Bu eğitim sistemi ile!

Bu eğitim sistemi ile!

Yavuz ERCAN
Yavuz ERCAN
31 Ocak 2017 Salı 00:11
 Bu eğitim sistemi ile!


Avrupa’nın pek çok ülke nüfusundan daha fazla öğrencisi bulunan yurdumuzda dün itibarı ile ilk ve orta dereceli okullar 15 gün süre ile yarıyıl tatiline başladılar, 15 günlük tatil süresi boyunca her ne kadar evlerde anne-babalar “Çocukların evde olduğu bu 15 gün nasıl geçecek .?” diye kara kara düşünürken başta trafikte olacak rahatlama dolayısı ile şehirleri yönetenlerde en azından 15 gün nefes alacaklar.

Türkiye’de yarı yıl tatili yada sene sonu tatilin başladığı tarihlerde konu ile ilgili ilgisiz kim varsa bir anda “Eğitimin en çok bileni” haline geliyor ve bulabildikleri her platformda “Eğitim sistemimiz şöyle olmalı böyle olmalı” diye ahkam kesiyorlar ancak nerede ise 40 yıldır eğitimde herhangi bir mesafe alamadığımıza göre bu ahkam kesenleri de kimsenin ciddiye almadığı da ortay acıkıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da geçtiğimiz hafta katıldığı bir toplantıda “İktidarda bulunduğumuz dönemde pek çok hayırlı hizmet yapmamıza rağmen Eğitimde birde Kültür ve Sanatta arzu ettiğimiz mesafeyi alamadık, bir tek buna yanarım” dediğine göre Ülkemizde uygulanan eğitim sisteminde ciddi bir sıkıntının olduğu da artık hiç kimde tarafından saklanamıyor.

Aynı partinin iktidarında bile her gelen Milli Eğitim bakanının başka bir havadan çaldığı bir memlekette belki de bu zamana kadar yapılan en hayırlı iş ismi Milli eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı olan yapının isminin Eğitim ve Sporun ayrılması ile Milli Eğitim Bakanlığı haline getirilmesi olsa gerek.

Bundan 40 yıl önce lisede var olan Biyoloji derslerinde öğrencilere okutulan ve kime ne faydası olduğu bilinmeyen “Kaplumbağanın Gözü, Sivrisineğin kan dolaşımı" ile ilgili bilgilerin müspet ilimlere ne faydası olduğu ve Türkiye’yi çağlar üzerinden sıçratacak hangi bilimse buluşa dayanak oluşturacağı sorusuna bugün bile cevap bulmakta inanın zorlanıyoruz.

Okullarımızda tamamen ezberciliğe ve ders geçmeye yönelik olarak verilen eğitimden bilindiği gibi Din Eğitimi de nasibini aldı, Bugün namaz kılan büyük bir çoğunluk namazda okunan surelerin çok büyük bir bölümünü orta okul ve liselerde ezberlemiştir, dikkat edin “öğrenmiştir” demiyoruz “Ezberlemiştir “diyoruz, zira Pek çok vatandaşımız ezberlediği Fatiha suresini kıldığı namazda okuyabiliyor ancak Fatiha’nın anlamını yada ne demek istediğini yüz kişiye sorun en az 95 tanesinden “Vallahi bilmiyorum” cevabını alacak ve üzüleceksiniz.

Eğitimde bu kadar ezbercilik olup öğrencilerde durumu kurtarmak ve sadece bir üst sınıfa geçmek adına dünya gerçeklerinden habersiz bir şekilde “Laf ola torba dola” mukabilinden eğitim almaya başlayınca bırakın liseleri Üniversiteleri bitirdiği halde “boş teneke” dediğimiz bir nesil ortaya çıkmış oluyor, Üniversiteyi bitirdikten sonra herhangi bir kurum yada kuruluşa iş başvurusu yapan gençlerimizin nerede ise yüzde doksanlık bir bölümü “bilgi eksikliği” yüzünden iş bulamıyorlar. 

Zaten Devlet İstatistik kurumu da geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir raporda Üniversite öğrencilerinin büyük bir bölümünün kesinlikle iş aramadıklarını zira mevcut bilgileri ile bu kesimin herhangi bir iş kolunda istihdam edilmesinin mümkün olmadığı çok net bir şekilde ifade ediliyor.

Geçtiğimiz yıllarda bir dergide okumuştuk, Japon öğrenciler  30X30 ebadında cam kavanozlarda karpuz yetiştirmeye başlamışlar. Şimdi burada “Cam kavanozlarda karpuz yetiştirince ne oluyor.?” şeklinde bir soru gelebilir, Türkiye’de de karpuz yetiştiriliyor ancak bizde yetiştirilen karpuzlar kamyonlara gelişigüzel yüklendiği için kaç tane olduğu kaça verildiği belli olmuyor, bu yüzden nakliye de pahalı geldiği için üretici karpuzu mesela Adana’dan ,İstanbul’a yada başka bir yerleşim merkezine ulaştırmak istediğinde “harcı borcunu kurtarmıyor” gerekçesi ile mahsulü tarlada bırakma yoluna gidiyor.

Halbuki Japonlar taşıma standartlarına uygun araçlara yerleştirdikleri Kare cam kavanozların şeklini alan kare yada dikdörtgen karpuzlardan kaç tanesinin bir araca yüklenebileceğinin hesabını bildiklerinden güzel ambalajlar ile birlikte bir karpuzu hiç tahmin edilemeyecek rakamlara ülke içerisinde ve Japonya dışında satarak hatırı sayılır bir döviz girdisi sağlayabiliyorlar.

