Türkiye her 5 yılda bir genel ve yerel seçime gidiyor. Genel seçimde 600 milletvekilini seçim TBMM’ye gönderen seçmen, yerel seçimde de başta belediye başkanı olmak üzere belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri, muhtarlar ve azaları seçiyor.

Söz konusu iki seçimin dışında belli zamanlarda yapılan referandum, 2018 ve 2023 yılında Cumhurbaşkanı seçimi yapılıyor. Dolayısı ile yazımızın başında her 5 yılda bir ibaresini kullanmış olsak da seçimin daha kısa aralıklar ile yapıldığı gerçeği var.

Hatırlayanlar vardır 1998 yılında milletvekili genel seçimi ile yerel seçim aynı günde yapılmıştı. Daha sonrasında muhtemelen yerel seçim ile genel seçimin aynı günde yapılması fikri siyaset makamı tarafından uygun görülmemiş olacak ki, sözünü ettiğimiz her iki seçimin de ayrı zamanlarda yapılması fikri ağır bastı. Belki de tarihler bir daha 1999 yılında olduğu gibi denk gelmedi.

1950 yılından itibaren bilindiği gibi Türkiye her 5 yılda bir sandık başına giderek yöneticilerini seçiyor. Bir kere seçtiği yöneticinin hizmetlerinden memnun kalınmışsa o siyasetçiye bir ya da birkaç dönem daha zaman tanıyor, hizmetinden memnun kalmadığı siyasetçiyi de vermediği oylar ile evine gönderiyor.

Normal şartlarda 60 milyondan fazla seçmenin sandık başına gitmeden hangi partiye oy vereceği ile ilgili olarak fikir sahibi olmak, olduktan sonra da sandık başına giderek kanaat kullanmak istiyor.

1983 yılından itibaren yapılan seçimlerin pek çoğunda seçime günler kala seçime katılacak siyasi partilerin genel başkanları başta TRT olmak üzere, sonraları yayına başlayan özel televizyonların ekranlarına çıkar, gazetecilerin kendilerine yönelttikleri soruları kendi ölçülerinde cevaplandırmaya çalışırlardı.

Sonraları bu alışkanlık terkedildi. Medya kuruluşlarının büyük çabalarına rağmen siyasi parti genel başkanlarını televizyon ekranlarında bir araya getirme imkanı bulamadılar.

Siyasi parti genel başkanlarının yerine önce iktidar partilerin bakanları ve milletvekilleri televizyon ekranlarına çıkmaya başladılar. Ancak belli zamanlarda gazetecilerin soruları karşısında zorda kalan milletvekilleri ve Bakanlar da ekranlara uğramaz oldular.

Uzun zamandır televizyonlarda milletvekilleri, genel başkanlar ya da Bakanlar yok. Bunların yerine hemen her konuda fikirleri olan, eldivenden merdivene kadar hemen her konuda söyleyecekleri bulunan, asında pek çok konuda bilgileri olmamasına rağmen kendilerini uzman olarak tanıtan yorumcular gece gündüz toplumun karşısına çıkartılmaya başlanıldı.

Böylesi bir süreçte seçmen siyasetçilerin bir araya gelmemesi dolayısı ile mecburen televizyon ekranlarına tek başına çıkan, tarafsız gazetecilerin değil kendilerine güzel sorular yöneltecek taraftar yorumculara cevap veren siyasetçilerin söylediklerine bakarak sandık başında kanaat kullanıyorlar.

Bu durumun farkında olan siyasetçiler de sanki seçime değil de savaşa gider gibi bir siyaset izleyince, seçmen de her akşam ekmek istediği, tuz istediği komşusuna sırf kendisi gibi düşünmediği için anında düşman kesiliyor.

Şu andaki halimiz tam olarak anlatmaya çalıştığımız gibidir.

"Bu sor durumdan nasıl kurtulacağız?" sorusunun cevabı ise sadece ve sadece siyasi partilerin genel başkanları ve genel merkezleridir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37