Saadet Partisi Çayırova ilçe Başkanı İlhami Bayrak, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç ve beş arkadaşı masada oturmuş yemek yiyordu selamlaştık. Telefonum çaldı az izin istedim.

Saadet Partisi Marmara ilçe Belediye Başkan Adayı Hamit Puhaloğlu, namı diğer deli Hamit az sonra telefonun öbür ucunda yeni döndüğü Balkan gezisini anlatmak üzere konuşmaya başladı. Makinalı tüfek mübarek sınırdan çıkıp balkanları gezip bir çırpıda Sırbistan da bulunan bir camiye yolladığım kitapları yerine teslim ettiğine kadar geri dönüşünü anlattı.

Selam verir vermez Balkanlar'da TİKA adlı kuruluşun boşa çalıştığını anlatmaya başladı. Arnavutluk, Sırbistan, Bosna, Karadağ velhasıl balkanlarda TİKA’nın mezarlık duvarı, köprü, yatır tamiratıyla uğraştığını ama insanların abdest almak için tuvalet bulamadığını taharet alamadığını anlattı.

Balkanlar'da ki ibadethanelerde önce taharet alacak tuvaletlerin, şadırvanların yapılması gerektiğini sağanak gibi anlattı. Namaz kılmak çok zor dedi. Temiz tuvaletlerde taharet için öncelik verilmesi gerektiğini mezarlık duvarlarının ve köprülerin daha sonrada onarılabileceğini anlattı.                                                                        

Gerçekten de yurtdışına çıkan her Müslüman insanın en çok zorluk çektiği iştir tuvaletler. Bir gün Muammer abi Bulgaristan da taharet musluğu olmayan klozete tabiri caizse tünemiş duş aletini kendine doğru taharet almak üzere çekerken biraz fazla asılmış olacak gerilen spiral hortum kopunca her tarafı su içinde dışarı çıktı gülemedim çok sinirliydi. Yaşayanlar  bilir.

Balkanlarda çok Müslüman olmasına karşın elimizden çıkan bu verimli topraklarda Müslüman karşıtı insanların baskılarıyla su kültürü biraz kâğıt medeniyetine birazda pisliğe dönüşmüş. Buradaki insanlar bizim gibi tuvaletten çıkınca taharet almıyorlar.

Kağıtla ne kadar olursa o kadar işte. Biz Müslümanlar çok daha temiz, hijyen insanlarız aslında. Doğrusu bu, sağlığa uygunluk.

Konu neydi nereye kaydı. Ama aslında ikisi de aynı şeyleri söylüyordu baktım İlhami de, Hamit de aynı şeyi paylaşıyorlar. Müslümanlığın gerekleri.

Neyse bu arada saadet partisi ilçe başkanının; meğerse eski ilçe başkanı imiş, yerini yeni bir arkadaşa on beş gün önce bıraktığını söyledi kendisi.

Bende Milli görüş alışkanlığıyla başkanlık bırakılmaz ömür boyu sürer dedim.
Başkanlık bırakılmaz bitmez dedim. Bazı cemiyetlerde biz bıraksak bile (ki bırakmak mümkün olmaz) o mesele bizi bırakmaz. Yaşam biçimidir meselemiz.

Masada Milli Gençlik Vakfı Genel Başkanlığı, Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanlığı yapmış halen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan eskimeyen başkan İlyas Tongüç vardı
Saadet partisinin görevi insan yetiştirmek, gençlere, çocuklara İslam’ı dini ahlakı doğru öğretmek, mümkünse yeni nesli yetiştirmek üzere planlanmalıdır diyemedim.

İktidar, siyaset, yönetim, belediye, bakanlık hevesini bırakıp yeniden yeni nesli, gençleri eğitmek üzerine yoğun çalışma yapmak lazım diyemedim. Para, iktidar, mal, mülk yerine ahlak sadece ahlaklı gençler ahlaklı insanlar yetiştirmek lazım sonra din kolay öğretilir deme ukalalığını gösteremedim.                                                                                      

Eski ilçe başkanının da kendisi ve arkadaşlarını yeterince tanımadığımdan üstelik yemeklerini de soğutmamak açısından çay içme daveti üzerine yanlarından ayrıldım.

Muhalefetteyken; insanlar saygın, sevecen, samimi, önyargısız, yüzü güleç, karşısındakini dinleyen, saygı gösteren, alçakgönüllü oluyorlar.

Dileğim bu masada yemek yiyen arkadaşların gurur ve kibir’e kapılmamaları.

Fakat her ne hikmetse iktidara gelince, iktidarın zehirli koltuklarına oturunca ‘enel hak’ diyorlar.
Ben gururlanma Padişahım senden büyük Allah var diyorum.



Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37