banner55

Zihin beyni arayüz olarak kullanıyor

'100. Yılında EEG' temalı 2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi’nde “Bipolar EEG: Bir Psikiyatristin Penceresinden Beyin Dalgalarının Ritmi” konusu Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir tarafından ele alındı.

Yavuz ERCAN
Yavuz ERCAN
23 Mayıs 2024 Perşembe 15:41
Zihin beyni arayüz olarak kullanıyor

'100. Yılında EEG' temalı 2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi’nde “Bipolar EEG: Bir Psikiyatristin Penceresinden Beyin Dalgalarının Ritmi” konusu Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir tarafından ele alındı.

Prof. Dr. Sermin Kesebir: “Zihin, beyni bir arayüz olarak kullanıyor. Psikiyatrik bozukluklar ve bedensel hastalıklar benzer mekanizma ve süreçlerle ortaya çıkarıyor.”

Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen '100. Yılında EEG' temalı 2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu’nda yapıldı.

BİREYİN VAROLUŞUNU HİSSETME…

Kongrede “Bipolar EEG: Bir Psikiyatristin Penceresinden Beyin Dalgalarının Ritmi” başlıklı konuşma yapan Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, ‘bireyin kimlik duygusu, benlik algısı ve değerlerini içeren karmaşık bir yapıyı nitelendiren’ kendiliğin, bireyin varoluşunu hissetme ve yaşantılama hali olduğunu ifade ederek, yeni doğan bebeklerde kendiliğin parçalı bir yapıda olduğunu ve göstermeci büyüklenmeci bir kendilik ile idealize edilmiş ebeveyn imgesi olarak ikiye ayrıldığını anlattı.

BEBEKLER İDEALİZE ETTİKLERİ EBEVEYN FİGÜRÜNE BAĞLANMA EĞİLİMİNDE

Bebeklerin, kendilerini gösterme arzusu ve coşkusuyla hareket ederken, aynı zamanda idealize ettikleri ebeveyn figürüne de bağlanma eğiliminde olduğunu anlatan Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Bu iki kutup arasında sürekliliği ve kalıcılığı olan bir kendilik oluşumu, gerçek ilişkiler ve canlı süreçlerle sağlanır. Zaman ve mekanla ilgili deneyimler birikerek ve birleşerek bütünleşmiş bir kendiliği oluşturur. İnsan yavrusu, kendilik nesnesiyle kaynaşma ve birleşme özlemini gidermeye çalışarak bu bütünleşmeyi gerçekleştirir.” dedi.

EEG’DE ALFA DALGASI ÜRETME YETENEĞİ, BİREYİN DUYGUSAL REPERTUARI İLE BAĞLANTILI

“Kendilik, uzay ve zaman içinde bir oluşumdur ve bütünleşmiş bir kendilik, benlik işlevinin hem kaynağı hem de örgütleyicisidir.” diyen Prof. Dr. Sermin Kesebir, şunları kaydetti:

“Merak ve heves, özne ve idealler, yetenek ve beceriler kendiliğin üçüncü ayağını oluşturur. Bazal kortizol düzeyi, kalp hızı değişkenliği, deri iletkenliği ve istirahat aktivitesi gibi fizyolojik ölçütler, kendiliğin işlevselliği ile ilişkilidir. EEG’de alfa dalgası üretme yeteneği, bireyin duygusal repertuarı ile bağlantılıdır.

KENDİLİK, CANLILIK VE ÖZSAYGININ AZALDIĞI DURUMLARDA ÖRSELENEBİLİR

Kendilik, canlılık ve özsaygının azaldığı durumlarda örselenebilir. Bu durumlarda, göstermeci ve büyüklenmeci kendiliğin hasar gördüğü gözlemlenir ve psikomotor retardasyon (zihinsel ve motor faaliyetlerde yavaşlama) gibi belirtiler ortaya çıkar. Kendilik nesnesiyle bağımlı bir ilişki, idealize edilmiş ebeveyn imgesinin talebi karşılanmadığında suçluluk duygusuna yol açar. Bu tablo, depresyon olarak tanımlanır. Örselenme, duygusal veya fiziksel ihmalden kaynaklanabilir ve bipolar bozuklukta en sık gözlemlenen çocukluk çağı travmalarıyla benzerlik gösterir.”

SAVUNMACI VE TELAFİ EDİCİ YAPILAR KENDİLİK İŞLEVİNİN SÜRDÜRÜLMESİNİ SAĞLIYOR

Heinz Kohut’un kendilik kuramına göre, savunmacı ve telafi edici yapıların kendilik işlevinin sürdürülmesini sağladığını kaydeden Prof. Dr. Sermin Kesebir, şöyle devam etti:

Ancak, kendilik nesnesinin zayıflığı veya idealize edilip özdeşleşmeye izin vermeyişi, kötüye kullanım ile ilişkilidir ve kendiliğin parçalanma riskini artırır. Depresif çocuk, hastalık hastası çocuk ve ölü olduğunu hisseden çocuk, eş duyumun yokluğunda yani yaşam veren enerji kaynağının eksikliğinde ortaya çıkar.

Böyle durumlarda, bütünleşmemiş saldırganlık, bütünleşmemiş cinsellik ve paranoit konum, kendiliğin çözülme ürünleridir. Bireye özgü temperamental (huy ile ilgili) etkenler, yaşamın erken dönemlerinde nöro gelişimi, duyarlılık ve dayanıklılık yönünde düzenler ve gelecekteki klinik profilimizi oluşturur. Temperamental çeşitlilik, çevresel etkenlerin hangi tipine ve hangi şiddetteki maruziyete nasıl tepki vereceğimizi belirler. Bu, bağışıklık yanıtını düzenler, hastalık şiddetini ve eş tanıları yönetir.

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLAR NASIL ORTAYA ÇIKIYOR?

Kendilik patolojisinin semptom düzeyinde kendilik referanslı ruminasyonun (kişinin sürekli olarak kendi düşünceleri, duyguları ve yaşantıları üzerine odaklanarak tekrarlayıcı ve döngüsel bir şekilde düşünmesi) çevresel odaklanmanın önünde yer aldığını gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Zihin, beyni bir arayüz olarak kullanmaktadır. Psikiyatrik bozukluklar ve bedensel hastalıklar benzer mekanizma ve süreçlerle ortaya çıkarıyor. Bu bağlamda, bedensel hastalıkları da kapsayan bipolar spektrumun varlığı mümkün.” dedi.

Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37