Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Haluk Görgün, Gebze’ye sanayinin başkenti deniyor ama bu yetmez. Gebze bilimin ve teknolojinin de başkenti olacak” dedi.

Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Haluk Görgün ile yaptığımız özel röportajda, Görgün projelerini ve hedeflerini anlattı. Gebze’yi çok sevdiğini belirten Görgün, “Bana önceden nerelisin diye soranlara Bursa diyordum, hanım Bursalı diye. Ama artık Gebzeliyim diyorum. Gebze,  Marmara bölgesinin en hareketli yeri. Sanayinin başkenti olan Gebze, bilim ve teknolojinin de başkenti olacak” dedi.

Ben Amerika’da ihtisas yaptım. Çok iyi konularda çalıştım. Gündemde olan uzay araçlarının enerji ihtiyaçlarını karşılayacak sistemlerin tasarlanması, NASA’ya proje yapan bir grubun içinde çalıştım. Güzel çalışmalarımız oldu. Sonra ülkemize dönüp, hizmet edelim dedik. 

Yıldız Teknik Üniversitesi adına burslu gönderilmiştim. Ama ilk geldiğim sene orada ders anlatacak bir ortam oluşmamıştı. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nü o zaman 2005 yılında  tanıyordum. GYTE’den, Amerika’ya gelen genç araştırmacılar vardı. Onlarla tanışmıştık. Türkiye’ye geldiğinizde buyurun, beraber üniversitemizde çalışalım demişlerdi. Ben de döndüğümde Yıldız’daki boşlukta buraya haftada 2 gün görevlendirme alarak gelmeye başladım. 

Türkiye’de ilk defa Hidrojen Teknolojileri dersini burada ben açtım. Hidrojen Teknolojileri tercih sistemleri laboratuvarı kurdum. GYTE adına Uluslararası Hidrojen Teknolojileri konferansı düzenledim. İki sene buraya geldim, gittim. Sonra Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bana dediler ki, benim asıl uzmanlığım Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği.

İnsansız Robot Teknolojileri, Otomasyon Sistemleri, bunların kurgulanması, bunların algoritmalarının oluşturulması asıl uzmanlık alanım. Bununla ilgi Yıldız’da bir bölüm kurdum. Sonra idari görevler vs. En son rektör yardımcılığına kadar çalıştım. Bu görevdeyken de sayın Cumhurbaşkanımız uygun gördü bizi buraya rektör olarak atadı. 

Üniversite olarak değil ama yerel olarak Gebze’ye yabancıydım. Ama Gebze’ye geldiğim ilk günden itibaren bana herkes o kadar güler yüzlü, o kadar kucak açtılar ki benim buraya hizmet etme şevkim ziyadesiyle arttı. Eskiden bana soruyorlardı nerelisin diye, Bursa diyordum hanım Bursalı diye. Ama artık Gebzeliyim diyorum.

İnsanın doğduğu yer değil doyduğu yer memleketidir. Burada Ticaret Odası Başkanı, Belediye Başkanı, bütün yöneticiler, Kaymakamı, milletvekilleri, STK’lar özlemle beklenen birisiymiş gibi bana yaklaştılar. Ben de onun karşılığını vermeye çalışıyorum. Allah yardım etti.

Bugün benim Gebze Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne gelmemin 2.ci yılı. Daha 1.ci yılı tamamlamamışken o kadar güzel şeyler ortaya kondu ki bizim karşıdan aldığımız enerji daha da arttı. Daha da motive olduk. Kaliteli işler ortaya koyduk. Odağa insanı koyuyoruz. Birinci derecede öğrenciyi koyuyoruz. Sosyal medyayı çok aktif kullanıyorum. Öğrenciler bu sayede bana çok kolay ulaşıyorlar. Odağa öğrenciyi koyduğum için geleceğimizi teslim edeceğimiz elektronik mühendisi, belki siyasi, belki milletvekili. Sayın İdris Gülüce, Pendik belediye başkanı buranın mezunu.

