Zaman o kadar hızlı akıp gidiyor ki, adeta bir roket hızıyla…Canlılara biçilen ömrün uzunluğu ne ola ki?
“Aha gelmiş ömür aha gidiyor, şen olasın Halep Şehri” demişler…
Baksanıza daha dün girmiştik yeni yıla, halbuki Mart ayına dalıverdik…
Leyleğin ömrü laklakla, insanın ömrü dedikoduyla, birbiri ile didişmekle,savaşmakla geçmektedir…
Bir bakmışsınız ki ömür bitivermiş…
Bu konuya dikkat etmek için bu hususta sık sık yazarım…
Dedikodu, insanlık tarihinden beri var olan bir gerçektir. Dedikodu insanların, rahatlamayı sağlamak için seçtiği yollardan biridir. İnsanlarda var olan merak duygusu dedikoduyu doğurur…
Bize çoğunlukla kadınların dedikodu yaptığı söylenegelir hep ancak son dönemlerde kadın olsun erkek olsun, her iki cins de dedikodu yapmaktadır. Çevrenize bakınız, otobüslerde toplu taşıma araçlarında, cadde ve sokaklarda insanlar artık eskisi gibi birbirleriyle pek konuşmamaktadırlar…
Herkes elindeki akıllı cihazlarla kendi sanal dünyalarına dalıp gitmişlerdir, fakat bu suskun insanların artık birbirleri ile dedukodu yapmayacakları anlamına gelmemektedir…
Herkes elindeki akıllı cihazlarla kendi sanal dünyalarına dalıp gitmişlerdir, fakat bu suskun insanların artık birbirleri ile dedukodu yapmayacakları anlamına gelmemektedir…
***
Bu konuda psikolog uzmanlara sorunuz: Sosyo-ekonomik anlamda yeterli eğitim ve destek verilmezse dedikodu toplumda bir hastalık şekline dönüşebilir. Bu durum düşünme yetisi olmayan bireyler yaratabileceği gibi, kendi hayatının boşluğunu başka hayatlarla doldurmaya çalışan ancak sonuçları kötü biten olaylar yaratabilir. Başka insanların özeline girmek bir süre sonra hastalık haline gelerek insanlar arasında seviyesiz ilişkiler oluşmasına hatta şiddete kadar gidebilir.
Eskiden insanlar daha çok konuşurlardı birbirleri ile dolayısı ile dedikoduları bile açık ve alenen olurdu…
Fakat günümüzde dedikodular daha çok sanal ortama taşınmış oldu… Artık insanların çoğu dedikodularını bile sanal ortamda pekala yapabiliyorlar…
***
Günümüzde artık insanların olmazsa olmazı Sanal Dünya olmuştur. Sanal Dünya’da herkes kusursuzdur, fakat bu sanalda edinilmiş olan “dostluklarla” (!), dostlarla sıkıdan sıkaya dedikodu yapılmayacak anlamına gelmiyor…
Sanal dedikodular her sektörde olduğu gibi bizim sektör için de geçerlidir…
Hatta kendi sektörümüzle ilgili pek çok şeyi biz bu “sanal dedikodu merkezleri” sayesinde öğrenmiş olmaktayız… Söylenen şeyler çok iyi niyetli olunsa bile bir süre sonra anlatılanlar dilden dile dolaşmaya başlayabilir. Hatta öyle arkadaşlar bilirim ki, dedikodu yapmazsa gecenin bir vaktine kadar uykusu bile tutmayabilir…
Aman siz siz olun böylelerinden uzak durunuz! Ancak bir atasözü vardır: "Verme sırrını dostuna, gider söyler dostuna". Özel yaşamınız bir süre sonra dilden dile yayılır hatta sizin söylenmesini istemediğiniz kişilere kadar ulaşır ve sizi zor duruma düşürür. Bizden uyarması… Özellikle bizim sektörde bazılarına karşı ağızınız “mont fermuarı” gibi olmalı…
***
Özellikle toplumumuzda, en iyi dert anlatılan veya dedikodu yapılan yerlerin başında daha başka hangi sektörler gelir onları buradan söylemeyeyim zaten siz bunları biliyorsunuzdur…
***
Psikologlar her konunun herkesle konuşulmamasını, gizli durumların mutlaka bir uzman psikologla konuşulmasını tasvip etmektedir. Burada doğru, sağlıklı ilişki ve profesyonel birinin yardımıyla mümkün olabilmektedir.
Son yıllarda toplumun gelişen ve değişen sosyo-ekonomik yapısı kişilerin psikolojiye bakış açısını da ister istemez değiştirmiştir. Kişisel gelişim kavramının kabul görmesi sonucu kişiler artık sorunlarını aile veya dostlarıyla değil Sanal Dünya ile kurdukları o “Sahte Mutlu Ortamları” ile çözümlemeye çabalamaktadırlar…
Dedikodu ömrü uzatırmış derler… Sakın inanmayın!
Kuru dedikodudan kendinizi korumaya bakın!
Özellikle bizim sektörün içinde de türeyiveren bir takım hızlı dedikoduculara hiç kanmayın, onlara itimat etmeyin!
Bu kuru dedikoduları yapanların yanında durmayın, mümkünse uzaklaşın!
Ki, hayatınızın gidişatı bozulmasın, yaşama kaliteniz düşmesin…
SAĞLICAKLA KALIN!