Sanıyorum 1994 yıllarıydı.
Çoğu Belediye Başkanı’nın makam odasında Başkanın koltuğunun arkasında çerçevelenmiş yazılar dururdu.
Tirmizi’den; ‘Rüşvet alan veren melundur, cehennemdedir.’
Ebu Müslim Horasaniden; ‘Onlar, zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak içinde düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.’
Suyuti’den; ‘Gökte melekler Ömer'e saygı duyarlar. Yeryüzünde ise şeytan Ömer'den kaçar.’
Önden gidenler bize bunları anlattılar öğrettiler. ‘Yenidünya düzeninde bunlar olacak’ dediler.
‘Adalet olacak zulme karşı duracağız’ dediler.
Merhametten şefkatten mağfiretten söz ettiler.
Gün geldi makam, para, kadın imtihanlarında bütünlemeye kalmaya başladılar.
Çoğu sınıfta kaldı.
Önden gidenleri kılıcıyla düzeltecek Ömerler çıkamadı.
‘Padişahım senden büyük Allah var’ diyebilen çıkamadı.
Allah rızası için bizi yıllarca aldattılar, kandırdılar.
Yaptıkları kötü işlere kılıf olarak, ‘Sen öbür dünyanı kurtar kâfir olma’ dediler.
Kusurlarını suçlarını işledikleri kötü amelleri bu kisvelerle örttüklerini sandılar.
Hep Allah rızası için. Allah rızası için lüks Mercedesler. Allah rızası için lüks oteller, Avrupai giyim kuşamlar, malikâneler, elli bin lira avans olan kredi kartları, büyük binalar, süslü makam odaları, hep Allah rızası için. Hz Ömer’in adaleti için gayrimeşru işler.
Zavallı sesi çıkamayan şikâyet makamına ulaşamayan halifeye derdini anlatamayan fakir fukaranın ezilmesine Allah rızası için müsaade eden. Her şey Allah rızası için.
Hani kimsesizlerin kimsesi olacaktık?
Hani zulümden kaçacaktık?
Allah rızası için ver.
Allah rızası için sus.
Allah rızası için görme.
Allah rızası için sana zavallı fukaraya ceza yazmalar.
Haczetmeler.
El koymalar.
Aksayan yolunda gitmeyen çok şey var.
Çok yanlış şeyler oluyor. Zulme hiç bu kadar yakın hissetmemiştik kendimizi.
Faiz bankalar, kurumlar, iletişim, yakıt, su, elektrik, merhamet bitmiş.
Duygular körelmiş, inançlar örselenmiş, insanlar yalnızlaşmış.
Katılaşmışız.
Bir an önce Halife Ömer yeniden adalet dağıtmalı.
Sınıfta kalanları temizleyip imtihanda makama, kadına, paraya meyletmeyecek idarecileri Nuşirevandan daha az adil olmayacak idarecileri işbaşına getirmelidir.
Halifeye çok iş düşüyor!