CHP Kocaeli Milletvekili ve TBMM Sanayi Komisyonu Üyesi Tahsin Tarhan,Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan sanayi üretimi Nisan ayı verilerini değerlendirdi.

Türkiye genelinde mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi Nisan ayında, bir önceki aya göre yüzde 1.1 azalırken, yıllık bazdaki artış yüzde 0.7 düzeyinde kaldı diyen Tarhan sözlerini şöyle sürdürdü:

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde ise 2016 Nisan ayında bir önceki aya göre imalat sanayi sektörü endeksi %1.3 azaldı. 

İmalat sanayi alt sektörleri incelendiğinde ise 2016 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre en yüksek azalış %29.6 ile bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatında gerçekleşti. Bu azalışı,%13.6 ile mobilya imalatı ve %3.8 ile motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı takip etti.

Türkiye’ye son yıllarda üretime dayanan yabancı sermaye gelmediğini belirten Tarhan, Türkiye’nin ilk 500 Sanayi Kuruluşu listesine bakıldığında yabancı sermayeli şirket sayısında büyük oranda düşüş olduğuna dikkat çekti.

Şirketlerin karlarının %65’inifinansman giderlerine ayırdığını, faiz oranları ile kur yükü de birleştiğinde, sanayide üretim açısından işlerin kötüye gittiğini gösterdiğini ifade etti. 

Sanayi üretiminin son 9 ayın en kötü performansını gösterdiğini ve Nisan ayında %1.1 gerilediğini de hatırlatan CHP Kocaeli Milletvekili ve Sanayi Komisyonu Üyesi Tahsin Tarhan, “Üretim olmazsa, büyüme olmaz. Milli Gelir artmaz ve gelir seviyesi de yükselmez” dedi.

Sanayide tehlike çanlarının çaldığını ifade eden Tarhan, hükümetin sanayi üretiminde meydana gelen düşüşler karşısında acil önlem alması gerektiğini belirterek, “Şimdiye kadar yürütülen rant odaklı ekonomi politikaları nedeniyle bugün bu duruma geldik. Ekonomiyi ayakta tutan üretimdir. 

Pek çok sektör rant temelinde yükseltildi. O zaman da belli bir süre, belli alanlarda hareketlilik yaşandı sonra da bitti. İnşaatta böyle oldu. Sanayi ekonomik dönüşüme en önemli katkıyı sunan sektörleri barındırıyor. 

Alt sektörleri, istihdam ve yarattığı katma değer gözönüne alındığında sanayiyi ekonominin lokomotifi olarak nitelendirmek mümkün. O halde ekonomide canlanmayı sağlayacak, istihdamı arttıracak ve en önemlisi üretimi yükseltecek politikaları hayata geçirmek gerekiyor. Aksi halde TÜİK verilerinde ortaya çıkan sanayi üretimindeki düşüşün sonuçlarını ağır bir şekilde yaşayacağız” dedi.