Fatih’te şimdiki Fevzipaşa caddesine yakın Karagümrük stadının karşısında bir sokakta oturuyorduk.
On beş yaşlarında küçük çocuklar boyunlarına asılı deri çantalardan aldıkları gazeteleri; ikinci katların balkonlarına fırlatıyorlar, kimilerini kapı altlarından, kimilerini de cam önlerine bırakarak gazete, gazete diye bağırıp gazete satıyorlardı. Birkaç ulusal gazete vardı. Tercüman, Milliyet ve Akşam gazeteleriydi hatırlayabildiğim.
***
Şimdi biraz daha farklı bir yöntemle yerel gazeteler motosikletli dağıtıcılarla gazete dağıtımı yapıyorlar.
Ulusal gazetelere gelince yurt çapında modern dağıtım ağları kurmuşlar.
Onların bazıları da abone sistemi oluşturmuşlar bir ara Milli Gazete, Zaman, Yeni Devir, Akit Gazeteleri bunu yapmışlardı. Hala devam edenleri vardır.
Ama bu Fatih’deki gazete dağıtan, satan çocukların yaptıklarını tutamaz. O başka bir kültürün parçasıydı. İnsanlar dikkatle günlük gazete takip ederlerdi.
İnsanlar gazete havadislerine karşı daha ilgili alakalıydılar. Okuma merakları vardı.
***
İlk emirde oku üzerineydi. Bize böyle öğretilmişti. Oku.
***
Pehlivan tefrikaları olurdu. Evdeki ilkokul mezunu ev kadınları bile günlük yazıları hikâyeleri.
İlgiyle takip ederler komşularıyla paylaşırlardı.
Kel Aliço, Adalı Halil, Kurt dereli Mehmet, Koca Yusuf, Hergeleci İbrahim gibi pehlivanların künde, paça, el ense, tırpan gibi oyunlarını güreşlerini anlatan tefrikalar. Meşin deriden Kıspetler, güreşleri idare eden Cazgırlar. Deste başı, başaltı o zaman ne olduklarını bilemediğim tabirler.
Biz çocuklar daha çok Tarkan, Rahmi Turanın çizdiği Karaoğlan, Kara Murat, Kara Orkun tefrikalarını takip ederdik. Kahramanlıkları savaşları cenk hikâyeleri her gün büyük bir ilgiyle okunurdu paylaşılırdı.
***
Sultan Hamid döneminde yaygara kopartılan baskı, zulüm, istibdat, yıldız istihbaratı masallarını bir kenara bırakırsak Padişahın açtığı okullarla belki de dönemin en çok gazete okunan dönemdir Sultanın dönemi.
34.Padişah ve 113.İslam Halifesi olan Abdülhamid’in tahta çıktığı dönemde yüzden fazla gazete ve çeşitli mecmualar yayınlanmış. Okuyucu sayısı yirmi binin üzerinde olan bazı gazetelerin çıktığı ve dağıtıldığı notları tarihe düşülmüştür. Daha çok siyaset yerine insanları eğiten öğreten okuma alışkanlığını özendiren işler yapmışlardır.
***
Bizim çocukluğumuzda son dönemlerine yetiştiğimiz tefrikalar, mizah, karikatür, tarihi roman, şiir, gezi yazıları gazetelerde yayınlanmaktaydı.
Şimdi bir gazete çıkarmaya başlayınca aklıma o eski gazete dağıtılan okunan okudukları şeyleri paylaşan insanlar geldi.
İnsanlar mutlu oldukları işi yapmalılar. Sevdikleri işi yapmalılar. Çocuklarınızı bırakın sevdikleri işi yapsınlar. Mutlu olsunlar. Zengin olmasalar da olur. Ama eğer mutlu olmazlarsa onların çocukları da mutlu olamaz. Siz mutlu olamadınız bu maddenin manasızlığının samimiyetsizliğin yaşandığı ortamda hep huzursuz oldunuz. Bırakın çocuklarınız mutlu olsunlar.