Son aylarda sürekli olarak bahsedilen bir kongre var...
Bazıları hala bu kongrenin, Genel Başkan seçimi için olacak olan bir kongre olduğu kanaatinde...

Bilmeyenlere hatırlatma babında; sürekli olarak adından bahsedilen kongre, Genel başkanlık seçimi için falan değil, bahsi geçen kongre, tüzük değişikliği için yapılması istenen bir kongre...

Şöyle bir bakyorumda , tüm MHP neredeyse birbirine girmiş vaziyette...
Yapmayın arkadaşlar...
Elalemin içerisinde "ah bak adamlar birbirine girdi, işte istediğimiz oldu" diyenler var...
Sosyal medya hesaplarında herkes birbirine "gider" yapma peşinde...
O, buna, bu, ona, birde bakmışsınız ki MHP girmiş birbirine...

Yazıktır arkadaşlar...
Yapmayın arkadaşlar...
Birbirinize daha anlayışlı ve daha saygılı olun arkadaşlar...

Yazıktır arkadaşlar...
Yapmayın arkadaşlar...
Birbirinizin kalbini kırmayın arkadaşlar...

"Sen O'cu, ben Bu'cu, O bizden, Bu bizden değil" demeyin arkadaşlar...
Birlik zamanı arkadaşlar...
Ülkücü'ye derman yine Ülkücü'den arkadaşlar...

Emin olun ki yarın başınıza bir iş gelse, bugün "gider" yaptığınız Ülkücü kardeşiniz ilk yardımınıza koşacak adamdır...
Gerisi boş, gerisi teferruat...
Ülkücü'ye Ülkücü lazım gerisi boş, gerisi teferruat...

Her Ülkücü ve her Milliyetçi, daima birbirine her şart altında lazımdır...
MHP, milliyetçileri daima çatısı altında toplamış önemli bir değerdir...
Böylesine önemli bir değer, bu davaya gönül vermiş insanların neredeyse birbirlerine girmek üzere olmalarından dolayı yitip gitmek üzere...
MHP'nin yitip gitmesi için ellerinden geleni yapan insanların olduğu bir ortamda bulunduğumuz şu günlerde, tüm MHP ve Ülkücü camiaya düşen sakin olmak, bir olmak, birlik olmak ve her zamankinden daha sıkıca birbirine sarılmak, kenetlenmektir...
Değerli kardeşlerim, Unutmayın ki başka MHP yok, olmayacak, olanın kıymetini bilmek asli görevdir...
***
Şöyle bir bakın AKP'ye...
Son aylarda neler yaşandı...

1- Haziran'da seçim oldu, AKP iktidardan düştü, sorarım size kaç AKP'linin ağzından diğer AKP'liye tek bir kötü söz duydunuz? Bir ya da iki istisna hariç, "hiçbirinin" desek yeridir... Yine sorarım size, kaç AKP'li iktidardan düşmüş olan bir genel başkanı yani Ahmet Davutoğlu'nu yerden yere vurdu? Neredeyse hiç... Hep "hocam" dediler, "canımız" dediler, "kıymetlimiz" dediler, "olsun, partimizi iktidardan düşürmüş olsa bile o bizim Genel Başkanımız" dediler...

2- Sonra aniden birşeyler oldu ve AKP, olağanüstü konreye gitme kararı aldı. Sonra ne oldu? Hiçbir AKP'li iktidarda olan bir Başbakanın ve Genel Başkanlarının neden görevi bıraktığını sorguladı mı? Hayır, sorgulamadı... Derhal yeni seçilen Genel Başkanlarını başladılar alkışlamaya... En ufak bir kötü söz ve lakırdı yok...
Sonra herkes birbirine soruyor "yahu bu AKP neden iktidardan düşmüyor?" düşmez elbette... Ülkücüler böyle birbirlerinin kalbini kırmaya devam ederse, inanın ki AKP değil 14 yıl, 114 yıl dahi geçse hala iktidarda olmaya devam eder...
                                                 ***
Daha önce bir yazımda yazmıştım...
"Lidere sadakat esastır" demiş, her şart altında iyi ya da kötü lidere hep sadakatle bağlı olunmasının gereklerinden bahsetmiştim...
Ülkücü gelenek hep böyle oldu yıllar yılı, lider hep liderdi...
Herkes, her şart altında lidere sadık oldu...

Olmadı mı?
Oldu...
Olması gerekende buydu zaten...
Hala olması gereken bu...

Lidere sadakat hep olmalı ve lider daima baştacı olmalı...
Elbette ki liderler zaman içerisinde değişebilir ama önemli olan bu değişimin doğru zamanda ve doğru kişilerle yapılmasıdır...
Tersi olursa, bu durum karşısında lider değişse bile aynı sıkıntılar hep olacaktır...

Bu sıkıntılar ise emin olun ki birileri tarafından büyük bir iştahla beklenmekte...
MHP'nin ve Ülkücü hareketin içinde sıkıntılar yaşaması birilerini mutlu ediyor ve bu sıkıntıların daha da artması adına yine o birileri ellerini ovuşturarak büyük bir iştahla MHP'nin kendi kendisini yok etmesini ve kurdukları bu kirli oyunun devam etmesini bekliyor...

Son olarak ifade etmek isterim ki; MHP ve Ülkücü hareket bu ülkenin bel kemiğini oluşturmaktadır...
Unutmayın ki Türkiye bir vücuttur ve vücudu ayakta tutan unsur bel kemiğidir...
Bel kemiği kırılan bir vücut asla dik duramaz ve dik duramayan bir vücut nihayetinde yok olur gider ya da ömrünün sonuna kadar birilerine muhtaç yaşar...
Allah kimseyi, kendisinden başkasına muhtaç ve mahkum eylemesin...
 
KALIN SAĞLICAKLA... 



Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37