Bugün gazetemizi ziyarete CHP il başkanı, meclis üyeleri, ilçe başkanı, parti il ve ilçe yöneticileri geldi. Artık halkla iç içe olmak gerektiğini anlattılar. Çalışmalara başlamışlar. İl başkanı ziyaretler sürecek dedi. Recep Dursun ilçe başkanı kendisi Gürcü. Eski arkadaşımız, dostumuz.
Gürcülerin gecelerine toplantılarına katılır. Böyle donanımlı bir hukukçunun ilçe başkanlığı güzel bir şey. Başarılar diliyoruz.
Gürcü edebiyatı oldukça eskiye dayanır. Bu topluluğun edebiyatla ilişkisi diğer toplumlardan eskidir. Müzikle iç içe yaşarlar. Savaşa giderken, savaş anında hep şarkılar söylerlermiş. Kafkas halklarından olan bu toplulukla ilişkilerimizde tarihin derinliklerinde hep vardır. Osmanlı sarayında, yönetiminde Cumhuriyetin paşalarında Gürcüler yer almıştır.
Gürcistan’ın derinliklerinde çok güzel camileriyle Müslüman köyler vardır. Aslında Ortodoks Hıristiyan halk çoğunluktadır ama Müslümanlarda azımsanmayacak bir yer tutar bu topraklarda.
İkisi özerk dokuzu federatif 11 bölgeden oluşan Gürcistan’ın televizyonlarda sıkça adını duyduğumuz Acara Abhazya bölgelerini işitmeyenimiz kalmamıştır.
Batılılar Georgia diyorlar bu çiftçi manasına geliyor. Gerçekten de Gürcüler ziraatta çok becerikliler. En iyi üzümleri yetiştiriyorlar. Budama ,mevsim özellikleri dikkatlerinden kaçmıyor.
Tiflis e vardığımızda şehrin ortasından geçen büyük nehre hayran kaldık. Büyük ibadet binaları kiliseleri mantar gibi çoğalırken, o eski tarihi yapılarda kendisini gösteriyor. Bizim güveç, haşlama, kızartma yemekleri ve o güzel ekmeklerine hayran kaldık. Her karşılaştığınız taksi şoförü Türkçe biliyor Haçapori dedikleri içine özel peynir konularak yaptıkları ve sıcak yenen ekmekleri var. Kişnişi seviyorlar kinzi diyorlar. Yeşilini de maydanoz gibi kurusunu da baharat olarak çok tüketiyorlar.
İbrani ve ermeni alfabesini andıran bir alfabeleri var. Çok ta inatçılar. Arnavutlar Çeçenler ilk sıralarda inatçılıkta.
Evliya çelebi ve İbn Battuta nın gezdiği yollardan geçtik Batum daha farklı bir coğrafyaya sahip.
Ermenistan’a geçip oradan Türkiye’ye gidelim dedik. Taksi bizi Ermenistan sınır kapısına kadar götürdü. Ermenistan sınırında Sadahlu adlı bir kasabada indik. Ermenistan’a girdiğimizde sefalet ve yoksullukla karşılaştık. Niyetimiz oradan uçakla İstanbul a geçmekti.
Bizi şok eden olay havaalanında başımıza geldi. Türkiye ye uçuş yok. Bu kadar saçma ve aptalca düşünce tarzı güldürdü bizi. Kimse dilimizi çok iyi bildiği halde konuşmuyor. Buradan Moskova ve ya Yunanistan a uçakla gidip oradan Türkiye ye geçmek lazım. Körü körüne bir hasımlık. Hal bu ki bu sefaleti yaşamak hakları değil o zavallı Ermenilerin. Yanlarında medeni ileri bir ülke dururken alışverişte bulunacakken çeşitli eşyalar yeme içme malzemeleri paylaşmak yerine zavallı sefalet içinde yaşayan gariban Ermeniler.
Mecburen geriye Gürcistan a döndük bir taksiye binerek. Gümrük kapısında sorun çıkmadı hemen vize verdiler bize. Tiflis te bir gün daha kaldık. Gece sokağa çıkıp lokantaları gezdik. Gürcüler şarkılar söylüyor şiirler okuyor sokaklarda gece gündüz. Edebiyatları eskiye dayanıyor. Eyleniyorlar yüzleri gülüyor. Fakirler, yoksullar ama yüzleri gülüyor. Mutlular nedense.
Bizimde Edebiyatımız çok eskilere dayanıyor. Çok çeşitliliğimiz var.
Oysa biz mutlu değiliz nedense.