Hayatta en kötü üç durum vardır...
1- Bir insanın etrafının dalkavuklarla çevrili olması...

Bundan daha kötüsü;
2- Etrafı dalkavuklarla çevrili olan kişinin etrafındaki dalkavukların, etrafında olmalarının nedeninin, kendisini sevdiklerini zannetmesi...

En kötüsü ise;
3- Etrafı dalkavuklarla çevrili insanın, etrafını çeviren dalkavukların farkında olmasına rağmen, buna yinede katlanmasıdır...
                                           ***
Bu durumun nasıl bir durum olduğunu açıklamak neredeyse imkansızdır...
Dalkavuklar hayatın her alanında hep en önemli noktalarda meydana çıkarlar...
İnsanlara dalkavukluk yaparak yaşamlarını süre götürmeyi alışkanlık haline getirmiştir bu insanlar...

Yukarıda ifade ettiğim gibi kendisine dalkavukluk yapılan ya da etrafı dalkavuklarla çevrilmiş olan insanlar, bazen bunun farkına varırlar, bazen varamazlar...

Farkına varmayanlarda sıkıntı yok zanlımca ama farkında olanlar...
İşte bu durum büyük sıkıntı...
Etrafında olan dalkavukları bilip, bunu kabullenmek...

Düşünsenize, etrafınız dalkvuklarla çevrili ve sen bunun farkındasın...
Farkında olduğun halde yinede dalkavuklara katlanıyorsun ya da katlanmak zorunda kalıyorsun...

Neden katlanmak zorunda kalıyorsun?
Çünkü etrafında ki dalkavukların sana dalkavuklanmasını içten içe sende seviyorsun...
Bu senin büyük bir aciz olduğunun en açık göstergesidir.
                                        ***
Aciz bir insan hayatta sadece kısa süreli ve geçici zaferlere imza atar...
Bu tür insanlar bir süreliğine parlarlar ama bu parlama saman alevi gibi bir anda söner gider...
İşte o zaman etrafı dalkavuklarla çevrili olan insanlar etrafını çeviren dalkavuklara dalkavukluk yaptıkları için göz yumanlar, nasıl bir acziyet içerisinde olduklarını fark ederler ama o zaman bir şeyleri düzeltmek için çok geç olduğunun farkına varırlar...

Bu farkındalılığın ardından ise "son pişmanlık fayda etmez" misali kafalarını taşlara vururlar vurmasına da artık iş işten geçmiştir...

Bu nedenledir ki dalkavukların dünyasında sende kaybolup gidersin...
Yani anlayacağın senin saman alevin söndüğünde etrafında ki dalkavukları göremezsin, bu durum ise seni derinden etkiler ve yaşama sevincini elinden alır...

Çünkü dalkavuklarla yaşamak senin yaşam biçimin olmuştur farkında olmadan...
Yani ister istemez bağlanmışsındır sana dalkavukluk yapan insanlara...
                                     ***
Hayatta dalkavuklara fırsat vermemek lazım...
Dalkavukların, dalkavuk olduğunu hissettiğin anda çevrenden uzaklaştırmalısın ki bu insanlar birer parazit gibi senin sırtından geçinemesin...

İnsanların, senin sırtından geçinmesine izin vermemen ve buna yeltenecek olanları da hayatının dışında tutman lazım...
Eğer böyle yaparsan ve çevrendeki dalkavukları, çevrenden uzaklaştırırsan eğer, işte o zaman en doğru hareketi yapmış olursun...

Zira dalkavukluk bazı insanlar için bir yaşam biçimi olmuştur...
Dalkavuklar kimseyi sevmez, önemsemez...

Aslında dalkavukluk zor bir sanattır...
İnsanlara utanmazca dalkavuklanmak, insanlara utanmazca kendini yamamak...

Bu işler öyle herkesin becerebileceği işler değildir...
Velhasıl kelam; dalkavukların dünyası herkesin içerisinde olabileceği bir dünya değildir...

Dalkavuk demek, onurunu, haysiyetini ve şerefini ayaklarının altına alan insan demektir...
Kısacası herkes dalkavuk olamaz...
 
KALIN SAĞLICAKLA...