bütünlüğü-Demokrasimizin yara almaması adına siyasi görüş farkı olmaksızın bir arada olacağız” şeklindeki kararlılıkları darbe girişimin püskürtülmesinde en önemli etken oldu.
O günden içerisinde bulunduğumuz tarihe kadar FETÖ ile ilgili sayısını unuttuğumuz kadar operasyon yapıldı, FETÖ’nün hemen her türlü yapılanmasını ortadan kaldırmak ve bundan sonra olası herhangi bir Darbe girişimine imkan vermemek adına var gücü ile çalışan Adli ve güvenlik güçlerimiz bu faaliyetleri ile de takdir topluyorlar.
FETÖ ile mücadelede yediden yetmişe her Türk insanının kararlılıkla katıldığı mücadelede “FETÖ’nün siyasi ayağı ile yeteri kadar mücadele edilmiyor, FETÖ’nün siyasi bağlantıları ortaya çıkarılmadan mücadelede başarılı olma imkanı sınırlı” diye kamuoyunda var olan şikayetlerde hepimizin malumu.
Siyaset ile uğraşan hemen herkes bilir ki Darbeler daha çok iş başında olan iktidarlara karşı yapılır,ancak ilk aşamada İktidara karşı yapılan bu darbe girişimleri başarılı olduğu takdirde iktidar-muhalefet-kişi yada kurum ayırımı yapılmadan toplumun bütün katmanlarına karşı acımasız bir şekilde uygulanır.
Dolayısı ile böylesi acımasız bir Darbe girişimi karşısında iktidar-muhalefet demeden herkesin “Darbeler kimden gelirse gelsin tamamına karşı omuz omuza mücadele edeceğiz” şeklinde fikir birliği etmesi Darbeyi düşünenlere de asla hareket imkanı vermeyecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz sonrası hem yurt içinde hemde yurt dışında Darbe girişiminde bulunan FETÖ örgütüne karşı son derece kararlı bir mücadele veriyor etrafında kim varsa “Mücadelede asla taviz vermeyeceksiniz” şeklinde telkinde bulunarak bir noktada Darbecilere karşı olan mücadelede ne kadar kararlı olduğunu da dost düşman herkese gösterip örnek oluyor.
Darbelerden çok çekmiş bir hareketin mensubu olarak sürekli “Darbenin insanlık suçu, Darbecilerinde Halk düşmanı olduğunu” önümüze gelen herkese anlatıp duruyoruz, Darbenin iyisi kötüsü olmaz zira yukarıda da belirttiğimiz gibi Türkiye’nin her on yılda bir gerçekleştirilen Darbeler yüzünden yaşadığı sıkıntıları en iyi bilen vatandaşlardan birisiyiz.
Bu yüzden yaklaşan 15 Temmuz tarihine bu bilinçle yaklaşmanın kimden gelirse gelsin darbeye ve darbecilere karşı durmanın bir vatandaşlık görevi olduğunu bir kez daha belirtiyoruz, Siyaseten vatandaş tarafından iş başına getirilen bir siyasi partinin yine vatandaşlar tarafından iktidardan indirildiği bir Demokratik sürecin yüzyıllarca hüküm süreceği günlerin hayatımızda olması adına 15 Temmuz ve 15 Temmuz gibi Darbe girişimlerinin lanetlendiği bir ülkede yaşamanın çok büyük bir nimet olduğunu da artık idrak etmek durumundayız.