Zamanımızın ve enerjimizin büyük bölümünü iç politik çekişmelerde tüketirken ,bölgemizdeki yeni gelişmeler gündemimizde yeterli kadar yer bulamıyor.
Oysaki bizim gibi ülkelerde iç politik değişiklikler ,dış politik gelişmelerden çok fazla etkilendiği sır değil.
Her ne kadar bizler dünyada neler oluyor sorusuna doğru ve anlamlı bir cevap bulmada yetersiz kalıp ,bu yeni oluşan duruma ayak diremeye çalışsak'da ,bizi bekleyen sorunlardan kaçamıyoruz.
Dünyayı yöneten küresel güçler ,planladıkları yol haritasına ufak tefek değişikliklerle ulaşıyorlar.
ABD Başkanı Donald Trump ,göreve geldiği günden beri ilk yurt dışı gezisini Suudi Arabistan'a gerçekleştirdi.
Bu gezi medyamızda ,magazin boyutunun dışında hak ettiği kadar yer bulmadı.
Bu gezi, Trump'ın kılıç dansı ,eşinin giyim kuşamının ötesinde çok daha önemli mesajlar ve bundan sonrasına ait politikalara ait ipuçları taşıyordu.
İlk olarak, bugüne kadar bir başkanın yapmış olduğu ilk yurtdışı gezisi ,380 milyar dolar gibi büyük bir ticari anlaşmayla sonuçlandığını hatırlamıyorum.
Trump ve Suudi Arabistan Kralı arasında yapılan anlaşmanın yaklaşık 110 milyar dolarlık kısmı silah alımına ilişkin olduğu biliniyor.
Sırf  bu boyutta bir silah alım anlaşması bile kendi başına önemli mesajlar içeriyor.
İkinci önemli bir nokta bu ziyarette Trump ,Suudi Arabistan ,Bahreyn ,Katar ,Birleşik Arap Emirlikleri ;Kuveyt ve Umman gibi Körfez ülkelerinin liderleriyle bir araya geldi.
Sonrasında 55 müslüman ülkenin katıldığı " Arap İslami Amerikan Zirvesi'ne" katıldı. Bu görüşmelerde müslüman ülkeler arasında "Radikal İslami Terör Örgütleriyle" mücadele için NATO benzeri bir teşkilat kurulması görüşüldüğü açıklandı .
ABD ile Suudi Arabistan arasında yapılan 110 milyar dolarlık silah anlaşması ile  Suudi Arabistan'ın öncülüğünde NATO benzeri bir teşkilat kurulması fikri birbirini tamamlayan stratejik adımlar.
Hiç şüphesiz bu teşkilatın kontrolü ABD'de olacak şekilde dizayn edilecektir.
Bu teşkilat ABD'nin öncü birlikleri gibi hareket edecektir. İlk sınavını İran'a karşı vereceği söylenebilir.
AB ülkeleri ve Çin 'in bu bölgedeki etki alanlarının sınırlandırılması gibi bir rol oynayabilir.
Diğer yandan Türkiye'nin Ortadoğu bölgesiyle irtibatı koparılmak isteniyor.
Suriye ve Irak'ta YPG/PKK eliyle oluşturulmak istenen bir hat ile Ortadoğu bölgesi üzerindeki etki alanı zayıflatılması amaçlanıyor.
Bu manada Suudi Arabistan öncülüğünde körfez ülkeleri arasında oluşturulmak istenen birliğe böyle bir misyon yüklendiği açık.
Uzun zamandır ülkemize yatırım yapan körfez sermayesini bu anlamda iyi takip etmek lazım.
Trump, göreve geldiğinden beri ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yapması ve Türkiye'nin bütün itirazlarına rağmen YPG/PKK terör örgütüne ağır silah yardımı yapmayı sürdürmesi bu stratejinin devamı niteliğindeki adımlar olarak görülüyor.
Bütün bu olaylara bakarak ,insan ister istemez TRUMP elinde kılıçla Ortadoğu coğrafyasıyla aramıza mı girmek istiyor sorusunu sormak istiyor ?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37