Geçtiğimiz hafta sonu organizasyonu CHP Genel Merkezi tarafından Marmaris’te yapılan Anadolu Buluşması-Yerel Medya Çalıştayı'na katıldık. Bir medya mensubu olarak en azından sektörün durumunu öğrenmek, sorunların farkında olmak adına bizim açımızdan son derece faydalı bir buluşma oldu.
Türkiye’de on binlerce gazeteci var, bu arkadaşlarımızın tamamı da bu meslekten evlerine ekmek götürmenin mücadelesi içerisindeler. Biz de hayatı boyunca gazetecilikten başka bir iş yapmamış, emek vermiş ve neticede bu sektörden emekli olmuş bir vatandaşız.
Çalıştay sonrası işimizin başına geçtikten sonra "Acaba çalıştaydan hangi neticeler çıktı" sorusunun cevabını bulmak için yazılanları okumaya başladık ve gördük ki kıyamet kopmuş.
Arama motoru Google bizim ismimizin geçtiği herhangi bir yazı ya da haber olduğunda anında e-posta yolu ile tamamını bize ulaştırıyor. Çalıştay ile ilgili haberleri okumaya başladığımızda bizimle ilgili bir biri ardına gelen iletileri görünce şaştık kaldık.
-CHP’nin yaptığı bir organizasyonda Yüksel Ercan’ın ne işi var.?
-CHP’nin organizasyonunda il merkezi dururken bir ilçede bulunan Yüksel Ercan’ın ne işi var.
-CHP’nin organizasyonuna Yüksel Ercan İYİ Parti kontenjanından katıldı
İle başlayan ve devam eden bir sürü haber ve yazı. İşin doğrusu bizim açımızdan çalıştayın da önüne geçmiş oldu.
Bizim ara dönemlerimizi saymazsak gazeteciliğe patronluk noktasında başladığımız tarih 1989 yılıdır. O dönem bir taraftan BAKIŞ isimli bir gazetenin sahipliğini yaparken bir taraftan da rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının talebi ile tüm yazarları ceza evinde bulunan BİZİM DERGAH isimli aylık bir dergiyi basıp tüm memlekete dağıtmaya çalışıyorduk.
O gün bu gündür durup dinlenmeden medya vasıtası ile bir taraftan gördüğümüz aksaklıkları belirtmeye, bir taraftan da gazete patronu olarak ülkeye katma değer yaratmaya çalışıyoruz ve bu durum bugünde devam ediyor.
1989 yılı itibarı ile dünyanın pek çok ülkesini dolaştık. Türkiye’deki il ve ilçe merkezlerini kaç kez ziyaret ettiğimizi hatırlamıyoruz bile. Nerede ise her hafta yurdumuzun ya da dünyanın bir başka bölgesinde yapılan toplantılara katılıyor, imkan bulduğumuz anlarda da fikirlerimizi söylüyorduk.
Bize değer veren, bizi davet eden kişi kurum yada kuruluşların bu taleplerine zamanımız uydukça “Evet” demekten o günde geri durmadık bugün de müsaitlik durumuna göre organizasyonlara katılım sağlıyoruz.
Dünya görüşleri bize uyan ya da uymayan pek çok kurumun davetlisi olarak onlarla birlikte olduk. Yıllar yılı mesafe tanımdan konferanslara katarak fikirlerimizi söyledik, bizi dinleyenler bizden son derece faydalı bilgiler öğrendi. Biz de anlatılanları dinleyerek muhataplarımızdan olağanüstü bilgiler öğrendik.
CHP’nin Marmaris’te organize ettiği çalıştay sonrası yazılanları anlatılanları duyunca şaşırmadık demesek yalan olmaz. Biz yapı olarak zaten tartışmayı sevmeyiz, insanların fikirlerine saygı duyarız. Kişi ya da kişileri savundukları fikirlerden vazgeçirmeye hiçbir şekilde uğraşmayız, herkesi olduğu gibi kabul ederiz.
Muhataplarımızın da bizi olduğu gibi kabul etmeleri en büyük talebimiz. Söz konusu organizasyonları yapanların çağıracakları misafirleri ya da konuşmacıları mutlaka ama mutlaka bir amaca yönelik davet ettiklerine inanır “Neden Ali geldi de Veli gelmedi?” sorusunu yöneltmeye bile gerek duymayız.
Siyasetin dili son dönenlerde olabildiğince sertleşince bundan ister istemez medya mensupları da nasibini alıyor. Hal böyle olunca bizim arkadaşlarımızdan kendilerinin ne yaptığından çok diğer medya mensuplarının yaptıkları ile ilgileniyorlar ve sonunda hiçbir işe yaramayan içi boş tartışmalar çıkıyor.
Lütfen biraz hoşgörü..