Harika bir kampüsümüz var 400 dönümlük bir orman var her gün yürüyebiliyorlar, köy bahçesi gibi bahçeleri var orada oyun oynayabiliyorlar. Bizden talep edilmesi durumunda da orada çocukların ufuklarını açacak bir takım etkinlikler düzenliyoruz. Yenilikçilik ve Girişimcilik Haftası’nda anaokulunda çocuklara projelerini sunma fırsatı verdik. Kendi kendilerine proje ürettiler ve çıkıp herkese anlattılar.  

Bir başka çalışma Code For Kids adı altında bir çalışma yaptık. Bunu da kodlamayı ve yazılımı küçük çocuklara aktarmak ve farkındalığı oluşturmak adına yapıyoruz.

Yeni spor salonlarımızı açıyoruz. Yüzme ve kapalı spor salonlarımız. Bu salonlarda jimnastikten tutun bölgede olmayan farklı spor branşlarına çocuklarımızı özendirerek bölgeye hizmet etmek istiyoruz. 

Dezavantajlı öğrencilerimiz için ‘Kelebeğin Düşü’ adı altında 3 gün süren bir program yaptık. 

Sürekli Eğitim Merkezimizi açtık. 150 farklı alanda eğitim veriyoruz. OSB’lerden, belediyelere kadar.  Mesela belediye çalışanlarına biz hafta sonları burada eğitim veriyoruz. 

En çok duayı öğretmenlerden aldım. Gebze’nin öğretmenlik okuyan fakat pedagojik formasyon dersi almadığı için öğretmenlik yapamayan gençleri vardı. Anneler, babalar dua ediyorlar. Çocuklarımızı İstanbul’a, Kocaeli’ye göndermek zorundaydık fakat şimdi hemen Gebze’den, Çayırova’dan, Dilovası’ndan, Darıca’dan öğretmen adaylarımız hafta sonları eğitimlerini bizden alıyorlar. İngilizce dersleri veriyoruz. 

Mesela OSB’lerin içine gidip ders anlatıyoruz. Çizim dersleri, bilişim dersleri veriyoruz. Bunlar üniversitenin akademik eğitiminin dışında ekstra eğitimler. STK’larla güzel çalışmalar yapıyoruz. 

Bölge hem üniversiteyi, hem de bizi sahiplendi. Ben de gereğini yerine getirmeye çalışıyorum. Buraya gelmeden önce üniversitenin röntgenini çektim ve üniversitenin vakfının olmadığını gördüm. Bölgedeki sanayicilere, sayın Bakanımız, sayın Valimiz.  Allah razı olsun her ikisinden de. Bu fikri sahiplendiler ve arkasında durdular. Önümüzdeki ay Allah’ın izniyle kurulmuş olacak. Vakıf kurulduğu anda da öğrencilerimize, akademisyenlerimize ekstra fırsatlar sağlayabildiğimiz gibi, bir takım kültürel etkinlikleri de yapıyor olabileceğiz.  Vakıf burada bir değer olacak. 

Bu sene yaptığımız çalışmalardan birisi de Türkiye’de ilk defa tüm öğrencilerine burs veren bir üniversite olduk. Organize sanayi bölgelerimiz destek oldular. Kocaeli Sanayi Odası, Gebze Ticaret Odası. Nail Çiler bey sağolsun öğrencilerimiz ile ilgili bir problemimiz olduğu zaman aradığımızda hiçbir zaman hayır demedi. Burslar konusunda da yine aynı şekilde. Belediye başkanımız da buradaki eksikliklerin giderilmesi noktasında bize çok destekleri oluyor. Büyükşehir Belediye Başkanımız müthiş destek oldu. Ekibini sürekli gönderiyor buraya. Çevre düzenlemesinden tutun yeniden yapılanmaya kadar. Etrafta ne kadar kurum, kuruluş, yönetim varsa bizim taleplerimizi karşıladılar. Basına da teşekkür ediyorum hep güzel şeyler yazıyorsunuz, destekliyorsunuz. 

