Referandum öncesi

Referandum öncesi

Yavuz ERCAN
Yavuz ERCAN
26 Ocak 2017 Perşembe 22:06
Referandum öncesi


Yarın sabah telefonumuz çalsa ya da başka herhangi bir yönetici bize ulaşıp "Yüksel Ercan sizi Türkiye’nin en büyük yayın kuruluşunda yazı yazmak, için ya da en fazla seyredildiği televizyon kanalında program yapmak için davet ediyoruz" şeklinde bir çağrı alsak, aldığımız daveti değerlendirir, ancak bizi arayan yöneticiye "Biz geliriz ancak o yayın kuruluşunda falanca kişi varsa biz orada olmayız" şeklinde de asla bir ön koşulda bulunmayız. Zira orada bulunanların ne yaptığına değil, bizim ne yapacağımıza ve bulunduğumuz kuruma ne katacağımızı düşünürüz.

Böyle bir çağrıyı kabul edeceğimizi düşünmüyoruz zira biz şu sıralar Ulusal gazeteleri bile kıskandıracak bir gazetede yazarlık yapıyoruz, Gazete ekibinden de son derece memnunuz ve bize sahifelerini açan gazete yönetiminde müteşekkiriz.

Bu örneği son günlerde Ülkenin birinci gündemi olan Anaysa değişikliği ilgili olarak veriyoruz, Anayasa değişikliği için MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli tarafından başlatılan süreçte ilk turun tamamlanmasından sonra gelinen noktada ikici tur oylarının da daha çok EVET yönünde çıkması, referandum ile ilgili sandığın Nisan ayında önümüze geleceğini gösteriyor.

İsmine Başkanlık yada Partili cumhurbaşkanlığı denilen bu yeni sistemin gelmesi adına AKP-MHP ikilisinin karşısında duran CHP yapılması istenilen Anayasa değişikliğinin çıkmaması adına siyaseten var ola n yolların aşağı yukarı tamamını deneyerek HAYIR  çıkması yönünde hatırı sayılır bir mücadele örneği veriyor.

Nisan ayında Referandum ile ilgili sandığın önümüze gelip gelmeyeceği bugünlerde netleşmiş olacak, Dolayısı ile Anayasa değişikliği olsun diyenlerinde, olmasın diyenlerinde bundan sonra ellerinde bütün dertlerin dermanı  olan SANDIK gibi son derece önemli bir malzeme bulunuyor.

Şu sırada Türkiye’deki genel kanaat Devlet Bahçeli ile tarafından başlatılan sürecin tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Başkanlık yolunu açacak düzenlemelerin hayata geçebilmesi adına yapılmaya çalışıldığı algısının oluşmasından kaynaklandığı yönünde olduğudur ve bu algıda kısmen doğru olabilir.

İşte siyaset ve siyasi partilerin işlevi de tam olarak burada başlamaktadır. Seçmene güvenen, Seçmene dokunan her siyasi parti liderinin beklediği sandığı çözen, sandığın nelere kadir olduğunu bilen bir siyasetçi için bize göre Nisan ayında yapılacağı aşağı yukarı belli olan Referandum  bulunmaz bir nimettir.

Hatırlayınız 12 Eylül 1980 ihtilali ile birlikte siyasi Süleyman Demirel-Bülent Ecevit-Necmettin Erbakan-Alparslan Türkeş ve Deniz Baykal olmak üzere yasaklı olan pek çok siyasi yasaklı lider ile ilgili Referandum kararı alındığı zaman siyaseten zirvede olan Turgut Özal’ın seçmeni ikna edeceği ve yukarıda isimlerini yazdığımız bu siyasetçilerin yasaklarının seçmen tarafından devam ettirileceği algısı son derece büyüktü.

Zaten o günlerde Turgut Özal’da kendisine olan güveni dolayısı ile böyle bir Referandum kararı almış ve “Siyaseten yapacağım bu hamle hem karşımdaki diğer liderlerin işini bitirir sonra da nihai hedefim olan Başkanlık sistemi ile gereken adımları da rahat rahat atabilirim” şeklinde düşünmeye başlamıştı.

Referandum gününe kadar Turgut Özal hiç durmadan çalıştı elinde var olan bütün imkanları kullandı ancak karşı tarafta da başta Süleyman Demirel olmak üzere diğer yasaklı siyasetçiler daha iyi çalışmış olacaklar ki Turgut Özal kazanacağına yüzde yüz kesin gözü ile baktığı Referandumdan yenilerek çıkmaktan kurtulamadı.

Sonrası malum Süleyman Demirel yasakların ortadan kalkmasından sonra DYP’nin başına geçti, önce Başbakan oldu, sonrada Turgut Özal’ın vefat etmesinden sonra Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kadar geldi.

Nisan ayında yapılacak olan Referandum hem partiler açısından hem de partilerin başında bulunan Liderler açısından çok önemlidir, Bu günlerde TBMM’de yapılan oylamalar şu an gittiği gibi devam ederse yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Sandık Nisan ayında önümüze gelecek,  Nisan ayında yapılacak olan seçime AK Parti her zaman olduğu gibi yine en hazır parti, TBMM’ görüşmelerinde anlaşıldığı üzere CHP sandıktan HAYIR çıkması adına yaptığı muhalefet ile siyasetini belli bir noktaya getirdi.

MHP’nin TBMM’de AK Parti ile olan birlikteliğini devam ettirip ettirmeyeceği adına Nisan ayı öncesi yapacağı yada yapamayacağı mitingler ile belli olacak, Partilerin TBMM içerisindeki milletvekillerini ikna etmesine asla benzemeyecek olan saha çalışmalarında atacağı adımlar Referandum sonucunu da aşağı yukarı netleştirecek.

Referandum hiçbir parti için kolay değildir hele hele Türkiye’de seçim sonucunu siyaseten etkileyecek o kadar fazla gündem varken daha şimdiden EVET çıkar yada HAYIR çıkar şeklinde bir tahminin yapılmasının son derece zor olduğunu şimdiden görüyoruz.

Nisan ayında yapılacak Referandum her siyasi parti için her lider için son derece büyük bir şanstır, Sandıktan çıkacak olan netice Türkiye’de siyasetin yeniden şekillenmesine vesile olacağı gibi kazanan partilerinde kaybeden partilerinde yeni bir yapılanmaya uğrayacağı kesindir.

Siyasetçiyi var eden yada yok eden Sandık Nisan ayında yapılacak olan Referandumda da şaşmaz bir karar verecektir, Burada siyasi partilere düşen sonucu kendi lehlerine çevirecek argümanları var olan Demokratik kurallar içerisinde sonuna kadar kullanarak netice almaktır.

Sonucu her ne olursa olsun Türkiye’yi Nisan ayına kadar müthiş bir siyasi yarış beklemektedir, Demokrasiye inanıyorsak, Millete güveniyorsak sandıktan çıkacak olan neticeye de bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada saygı duyacağız vatandaşın şaşmaz iradesine bir kez daha şahit olacağız.

Unutmayalım bu memlekette sandık her derde devadır. 



Son Güncelleme: 26.01.2017 22:10
Anahtar Kelimeler:
Gölcük
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37