Bu şekilde yüzlerce örnek vermek mümkün Verilen eğitimin o memleketin ileri gitmesine teknolojide diğer ülkelere fark atacak bir noktaya gelmesi için çok önemlidir ancak bizde yukarıda belirttiğimiz gibi iş tamamen ezberciliğe yönelik olunca ne şe yaradığı bilinmeyen daha da önemlisi hiçbir işe yaramayan bir eğitim sistemi ortaya çıkıyor ve yıllarda böylece boşu boşuna geçip gidiyor.

Bundan çok uzun yıllar önce Padişahın huzuruna Eğitim ile uğraşan birisini getirirler ve “Padişahım bu kişi bildiğimiz iğneyi duvara saplıyor ve 3 metre uzaklıktan fırlattığı ipliği muhteşem  bir şekilde iğnenin deliğinden geçiriyor. Bu olağanüstü buluşu sizinde görmeniz lazım” dediklerinde Padişah “Görelim bakalım” der.

İlgili eğitimci İğneyi duvara saplar 3 metre geri gider, ipliği atar ve herkesin şaşkın bakışları arasında iplik iğnenin deliğinden geçer bu durumu gören Padişah “olabilir” der, Eğitimci ikinci kez ipliği iğnenin deliğinden geçirdiğinde Padişah “Tesadüf” ifadesini kullanır, Eğitimci üçüncü kez aynı işi başarınca Padişah Eğitimciye dönerek “Sen bu işi becermek için ne kadar bir zaman uğraştın sorusunu sorar ,Eğitimci “Padişahım bun bu olağanüstü buluşu becerebilmek için 12 yıl çalıştım” dediğinde Padişah yanındakilere “Bunu falakaya yatırın ve 120 sopa vurun” talimatını verir.

Görevliler Eğitimciyi yere yatırıp sopayı birbiri ardına ayaklarına vurmaya başladığında Eğitimci can havli ile “Padişahım ben bu icat için 12 yılımı verdim. Sizden mükafat isterken bana ceza veriyorsunuz, bilime, Eğitime, bilim adamına verdiğiniz değer bumudur.?” diye feryat etmeye başlayınca Padişah “Bre akılsız adam sen ipliği iğnenin deliğine geçirmek için 12 yıl uğraştın ve  bunu başardın peki senin bu buluşun enflasyonu mu düşürdü, bu memlekete para mı kazandırdı, bu memleketin insanı buluşundan hangi noktada faydalandı? Kimseye faydası olmayan ilim için buluş için sana verdiğim ceza az bile" diyerek eğitimci olduğunu söyleyen kişiyi huzurdan kovar.

Türkiye’nin Eğitimdeki durumu da aşağı yukarı İğnenin deliğinden ipliği geçirmek için 12 yılını heba eden eğitimci gibidir, Ezberci, müspet bilimlere faydası olmayan, günü kurtarmak adına uygulanan bu sistem maalesef Türkiye’yi bizim dışımızdaki ülkeler arasında en son sıralara demirletmiş durumda.

Biz “Kaplumbağanın Gözü, Sivrisineğin kan dolaşımı” ile uğraşırken BrandZ raporuna göre 2016 yılında dünyanın en değerli markası Apple’ı geride bırakan Google oldu. İlk 10 içerisinde yer alan firmaların tamamı Bilim ve teknolojiye bağlı  markalar ve bu markaların çoğu da ABD’de “Depo” olarak bilinen alanlarda Üniversitede okuyan yada Üniversiteyi bitiren öğrencilerin hayata geçirdiği yazılım firmalarıdır.

Milliard Brown ve WPP tarafından belirlenen “BrandZ En Değerli 100 Global Marka” listesi bu yıl 11. kez yayınlandı. Listede ilk sırayı Apple’ı deviren Google alırken; içecek devi Coca-Cola ise beklenmedik bir şekilde ilk 10 içine giremedi.
Rapora göre dünyanın en değerli markası olan Google’ın değeri bu yıl geçen yıla göre yüzde 29 artarak 229 milyara yükseldi.

Geçtiğimiz yıl birinci sırada olan Apple‘ın değeri ise yüzde 8 azalarak 228 milyar oldu. Microsoft, 122 milyar ile dünyanın en değerli 3. şirketi olurken; Facebook, Amazon ve IBM de ilk 10’da yer alan diğer teknoloji şirketleri oldu.
Dünyanın en değerli markaları arasında her yıl ilk 10’da yer alan Coca-Cola bu yıl 80 milyar 314 milyon marka değeriyle 13. sıraya geriledi. Geçtiğimiz yıl 8. sırada yer alan içecek devinin 2006 yılından bu yana ilk defa ilk 10 içine girememesi dikkat çekti.

Bir yazılım firması olan Google’nin değeri 229 Milyar dolar, Türkiye’de var olan  kadar kurum ve kuruluş varsa topladığımızda 229 milyar dolar yapıp yapmayacağını bilmiyoruz ancak bu rakamları okurken “Aklın var neylersin malı, aklın yok neylersin malı” atasözü geliyor.

Temennimiz bizden de bu tür markaların çıkması, elin gavuru bir yazılım firmasını 229 milyar dolar rakamına getirmeyi başarmışken bakalım biz daha ne kadar zaman “Meleklerin dişi mi yoksa Erkek mi” olduğunu tartışacağız..? 



Son Güncelleme: 31.01.2017 00:13
Anahtar Kelimeler:
İstmarina AVM
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37