Burası bir teknik üniversitesi ama başında Gebze yazıyor. Üniversite kelimesine gelmeden önce iki kelime önce Gebze kelimesi var. Önce Gebze, sonra teknik, sonra üniversite geliyor. Bu üniversitenin ön plana çıkması, üniversitenin aktif olması, üniversitenin başarıları hemen Gebze’nin bir anlamda markasını, piarını, Türkiye gündemindeki yerini çok farklı bir noktaya getiriyor. 

Türkiye’nin her tarafında üniversiteler kurulmuşken bir çok ilçe sadece ve sadece meslek yüksek okulu kurabilmek için o kadar çırpınırken Gebze’nin, Türkiye’nin en iyi üniversitesilerinden bir tanesi Gebze Teknik Üniversitesi var. Bu kullanılması ve değerlendirilmesi gereken bir şey. 

Bugün biz varız hasbelkader, yarın başkaları gelecek. Önemli olan Gebze’nin değişimine, gelişimine, dönüşümüne katkı sağlaması, Gebze’nin marka değeri açısından, Ticaret Odası başkanımız, Belediye Başkanımız bu anlamda bize destek oluyorlar. Bizim yapacağımız her artı bu söylediğim kurumlara da artı olarak yansıyacaktır. 

Ulusal ve uluslararası anlamda bir çok etkinliğe burasının rektörü olarak ben katılıyorum. Her gittiğim programda akademik olsun, olmasın, ulusal olsun, olmasın ilk önce Gebze’yi anlatıyorum. 

Konuşmalarımda espri yapıyorlar, Gebze’yi bıraksak başkent yapacaksın diyorlar. Öyle değil ama burası zaten sanayinin başkenti. Bu kadar OSB, bu kadar ihracaat var. Bu kadar limanlar, üniversite, TÜBİTAK’ın enstitüleri, TSE, şimdi Bilişim Vadisi. Bir çok il bunlardan bir tanesine sahip olmak için can atar.

Mesela Mimarlık bölümü lisans programı olan nadir programlarımızdan bir tanesi. Ağırlıklı olarak yüksek lisans ve doktora eğitimi veriyoruz. Ama lisans eğitimi verdiğimiz eğitimler de çok nitelikli. Mimarlık Fakültesi’nin altında iki tane bölümümüz var. Şehir ve Bölge Planlama ve Mimarlık Bölümü. Bunlardan sadece Mimarlık Bölümü’nde lisans bölümü var. Öğretim üyelerimizin hemen hemen hepsi alanlarında, dünyada kendilerini kanıtlamış insanlar. Hem mesleki çalışmalarını yapıyorlar, hem de ülkenin gelişimine katkıda bulunabilecek projelere imza atıyorlar. 

Bununla beraber işbirliği içinde olduğumuz bir çok üniversite var. O üniversiteler ile birlikte kombinasyonları sağlıyorlar. Bunlar öğrencilerimiz için çok büyük avantaj. Öğrenci etkinliklerine çok büyük destekleri var. Mimarlık öğrencilerinin geleneksel  çalışmaları vardır. Bunlara biz ev sahipliği yapıyoruz. 

Gebze Teknik Üniversitesi ağırlıklı olarak yurt dışı doktoralı öğretim elemanlarının bulunduğu bir üniversite.  

Öğretim üyelerimizin uluslararası üniversitelerden mezun olması kendi okullarıyla, çalıştıkları okullar arasında köprü görevi görüyorlar. O da burada yetişen gençlere, burada yapılan projelere inanılmaz bir katkı oluyor. Dolayısıyla bizim öğrencilerimizin şanslı olduğu noktalardan bir tanesi bu. Çok farklı uluslararası kurumdan gelmiş, mezun olmuş öğretim üyeleri burada.

Bir çok üniversite olan bir şey var mesela, biz de o yok. Kendi mezunumuzu biz hemen öğretim üyesi yapmıyoruz. Eğer bizden mezun olduysa, biz o mezunumuzu, doktora mezunumuzu önce yurt dışına gönderiyoruz. 1-2 sene çalışıp, birikimleri sağladıktan sonra eğer hala bize katkı yapabileceğini düşünüyorsak alıyoruz ama bir istisnamız var. 

Diyelim ki bizden mezun olmuş fakat bizden mezun olduktan sonra da ülkenin iyi üniversitelerinden Boğaziçi’nden, ODTÜ’den teklif alabilecek birisi varsa onlara ayrıcalık tanıyoruz. Onları bir takım şartlara bağladık. Mesela uluslararası proje yapıyor olması, yeni projeleri üniversiteye kazandırmış olması, uluslararası projelerin içinde olması.

 Bazen gençlere bakıyorsunuz hocalarını sürüklüyorlar. Bu çocukları Boğaziçi’ne niye kaptıralım, ODTÜ’ye niye kaptıralım? Onları tutuyoruz ama ağırlıklı olarak yüzde 99.9 bizden mezun olan, bizde hoca olamıyor. Dışarıda gidip çalışıyorlar, bilgi birikimleri, tecrübeleri vs. masaya yeni bir şeyler getirebildikleri zaman oluyor. 

Neticede bir sofra var burada. Değişik lezzetler var. Herkes var olan, ellerinde olanlarla o sofraya bir şey katıyor, bir yemek katıyor. Yeni bir şeyler katabilecek insanları biz burda hoca olarak istihdam etmeye çalışıyoruz. Böyle olunca da kendinden sonra gelecek yeni nesillere, yeni öğrencilere, yeni gençlere farklı lezzetler tattırabilelim istiyoruz. Bu bizim projeci üniversite olmamızın sonucu. 

1992 yılında çok ulvi bir amaçla kurulmuş burası. Ülkenin akademisyen ve araştırmacı ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuş. Yıllar içinde de bu misyonu çok iyi becermiş. Son dönemde birazcık içine kapanmış, hocalar labaratuvara, kampüse gömülmüşler. 

Bizim burada ilk yaptığımız işlerden bir tanesi Gebze Teknik Üniversitesi’nin kalite enstitüsü ve stratejik planını ortaya çıkarmak oldu. Bu çalışmayı yaparken bölgenin Ticaret Odası Başkanı, Sanayi Odası Başkanı, OSB’lerin başkanları, basın, öğretim üyelerimiz, hatta öğrencilerimizi aldık, Kartepe’de bir otelde bir hafta sonu geçirdik. Bir devlet üniversitesi olarak, şirket mantığıyla hareket ettik. 

Herkese buranın altyapısı ve buranın ufkuyla alakalı söyleyebilecekleri ve düşüncelerini ortaya koyduk. Sonunda ciddi bir stratejik plan ortaya çıktı. Ben rektör olarak rahatlıkla bunu yapabilirdim. Ama öyle yapmadım. Bu anlayışı aldığımız bütün kararlara yaydık. Üniversitede tercih edilebilecek her şeyi ya anketle yaptık, ya da ortak akılla belirledik. 

Bilişim Vadisi 62. Hükümet programından beri var olan en vizyonel programlardan bir tanesi. Var olduğu, kurulmaya çalışıldığı alan Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü adı altında ilk kampüs alanı olarak düşünülen Muallimköy Yerleşkesi’nin, Gebze Teknik Üniversitesi’ne ait olan bölgeydi çoğunluk olarak. 

Bu alanda altyapı ve üstyapı çalışmaları 1. ve 2. Etap çalışmaları bitmek üzere. Burada dünyanın bilişim alanında ARGE merkezi olabilecek ve nitelikli çalışmaların yapılacağı, dünya çapındaki firmaların gelip, buradan dünyaya hizmet üretileceği bir merkez olarak planlanmakta. 

Sosyal donatılarıyla, yaşam alanlarıyla dünyada bir örneği olmayan, marinasıyla, parklarıyla, bahçeleriyle, mekanlarıyla çok özel olan bir Teknopark, özel statüde olan bir teknopark. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın himayesinde olan, ortaklarının da Gebze Teknik Üniversitesi, Tübitak, Kosgeb, Ticaret Odası, Büyükşehir Belediyesi gibi bölgedeki OSB’lerin bir kaçının olduğu çok güçlü bir Teknopark.